|
Gosterilen 1 - 5 arasi, toplam 5 Blog mevcut.
BEN;
ORTA ASYA'DAN TÜREYEN, ANADOLU'DA BÜYÜYEN, AVRUPA İÇLERINE YÜRÜYEN TÜRK'ÜM !
BEN;
DAĞLARDA GEMİ GEZDIREN, TAŞLARA DESTANLAR KAZDIRAN, TARIHI BAŞTAN YAZDIRAN, TÜRK'ÜM !
BEN;
ADALETE, BEN MERTLİĞE ÖRNEKLER VEREN, ÖLÜM - KALIM SAVAŞINA GÜLEREK GİDEN, YERYÜZÜNDE HER MURADA EREN TÜRK'ÜM !
BEN;
SANCAKLARA, TUĞLARA BAŞ EĞDİREN, BEYLERE, PAŞALARA HİL'AT GİYDİREN, KILICINI ÜÇ KIT'ADA GEZDIREN TÜRK'ÜM !
BEN;
ATİLLA'YI, YAVUZ'U, FATİH'İ VAR EDEN, KRALLARI, İMPARATORLARI KENDİSİNE YAR EDEN, DÜŞMANINA DÜNYASINI DAR EDEN TÜRK'ÜM !
BEN;
ŞAHLARI, SULTANLARI KUL EDİNEN, ALTINLARI, ELMASLARI PUL EDİNEN, İNCİLİ KAFTANLARI ÇUL EDİNEN TÜRK'ÜM !
BEN;
ZAFER RÜYASINI GÖRENLERE SAÇ YOLDURAN, HEZİMETE UĞRATIP, ÜMİTLERİ SOLDURAN, MÜZELERDE BAŞ KÖŞELERİ DOLDURAN TÜRK'ÜM !
BEN;
DAMARLARINDA ASİL KANIN AKTIĞI IRKIM, BENDEN BAHSEDER DESTANIM, AĞITIM, TÜRK'ÜM, BEN TÜRK'ÜM, TAA İLİKLERİME KADAR
|
TÜRKLÜK
Gönderme zamanı 09/09/2009 23:11:10
|
TÜRKLÜK
Tabiat Türk'ün ta kendisidir. Türk tabiattır; tabiat Türk'tür. Fırtınadır, kasırgadır, borandır ,Yıldırımdır,,Dünyayı aydınlatan güneştir.Türk.
Önünde diz çökene tan yelidir; boyun eğene kavak hışırtısıdır yüreğin en derinini okşayan. Yunus gibi, Hacı Bektaş gibi, Ahmet Yesevi gibi gönül erlerini doğuran da; Attila gibi, Timur gibi, Oğuz Kağan gibi bozkurtları dünyaya yetiren de Türk analarıdır.
Bakışları şimşektir Türk'ün. Gönlü bozkır havasıdır en keskininden. Uçsuzdur, bucaksızdır, sonsuzdur hayalleri o bozkırlar kadar. Tozludur, nasırlıdır elleri o bozkırlar kadar...
Altay'ın balasıdır Türk... Altay'dan doğmuş, "ana" demiş ona; ihanet etmemiştir. Tanrı Dağlarının, Ergenekon'un soyundandır. Orkun'un, Selenga'nın, İrtiş'in ak sütünü emmiş; Aral'ın, Hazar'ın gök suyunda yunmuştur O...
Onun için; "tabiat"a direnmek, "öz"e direnmektir. "Öz"e direnmek ise, kainatın bütün gerçekliklerine, tarihin bütün yazdıklarına, bütün derslerine direnmektir. İnsanoğlu tabiata boyun eğmek zorundadır yaşamak için. Onun kurallarına göre yaşam tarzları geliştirmek mecburiyetindedir. Tabiat, gerçekliğin, hakikatin bizzat kendisidir. Tabiat, Türk'ün bizzat kendisidir...
TÜRK'E SİLAH ÇEKMEK; İNTİHAR ETMEKTİR...
Niceler denemiştir bunu. Niceler girmiştir yerin dibine kaybedişin en şiddetlisiyle.
Zalimin ecelidir Türk... Eceli gelen namert, Türk'le dalaşır.
Türk'e kılıç çekmek, kaybetmektir... O'na kafa tutmak, zeka geriliğine işarettir. Zira, tarih sayfaları, ona silah çekenlerin kanlarıyla sulanmıştır. Biraz okuyan, geçmişi biraz hatırlayan uluslar, Türk'e karşı davranışlarını yeniden gözden geçirmek zorundadırlar.
Peygamber sabrı vardır Türk'te. İç direnç mükemmeldir. Ama bardağın taşma noktasında, büyük bir infilak başlar. Volkanlar kaplar dört bir yanı; kandan nehirlerde boğulur alçak...
Türk'e silah çekenin başarı şansı, galibiyet ihtimali yoktur. "Savaş"ın babasıdır O... "İt dalaşı", Onunla "Bozkurt Vuruşu"na dönüşmüş; adına "Savaş" denmiştir. Savaşın yaratıcısına savaş açmak, ancak ahmakların işi olacaktır.
Ey Türk! Sen Allah'ımın gölgesisin; sen tabiatsın, sen SAVAŞSIN... Al silahını artık eline. Çıksın oğullar yuvalarından Ergenekon'dan çıkarcasına. Kana boyansın yedi iklim. Yarılsın yerin bağrı. Kopsun kıyamet. Yetsin artık tutsaklığın... Yeter artık beklediğin... Çünkü; Türk'e karşı durmak, Tanrı'ya karşı durmaktır, Çünkü; Türk'e direnmek, tabiata direnmektir, Çünkü; Türk'e silah çekmek, intihar etmektir...
TÜRK OLMAK Kıbrıs’ta, Hocalı da, Anadolu’da ve Balkanlar’da soykırıma uğrayıp, yapmadığın soykırımla suçlanmaktır Türk olmak Kendini anlatamamaktır. Türk olmak Avrupa’da hor görülmektir. Türk olmak Zordur, çetindir ve eziyetlidir. Türk olmak Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Türk olmak Sayısız imparatorluk kurmak aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmaktır Türk olmak Her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir. Türk olmak; Binlerce yıllık medeniyetlerden serpilerek gelse de bir haftalık hafıza ile yaşamaktır. Türk olmak Doğu Roma’yı da Batı Roma’yı da yıkıp, yeni Roma olan AB’ye girmeye çalışmaktır Türk olmak Çanakkale’de ölmektir. Çanakkale’de ölmeden önce düşmana su vermektir Türk olmak Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. Türk olmak Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Türk olmak Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Türk olmak Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır. Türk olmak Askere davul–zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak Şehit olan oğlunun ardından anasının ‘bir oğlum daha olsun, onu da göndereceğim’, babasının ise tabutuna son kez dokunurken ‘vatan sağ olsun’ demesidir. Türk olmak Her hükümetin enkaz devraldığı, enkazı katlayarak bıraktığı ülkede olmaktır. Türk olmak. Kendi yerde yatarken misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak, Milli maçta ağlamaktır. Türk olmak, Aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir. Türk olmak. Türk olmak Yunus’u bilmektir, Âşık Veysel’i sevmektir. Mevlana’yı, Hacı Bektaş–ı Veli’yi ve Hoca Yesevî yi (tek bir satırını okumasa da) yüreğinde taşımaktır. Türk olmak, Saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü’nde... Türk olmak Hayatın sana verdiklerine ‘nasip’, vermediklerine ‘kısmet’ demektir Türk olmak, Asya’da batılı, Avrupa’da doğulu diye tepki görmektir. Türk olmak, Dünyaya meydan okuyabilmektir. Üçer beşer yetmez, alayınız gelsin hazırım demektir Türk olmak.
Velhasıl–ı kelam Zor iştir Türk olmak
Şamil, Kafkas Dağlarının hürriyet güneşidir! Şamil, atalarımın özbeöz gardaşıdır! Şamil’i bilmeyenler atasını ne bilir?..
Şair diyor ki: Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
Ben de diyorum ki: Benim vatanımın sınırları Kars’tan başlayıp Edirne’de bitmez! Hazer’imin “Hürriyet! Hürriyet!” diye çalkalandığı kıyılarda başlar, Ta Viyana’da biter!
Kur, Aras coştukça, Tuna, Volga taştıkça, Benim ay-yıldızlı bayrağım dalgalandıkça; Benim şiirlerim okunacak! Benim türkülerim söylenecek!
İşte taa oralardan esen rüzgarın getirdiği bir oyun, Esaretin düşmanı, cesaretin timsali; Şeyh Şamil!
Sormayın kimlerdenem haralıyam a dostlar! Gönülden fırtınalı, boralıyam a dostlar! Kızıl bir kurşun aldım, yaralıyam a dostlar!
Ağlama ey gözleri bulutlu yar! Men bilerem seninde eyninde kanlı bir libasın var!
Bu şarkılar, bu türküler, Türk’ü çağırır Türküler. Yaşar gökte “Ülkü”ler! Allahuekber!!!
Bu ses bozkurt sesidir! Bu ses Demirperde’yi damla damla eriten bir sestir! Bu ses Katerina, Petro’yu deli eden bir sestir! Bu ses ta Kafkaslardan gelen Şeyh Şamil’in sesidir!..
Yiğit olanın lokması cana azıktır beyler Kimse bana söylemesin buna yazıktır beyler Soyu soysuz olanın sütü bozuktur beyler Bunların soyu bozulmuş Türk'e düşman göbekten Bu hesap sorulacak Apo denen köpekten! *** Kan istediniz canlardan bitmedi inadınız Oğuz size yar olmadı budüz idi adınız Senelerdir bu vatanın ekmeğini yediniz Suyunuzu keseceğiz dağlardaki gölekten Bu hesap sorulacak Apo denen köpekten! *** Dağlar, taşlar bu ovalar bilin ki Türk'ün yurdu Aslımız insan neslidir Türk'e semboldür Kurd'u Soyu ermeni olanlar nerden bilecek Kürd'ü İhaneti seyreyleyin perdedeki delikten Bu hesap sorulacak Apo denen köpekten! *** Alperenler şehadeti seslenirken çağrına İbrahim'in dedikleri nişan oldu bağrına Mehmetçik'ler şehit düştü bu vatanın uğruna Vatan mı istediniz lan beşikteki bebekten? Bu hesap sorulacak Apo denen köpekten! *** Başı bozuk yaylalarda bol keseden savurdun Ne dinin var, ne imanın sen ne biçim gavurdun? Hem korkaksın, hem zavallı zoru gördün kıvırdın! Urgan bile dava eder boynundaki ilmekten! Bu hesap sorulacak Apo denen köpekten!
Biz 251 bin Şehittik ................................Çanakkale'de şehit düşen 251 bin fidanın hatırasına
Bindokuzyüz onbeşin, ilkbahar aylarında, Düşman zırhlılarıydı,boğazın sularında, İstanbul'du hedefi,engelsiz yollarında, .............Bu hedefi durdurduk,bizler Çanakkale'de, .............Bir milleti güldürdük,bizler Çanakkale'de
Nasıl bir savaştı bu..! kopuyordu velvele, 'Çanakkale Geçilmez' dedik yedi düvele, Yedi düvele karşı,sadece süngülerle, .............Olmazları oldurduk bizler Çanakkale'de, .............Bir milleti güldürdük,bizler Çnakkale'de.
'Türk'mü..'! , Bir elimizi arkamıza bağlarız, Öteki elimizle galibiyet sağlarız'.. Diyen küstah Çörçil'in ellerini kırarız ...........İngilizi yıldırdık bizler Çanakkale'de, ...........Bir milleti güldürdük bizler Çanakkale'de
Ölümler sağnak,sağnak,inerdi üstümüze, Düşmanı bırakmadık müstahkem mevzilere, Şarapnel,gülle,mermi,yağdıda tepemize, ............İmansıza saldırdık bizler Çanakkale'de, ............Bir milleti güldürdük bizler Çanakale'de
O dehşetli anlarda, ölüm kusarken gökler, Şehadete ererken birer birer neferler, Sarsılmaz bir imanla vuruyordu yiğitler, .............Yiğitleri soldurduk bizler Çanakkale'de .............Bir milleti güldürdük bizler Çanakkale'de
Gök simsiyah olmuştu,deniz duman,yer duman, Ölüm kustu,kan kustu,küffar vermedi aman, Kırkbine karşı durdu,beşbin asil kahraman, .............Şehadetler kaldırdık bizler Çanakkale'de .............Bir milleti güldürdük bizler Çanakkale'de
Küfrün çelik bendini, bedenlerde erittik, Yağan gülleyi topu,sinemizde yar ettik, Kanlı küfrün üstüne,'YA ALLAH' deyip gittik, ............Kefereyi öldürdük bizler Çanakkale'de ............Bir milleti güldürdük bizler Çanakkale'de
İkiyüzellibirbin şehit gömdüm kefensiz, Saldırdıkça tüm beşer, hem dinsiz,hem imansız, Allah'a sığınıpta yürüyordum amansız, ............Çeyrek ton top kaldırdık bizler Çanakkale'de, ............Bir milleti güldürdük bizler Çanakkale'de.
...........................TARKAN KÖKSOY..MART-2005 Tarkan Köksoy
|