Bize hep masallar anlatıldı hayat boyu. Belki de anlatılan masallara inanmak istediğimizden dolayı gerçek hayata uyum sağlayamadık. Sonu kötü olan masal yoktur, kahramanları sonunda mutluluğu yakalarlar ya hayatın kahramanları bizler hep mutluluğu bulabiliyor muyuz. Aldatıldık masallarla, aldattık kendimizi. Belki de gerçek hayattan bir kaçışın ürünüydü masallar. Hayattan bütün temennilerimizi sanki masallara sığdırmıştık olmayacağını bile bile.. Ve gerçek hayat dedikleri tamamen çekilmez günlerden oluşan bir toplamdan ibaretti. Çocukluğumuzda kurduğumuz düşleri bile çalıyordu gerçek hayat ve sonunda hayal kırıklığına uğruyorduk, hiç bitmeyen hayal kırıklıklarına.. Başınızı omzuna koyabileceğiniz dostlarınız olurdu, sizi sizden daha çok seven, mutluluğa erişebilmeniz için canını ortaya koyan, fedakar dostlar... Yaşadığınız hayatta bulamadığınız dostlarınız olurdu, Kaf dağının toprağının kokusu sinmiş masallarda. Gözü dönmüş hayatla bile mücadele ederken masalımsı bir şekilde mücadele ettik. Kah dev olduk hayata göğüs gerdik, kah cüce olduk hayattan korkar olduk. Yinede inanmadığımız masallarla avuttuk kendimizi. Hayata karşı koyduk, elbet bir gün kazanacağımıza, elbet bir gün mutluluk dedikleri şeyi bulacağımıza ve sürekli kılacağımıza inandık. Aslında umut oldu bize masallar, hayal kırıklığına uğratsa da yaşama gücü verdi. Ve mutluluğa her zaman ulaşamadık, o zaman masalların gerçek olmadığını anladık, yinede masal okuduk hayata... |