Hadi gülümse bulutlar gitsin
İşçiler iyi çalışsın, gülümse
Yoksa ben nasıl yenilenirim
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse..
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çok
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyor musun
Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bile yok anlıyor musun
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse..." ( Kemal Burkay )
* * *
Erken açmış bir bahar dalının ürkekliği içindeysen eğer, rüzgarlar seni korkutuyorsa, çiçeğinin dönüşeceği meyveyi değil, yapraklarının yerde sürüneceğini, renklerinin solacağını, hoyratça ezileceğini düşünüyorsan; GÜLÜMSE...
Ilık meltemler dolsun yüreğine... Yaylaların kekik kokusu... Portakal çiçeğinin beyazlığı... Yakamozların ışıltısı dolsun; GÜLÜMSE...
Vampirler güneş ışığından korkar bilirsin. Güneş hiç batmamalı bu yüzden hep ışık saçmalı. Elbet yok olup gidecekler kendi karanlık dünyalarına. Aydınlık düşler, aydınlık yüzler, aydınlık beyinler onlara göre değil. Geri gelemeyecekler; GÜLÜMSE...
Sahilde topladığın taşları düşün. Önce toplayıp sonra birer birer denize attıklarını.. Ve kıyamadıklarını.. Ve seni eşsiz bir taş gibi saklayanları.. Kıyamayanları... Unutmaki; kış ortasında açan bahar dalları hep umutlandırır insanları. İçlerini ısıtır... Gülümsetir...
Haydi sende tut elimizden, Gülümse...
Etiketler: Nevval