Gosterilen 1 - 9 arasi, toplam 12 Blog mevcut.
Sayfa:
1 |
|
Kolay değil belki, ama imkansızda değil.
Hangi küskünlük bitmemiş, hangi dostluk başlamış ha !
Yüreğin senin elinde dostum. İnsanları değiştiremezsin, ancak onlara olan düşüncelerini değiştirebilirsin.
Herkesi olduğu gibi kabul et, sen de olması gerektiğince ol. İnancının kazanmasını , ondan uzaklaşarak elde etme saçmalığından kurtul.
Hatırla, İYİLİĞİN HALLEDEMEDİĞİNİ KÖTÜLÜK HİÇ HALLEDEMEZ Kİ. . Yüreğine de kaydet bunu.
ÜCRETSİZ BİLETTİR TEBESSÜM YÜREK YOLCULUĞUNDA. .
Sevgiye davet çıkar sen de hadi. Kanaat getir, olumsuzlukları eriteceğine.
Geçmişe üzülme. Yaptığın hatalardan ders aldıysan, mutlu edebildiysen eğer; bugünü bugünle yaşa. Fakat biraz dur.
Hayatına deneyimler eklemen için şart değil yanlışlardan geçmen. Başkalarının edindikleri doğruları yerleştir zihnine. Ölümün ne zaman geleceğini bilmediğinden, yolu uzatıp kaderini zorlama. Güzellikleri de bizzat kendin uygula.
Savrulma sakın. Bak BATSA DA GÜNEŞ, BIKMAMIŞTIR DOĞMAKTAN. SONUNDA TOPRAK OLSA DA CANLI, YORULMAMIŞTIR NEFES ALMAKTAN.
Dostum, bedelsiz değildir ki mutluluklar unutma. “O bedellerle olmanın neresi zarar” de, yorulma. Dertlere de yenilme hiç, galiptir iyilikler sen ilerledikçe. Sonra benim varlığıyla mutluluk duyduğum güzel dostum. Bir martının yanında yer al. Gökyüzü meskenin olsun senin de. Kat kendini maviye, hayran bakışları çek üzerine. Özgürlüğü uçuşlarınla anlat. Hem , kırık olsaydı kanadın ne önemi kalırdı ki genişliği dünyanın.
Kaldır başını ve eğilme, sakın güçsüzce.Dipsizse de karanlık, dal içeri... Öyle bir dal ki; sen değil o korksun.. “Ne çıkar” deme, bir nur da senden olsun.
GÜLÜMSE... Fakat cenneti kazanmışçasına değil, doğduğun güzel fıtrat için...
GÜLÜMSE.... O’nun ümmetlerinden biri olarak yaşadığın için...
GÜLÜMSE... Duyduğun ezan sesi, kıblen KABE olduğu için..
GÜLÜMSE... Öldüğünde Azrail’le buluşup, RABB’ ine kavuşacağın an için.
HİÇ DEĞİLSE TATLI İNSAN, RAZI OLDUĞUN ALLAH ’ın rızası için gülümser misin ?
gözler mavi.. deniz gibi..
o gözler yesil gözler.. nice sevdayı gizler.. ne kadar gizlese de.. o gözde kalır izler..
gözler var, efsunlu,puslu! gözler var mahmur, uykulu! sizi baktıgınızda birlikte uykuya davet eden gözler var! baktıgınızda size ha yagdı ha yagacak dedirten yagmur bulutlu gözler var! gözler var, ümidini yitirmiş,üzgün. hayatta pek birşey görememiş, kaderine küskün, bakışları süzgün! gözler var, merhamet dileyen,aşk dileyen. yelken açmış bahtına enginliklerde. gönülden gönüle, berrak su gibi akan. insana huzur kaynagı olan gözler var. gözler var, neler görmüş,neler geçirmiş. zamanın çarkında erimiş,büzülmüş, gördükleriyle avunup giden gözler var! bir bakıldıgında, insanı sarhoş eden, baktıgına da bin pişman eden gözler var!
gözler ki o gözler, baktıgım her yerdeler. sanki bir masal gibi, neler anlatır neler...
.....o gözler ki o gözler, .....her daim dilimdeler. .....gündüzleri özlemim, .....gece hayalimdeler...
|
SeVmEk
Gönderme zamanı 03/14/2009 12:05:00
|
Bazen beklemektir sevmek ; Ne kadar bekleyecegini bilmeden...
Bazen fedakarlıktır sevmek ; Sende olanı bile verebilmek...Bazen yalnızlıktır sevmek ; Issız yollarda tek başına yürüyebilmek...
Bazen affetmektir sevmek ; Anne sefkati tasımak yüreginde
Bazen aglamaktır sevmek ; Kimseye göstermeden gözyaslarını...
Bazen özlemektir sevmek ; Akreple yelkovana düsman olurcasına...
Bazen yorulmaktır sevmek ; Kan ter içinde peşinden kosarcasına...
Ve korumaktır sevmek ; Arkasında dimdik durabilmek...
Sevmek atese dokunmaktır yanmaktır Bir avuç kor tasımaktır avuclarında Bir tutam gül niyetine...
Donarken yanmak yanarken donmaktır sevmek Sevmek gözyasını buza buzu atese cevirmektir...
Agrılı siirler dogurmaktır ölü hecelerden her gece Kulak vermektir kör kuyulardan yarin avazına...
Sessizce solumaktır sessizligin sesini...
Sevmek biraz da dinlemektir Dinlemeyi bilmektir sevmek... SEVMEK SAcAK ALTINA SIgINAN GÖcMEN KUsUN KAR TANECİKLERİ ARASINDA UcUsAN BEYAZ TÜYÜNÜ GÖREBİLMEKTİR...
Kolay Iş Değildir Yaşamak...
Gözbebeğinize düşen her ışık demetini sonsuz prizmalara vuracaksınız.
dudağınıza değen her nimete bir kainat dolusu selam göndereceksiniz
yüzünüze dokunan her hava zerresi ruhunuzun esintisine katacaksınız.
temas ettiğiniz her şeyde, vardığınız her yerde, varlığınızı her dem çoğaltacaksınız.
bakışınızı her gün yeniden yeniye ayarlayacaksınız.
her gece hayaliniz uçsuz bucaksız gökleri bir çırpıda geçip bitirirken,
bu toprak bedenin içinde bir ayakkabı söküğünden muzdarip olacaksınız.
kalbiniz sonsuz uzakları, sınırsız zamanları hiç tereddütsüz kucaklarken,
günübirlik ekmek kavgasının en ince kaprislerine tahammül edeceksiniz.
nice kainatlar ruhunuza dar gelirken,
en nihayet ayağınıza batan dikenle uğraşacaksınız.
İnsanın bulunduğu yer, kalması gereken yer değil.
insan kabına sığmıyor.kabuğunu zorluyor.
kozasını terk etmeye hazırlanan kelebek misali,
hem ayakları yere basıyor hem uçarı sevdalar taşıyor.
insan, yeryüzü ile gökyüzü arasında emaneten duruyor
göklü olduğu halde, dünyanın çekim alanından çıkamamış bir uydu gibi dolanıyor.
gece ortasında ay gibi ;
arza bağlı, semaya asılı...
İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş... Hep şikayetçi hep bıkkınmış... Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler... Saklayalım zor bulunsun... Zor buldukları için belki kıymetini bilirler diyerek başlamışlar tartışmaya...
Sorun büyükmüş... Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü...
Kimisi: ''''Everest''in tepesine saklayalım''''demiş.kimisi: ''''Atlas okyanusu''nun dibine''''demiş. Tac Mahal''in kubbesi,Mekke sokakları,İtalyan sofrası... Bir hastanenin yenidoğan odası,dondurma külahı,şarap şişesi... Sigara paketi,lale bahçesi...
Pek çok yer düşünmüşler ama hiç biri yeterince zor gelmemiş... Derken meleklerden biri:
''''İÇLERİNE SAKLAYALIM''''demiş...
''''Kimsenin aklına gelmez içine bakmak!!!. İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış...
Hiç bir mutluluk kolay gelmiyor.Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü... Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk... Ne başkasının ekmeğinde,ne bakasının evinde,ne de başka bir şeyde... Bu yüzden gözünüz hep içeride olsun... Siz dışını boş verin, içine bakın...
Feslegen kokulu yalnızlıgın
Ah yâr! yine en güzel cümlelerimi kuruyorum duymasan da, görmesen de biliyorum anlıyorsun, hissediyorsun beni vurgun yemiş sevdamı, zincirlenmiş vuslatı ve elimdeki son hatıranı saklıyorum katar katar hüzünler geçerken bahçemden fesleğen kokulu yalnızlığını kokluyorum.
Ah yâr! sana bir umut yolluyorum, zifiri geceden kanatları sevgiden, tüyleri sevgiden gözlerinde aşk var, gözlerinde hasret rengi beyaz lakin benzeri yoktur ebeden al onu, bas bağrına benim yerime kokunu sür, tenin değsin tenine sen üzülme, sen beni düşünme üfül üfül bâd-ı sabâ geçerken bahçemden fesleğen kokulu yalnızlığını kokluyorum.
Ah yâr! çekilen çile kutsaldır bilirsin sen vuslat ne zaman diye ah, vah etme sakın yıkılsın dünya vazgeçme, aman yılmayasın kara leke değmesin, aydınlık dünyana bak tesbih yaptım günleri dize getirdim Ya sabır çekiyorum, her an geçerken yavaş yavaş zaman akıp giderken bahçemden fesleğen kokulu yalnızlığını kokluyorum
AĞLIYORSUN. ÇÜNKÜ hüzünlüsün ve güçsüzsün. Aglıyorsun. İste sen busun. Kırılgansın. İncinmissin. İncitmissin. Terk etmissin. Terk edilmissin. Varsın. Yoksun. Ayrısın. Birlesmissin. Gitmissin. Gelmissin. Hayat ayaklarının altından kayıyor. Yalvalıyorsun. Başın dönüyor. Zemin un ufak oluyor. Gökyüzündeki güneşe ve göğün maviliğine karşın duyguların griye dönmüş. Kalbine bulutlar toplanıyor. Boğazın sıkışıyor. Daralıyorsun. Çatlayacak kadar sıkışıyorsun. Boşalman gerek. Bir şekilde insanın içindeki basınç düşmeli. Dayanamıyorsun. Ağlıyorsun. Kalbindeki bulutlar gözyaşı sağıyor. Ağlıyorsun. Ağlayabiliyorsun. Farkettin mi? Ruhundaki acılar kristalize oluyor. Gözyaşı oluyor. Hava kitlesinin soğuğa maruz kaldığında yağmura dönüşmesi gibi. Ruhun üşüyor. Titriyorsun.Korunmasızsın. Kendini koruyamıyorsun. Ruhun yardım edemiyor sana. Kalbin yardım edemiyor sana. Hep birlikte ağlıyorsunuz. Kalbin için de kendin için de ağlıyorsun. Aç bir kedi görüyorsun. Aç bir çocuk dikkatini çekiyor. Yetim bir çocuk kalbine dokunuyor. Sararan yapraklar kalbini delip geçiyor. Özlüyorsun. Buram buram özlüyorsun. Ağlıyorsun. Ağladıkça... Kalbin delik deşik. Herşey seni yaralayabiliyor. Ne kadar naziksin. Ne kadar kırılgansın. Çünkü insansın. Ağlıyorsun. Yorgunsun. Yaşamaktan yorgunsun. En çok gönül yorgunusun.. Yaşadıkların kalbinin tabanına birikti. Belki çok şey yaşamadın. Ama çok ağır şeyler yaşadın. Kalbini deliyor sanki yaşadıkların. Ağlıyorsun. Kalbini yıkıyorsun. Biraz da olsa gevşiyorsun. Ölüm meleği şu an gelse itiraz etmeyeceksin. Dünyanın içindesin. Ama dünyadan soğumuşsun. Gitmek istiyorsun. Öteye geçmek istiyorsun. Ağlıyorsun. Neye mi? Herşeye. Herşey üstüne üstüne geliyor sanki. Çaresizsin. Boşluktasın. Hayattasın ama hayatta olduğunu hissedemiyorsun. Dur. Ağladığın için zayıf olduğunu mu söylüyorsun? Sakın söyleme bunu. Lütfen söyleme. Hadi geri al sözünü. Çünkü insansın. İşte bu yüzden meleklerden üstünsün. Çünkü melekler gözyaşı dökemez. Çünkü meleklerin kalbi delik deşik olamaz. Çünkü melekler gönül yorgunluğu nedir bilemezler. Ağlayan insanlara üzülmüyorum biliyor musun? Ağlayan bir insan gördüğümden neden ağlıyorsun, ağlama, güçlü olmalısın demeyi çok uzun yıllar önce terkettim. Ağlayan bir insan görsem gözyaşlarını silmek için bir mendil uzatmak geçer içimden. Bu bana dünyanın en kutsal davranışlarından biri gibi gelir. Çok yıllar önce ruhumun keskin bir acıyla üşüdüğü bir anda en sevgili arkadaşımın bana sarılıp cebindeki mendili gözyaşlarımı silmek için verdiği gibi. O mendil kağıttan değil bezden gri renkli bir mendildi. Hayatta en sevdiğim şeylerden biri nedir biliyor musun? Ağlayan bir insana mendil uzatmak. Eğer sen ağlarken sana mendil uzatacak biri yoksa, bu sen olmalısın. Ağlayabiliyorsun. Ne kadar güçlüsün. Meleklerden bile üstünsün.
Sayfa:
1 |
|
|