|
Gosterilen 1 - 5 arasi, toplam 5 Blog mevcut.
HELLO!CAN FRİenDİM.MY ŞUAYİP........
HOW ARE YOU FRİENDİM.ÇolUK ÇHİLDREN HOW.BEST'TİR İNŞALLAH.
MY'A QUESTİON SORARSAN BEST'İM ALLAH'A ŞÜKÜR.WORLD İŞTE YUVARLANIP GOİNG'İM.
MY MOTHER WHAT YAPING.KEYFİ BEATİUFUL'DUR İNŞALLAH.EPEYDİR MY MOTHER'LE NO SPEAKİNG.EĞER MY MOTHER'İ SEE çok SELAM SONG.
LA FRİENDİM MY FATHER WHAT YAPING.GİNE COFFEEHANEYEGOİNG Mİ?HE FRİENDSLERİYLE COFFEEHANEde OKEY AND BATAK PLAYİNG Mİ?HE'YE SONG SAKIN YENİLMESİN.
MY BRODHER'İN CHILDRENİ OLMUŞ.BOY MU GİRL Mİ OLDUĞUNU NO BİLMEKİNG.CHİLDRENİN BOY MU GİRL Mİ OLDUĞUNU MY'A SONG.
MY SCHOOL DA BAYA BEATİUFUL GOİNG İŞTE.SCHOOL'UN BAŞINDAN BERİ ENGLİSH LESSON SEEİNG.ENGLİSH'I SÖKTÜM.İ'M SPEAK ENGLİSH ŞAKIR ŞAKIR.YOUR'A SÖZ VERDİĞİM GİBİ.
MAİL'İME SON VERİRKEN YOUR'UN GÖZLERİNDEN KİSS.YOUR'U ÇOK ÖZLEDİM.HELE Bİ SWİM OLSUN MY COMEİNG İNŞALLAH.
--Türkçesi--
merhaba can dostum.ben şuayip.
nasılsın arkadaşım.çoluk çocuk nasıl.iyidir inşallah.bana sorarsan iyiyim allah'a şükür.dünya işte yuvarlanıp gidiyorum.
anam ne yapıyor?keyfi güzeldir inşallah.epeydir anamla konuşamıyorum.eğer anamı görürsençok selam söyle.
la arkadaşım babam ne yapıyor?gine kahveye gidiyor mu?arkadaşlarıyla okey ve batak oynuyor mu?ona söyle sakın yenilmesin.
abimin çocuğu olmuş.erkek mi kız mı olduğunu bilmiyorum.çocuğun erkek mi kız mi olduğunu bana söyle.
ingilizce dersi görüyorum.ingilizceyi söktüm.şakır şakır ingilizce konuşuyorum.size söz verdiğim gibi.
mektubuma son verirken sizin gözlerinizden öpüyorum.sizi çok özledim.hele bi yaz gelsin geliyorum inşallah
Etiketler: Mektupp
Arabasının altında birinin bulunduğunu gören sürücünün otomobilini çalıştırması yasaktır. (Danimarka) Otomobilinin karşısına at arabası çıkan sürücü, otosunu kenara çekmek zorundadır. (Danimarka) Demiryolunda öpüşmek yasaktır. (Fransa) Domuzlara �Napolyon� isminin verilmesi yasaktır.(Fransa) Yağmur yağarken çimler sulanamaz. (Kanada) Koleje gitmek için entelektüel biri olmak zorundasınız.(Çin) Kapılar ve pencereler pembe renkte olmak zorundadır.(Kanada-Kanata) Ağaca tırmanmak yasaktır. (Kanada-Oshawa) Bank Street�te pazar günleri dondurma yemek yasaktır.(Kanada-Ottowa) Yong Caddesi�nde ölü atları pazar günü sürüklemek yasaklanmıştır. (Kanada-Toronto) Kadınların toplu taşım araçlarında çikolata yemesi yasaktır. (İngiltere) Tropikal balık satıcıları hariç Kadınların halka açık yerde üstsüz gezmesi yasaktır. (İngiltere-Liverpool) Etek giyen erkekler tutuklanır. (İtalya) Pazar günleri balık avlamak yasaktır. (İskoçya) İnek sahiplerinin sarhoş olması yasaktır. (İskoçya) Kapınızı çalıp sizden �klozetinizi isteyen birini� içeri almak zorundasınız. (İskoçya) Pazar günü çamaşır asmak yasaktır. (İsviçre) Çocukların sigara satın alması yasak, içmesi serbesttir.(Avustralya) Patikada sağ elinin üzerinde amuda kalkarak yürümek yasaktır. (Avustralya) Pazar günleri pembe pantolon giymek yasaktır.(Avustralya-Victoria) Araba kullandığınız zaman gömlek giymek zorundasınız.(Tayland) İç çamaşırsız gezmek yasaktır. (Tayland) Metroda sakız çiğneyen tutuklanır. (Singapur) Kuaförde saç kurutucusunun altında uyuyan kadın ve salon sahibi para cezasına çarptırılır. (ABD-Florida) Hollywood Bulvarı�nda 2 binden fazla koyun varsa araba kullanmak yasaktır. (ABD-Hollywood) Sanık sandalyesinde ağlamak yasaktır. (ABD-Los Angeles) U dönüşü yapmak yasaktır. (ABD-Teksas) Evde içki içmek yasaktır. (ABD-Indiana) Birisinin arkasından konuşmak ve dedikodu yapmak illegaldir. (ABD-Indiana) Berberlerin çocukların kulağını kesmesi yasaktır.(ABD-Indiana) Polisler, ikaz etmek amacıyla köpekleri ısırabilir.(ABD-Ohio) Birine yılan atmak yasaktır. (ABD-Ohio) Eşeklerin banyo küvetinde uyuması yasaktır.(ABD-Arizona) Çorbayı höpürdeterek içmek yasaktır. (ABD-New Jersey) Ayakkabıyla uyumak yasaktır. (ABD-Oklahoma) Lolipop yemek yasaktır. (ABD-Washington) Buzdolabının kapısı açıkken önünde uyumak yasaklanmıştır. (ABD-Pennsylvania) Banyoda şarkı söylemek yasaktır. (ABD-Pennsylvania) Ana caddede traş olmak yasaktır. (ABD-Mississippi)
Etiketler:
Kız çocuğa bir top atarsanız top suratına çarpar Erkek çocuğa bir top atarsanız onu yakalamak için ellerini acar yine de top suratına çarpar
Kız çocuğunuzu dişari çıkmak için özene bezene giydirirsiniz, süslenme faslı bittiğinde küçük hanim harika görünmektedir ama gideceginiz yere 1 saat gecikmişşsinizdir... Erkek çocuğunuzu dişari çıkmak için özene bezene giydirirsiniz, ama 10 dakika sonra gömleğinin 2 yakası 2 tarafa kaymiş, ayakkabıları tozlanmiştir
Kız çocuk yerde bir çubuk gördüğü zaman alıp neden yapıldığını anlamaya calişir Erkek çocuk yerde bir çubuk gördüğü zaman alıp bundan nasıl bir silah yapacağını duşunur
Kız çocuklara bir Barbie bebek verin, onu giydirir,süsler,evcilik oynarlar Erkek çocuklara bir Barbie bebek verin, hemen kollarını bacaklarını koparırlar
Erkek çocuğun saçlarını kestirdiğinizde nasıl olduğuyla ilgilenmez bile Kız çocuğun saçlarını kestirdiğinizde yeni halini begenmemişse kendini 2 hafta odasına kilitleyebilir
Kız çocuk annesinin makyaj malzemelerini alıp yüzüne gözüne sürer Erkek çocuk annesinin makyaj malzemelerini alıp duvarları boyar
Kız çocuk gaz kaçırırsa kıpkırmızı olur çok utanır Erkek çocuk gaz kaçırırsa önce bir güler,ardından ayni sesi 50 kere tekrar eder
Erkek çocuklar tırnaklarını uzatır çünkü kesmeye uşenirler Kız çocuklar tırnaklarını uzatır ama daha güzel olduğu için değil,bir erkek çocuğun orasını burasını çizebilmek için...
Erkek çocuklar 6 yaşindan itibaren babalarına yanak vermeyi keserler Kız çocuklar 6 yaşindan itibaren babaları onlara şeker vermezse onlar da yanak vermeyi keserler
Kız çocuklar genelde erkek çocuklardan önce konuşmayi öğrenirler Erkek çocuklar genelde konuşmadan önce silah seslerini taklit etmeyi öğrenirler
Kız çocuklar filmde biri öldüğünde ağlarlar Erkek çocuklar Ninja Kaplumbagalar'i 3. kere seyrederken biri TV'yi kapatırsa ağlarlar
Kız çocuklar büyüyünce kadın olurlar Erkek çocuklar büyüyünce büyük erkek çocuk olurlar
Etiketler: Fark
Kıyafetinden hayli varlıklı bir aileden geldigi belli küçük kız, avucundaki para destesini sımsıkı tutarak rafları inceliyordu. Burası kentin en büyük oyuncak magazasıydı. Aranan herşeyin bulundugu, bitmez tükenmez raf koridorlarının bulundugu magazalardan biri... Rafların arasında öylece gezinirken, reyonların birinde kalakaldı. Muhteşem bir bebekti bu.. Dünya güzeli yüzlü ve ipek kadife elbiseli muhteşem bebek. Babasına döndü, bebegi işaret etti... ''Avucundaki para yeter mi?...'' Babası, başı ile ''evet'' dercesine olumlu bir hareket yaptı. Bebegi kucakladı ve koridoru takip ederek kasaya dogru yürüdü. Tam bu sırada tıpkı kendisi gibi, babası ile alışverişe çıkmış bir küçük çocuk gördü. Kısa pantolonluydu, gömlegi iyice eskimişti. Çocugun elinde birkaç dolar vardı. Raftaki oyunlardan birinin önünde heyacanla durdu. ''İşte istedigim bu baba!'' diye çıglık attı, avucunu gösterdi: ''Yeter mi?'' Babasının gözleri yere dogru egilirken, başı ''yetmez'' işareti verdi. Çocuk, avucundaki paraya baktı. Oyunu raf yerine koydu. Babasının elini tuttu ve koridorun ucuna dogru yürüdü, boyama kitaplarının oldugu rafa... Küçük kız kucagındaki bebege bi daha baktı. Sonra çocugun seçtigi oyuna döndü. Bebegi götürüp yerine koydu. Oyunu eline aldı... ''Yeterli param var mı baba?'' dedi... Babası yine ''evet'' dercesine başını salladı. Kasaya gittiler, parayı ödediler. Küçük kız kasadaki adama bişeyler fısıldadı. Kız ve babası, geriye çekilip beklemeye başladılar. Az sonra oglan ve babası, ellerinde bir boyama kitabı ile kasaya geldiler. Kasiyer: '' Kutlarım sizi'' dedi heyecanla; ''Bugünün bininci müşterisi olarak bir armagan kazandınız...'' Ve oyun kutusunu küçük çocuga uzattı. ''Harika!!'' diye çıglık attı çocuk: ''Baba bu benim en çok istedigim şeydi biliyorsun...'' Baba ogul, sevinç içinde dükkanı terkederken, içeride kalan baba: ''Ne kadar cömertsin kızım'' dedi, ''Sana bunu yapma kararını verdiren ne?...'' ''Baba... Annemle birlikte bana bu parayı verdikten sonra ''Seni ençok mutlu edecek şeyi al'' demediniz mi?..'' ''Tabii öyle dedik, tatlım!...'' ''Bende aynen öyle yaptım baba... Şuanda ne kadar mutlu oldugumu biliyor musun?...
Etiketler: Mutluluk
Dondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için hızla yürürken, ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm.. Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye acele acele açtım.. İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri yıpranmış eski bir zarftan başka birşey yoktu... Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi, alıcı adresi yerinde bir posta kutusu numarası vardı. Bir ipucu bulabilmek belki biraz da merakımı giderebilmek için zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım. Mektup, sol yanı çiçek resmiyle süslenmiş bir kağıda, özenli bir el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael" diye başlıyordu.. Ve "Annesi yasakladığı için onu bir daha göremeyeceğini" anlatarak devam ediyor.. "Ama sakın unutma, seni daima seveceğim" diye bitiyor.. İmza.. Hannah!.. Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun yazıldığı kişinin birinci adları vardı. Eve gider gitmez hemen telefon idaresini aradım.Görevli kişi, kendisine bildirdiğim adreste yaşayanların telefon numarasını vermesinin yasalara aykırı olduğunu söyledi. Fakat ısrarım karşısında: "Belki, size yardımcı olabilirim" dedi. "Bu adreste bulunan numaraya telefon ederim ve onlar Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen bekleyin.." dedi. İki üç dakika sonra görevlinin sesi geldi.. "Bağlıyorum efendim." Telefonda, karşıdaki hanıma "Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum. "Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden aldık" dedi. "Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?.." "Hannah annesini bir huzurevine yatıracaktı. Oradan takip ederseniz, belki adres bulursunuz.." deyip bana huzurevinin adını verdi.. Hemen aradım.. Yaşlı anne yıllar önce ölmüş.. Ama kızına ait eski bir telefon numarası var. Belki orada bilirlermiş.. "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim kendi kendime.. İçinde sadece 3 dolar ve 60 yıl önce yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak için bunca zahmete ne gerek var ki.. Aradım numarayı.. Bir kadın "Şimdi Hannah'nın kendisi bir huzurevinde" dedi ve numarayı verdi. Hemen orayı çevirdim.. Ses; "Evet, Hannah burada yaşıyor" dedi.. Saat ona geliyordu ama hemen yola çıktım, Hannah'yı görmek için.. Devasa bir binanın üçüncü katında şirin bir oda.. Gümüş saçlı, sıcak tebessümlü bir yaşlı kadın.. Gözlerinin içi ışıl ışıl ama.. Anlattım olanları.. Cüzdanı ve mektubu gösterip.. Derin bir iç çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi, "Bu mektup, Michael ile son kontağımdı.. Onu öyle seviyorum ki.. Sean Connery gibi yakışıklıydı.. Hani şu meşhur aktör.. Ama ben 16 yaşındaydım.. Çok küçüğüm diye annem kesinlikle izin vermedi.." Derin bir nefes daha.. "Michael Goldstein harika bir insandı. Eğer bulabilirseniz ona söyleyin lütfen.. Onu hep düşündüm.. Hep.." Bir ufak sessizlik.. Bir derin nefes daha.. "Ve onu hep sevdim.." İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden.. "Ve hiç evlenmedim.. Michael gibi birisini bulamadım ki.." Hannah'ya teşekkür edip odadan çıktım. Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız "Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size" dedi.." Hiç değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim" dedim.. Cüzdanı elimde sallayarak.. O sırada yanımda dikilip duran hademe bağırdı.. "Hey baksana.. Bu Bay Michael'ın cüzdanı.. Üzerindeki bu kırmızı şeritten onu nerde görsem tanırım.. Cüzdanını hep kaybederdi zaten.. Üç kere ben buldum, koridorlarda.. "Michael sekizinci katta yaşıyordu.. Ok gibi fırladım tekrar asansöre. Michael yatmamıştı. Okuma odasında kitap okuyordu. Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı gösterdi. Michael elini arka cebine attı, hızla.. Sonra sevinçle "Evet bu benim cüzdanım" dedi. "Öğleden sonraki yürüyüş sırasında kaybetmiş olmalıyım. Size teşekkür borçluyum." "Hiçbir şey borçlu değilsiniz" dedim. "Ama özür dilerim. İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum." "Mektubu mu okudun?" "Sadece okumakla kalmadım. Hannah'yı da buldum.." "Buldun mu? Nerde? İyi mi? Hala eskisi gibi güzel mi. Söyle, lütfen söyle.." "Çok iyi.. Hem de harika" dedim, yavaşça.. "Bana onun telefon numarasını ver. Yarın onu hemen arayacağım." Elime sımsıkı sarıldı.. "O benim tek aşkımdı.. Onu öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti." "Bay Goldstein" dedim.. "Gelin benimle.." Asansörle üçüncü kata indik.. Odanın kapısı açıktı. Hannah sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu.. Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu.. "Hannah" dedi.. "Bu bay'ı tanıyor musun?" Gözlüklerini ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden.. "Michael" dedi, Michael, kapıda, kısık sesle.. "Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?.." "Michael" diye yutkundu Hannah. "İnanmıyorum.. Bu sensin. Benim Michael'ım." Michael Hannah'ya doğru yürüdü yavaşça. Sarıldılar. Hemşire yanıma geldiğinde onun da gözleri yaşlıydı.. "Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda, yaşanması gereken her şey, er ya da geç, bir gün kesinlikle yaşanacaktır." *** Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar. Pazar günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim? Harika bir nikah töreni idi. Hannah ve Michael beni nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık bej elbisesi içinde çok güzeldi.. Michael de lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı.. Bir nikah tanığı olarak söylüyorum bu gözlemlerimi… Aşklarını on sekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla yaşayan 76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki damadın nikahında keşke siz de bulunsaydınız… Altmış yıl önce bittiği sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı yerden nasıl filizlendiğine siz de tanık olacaktınız.
Etiketler: Aş.k
|