Genç bir çift yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınırlar.
Sabah kahvaltı yaparlarken komşuları da bahçeye çamaşırlarını asmaktadır. Kadın kocasına "bak" der, "çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, veya doğru deterjan kullanmıyor." Kocası ona bakar, hiçbir yorumda bulunmadan kahvaltısına devam eder.
Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam eder.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu görünce çok şaşırır: "Hilmi bak; çamaşır yıkamayı öğrendi sonra. Merak ediyorum: kim öğretti acaba."
"Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim" der kocası gazetesinden başını kaldırmadan.
Hayat da böyle değil midir?
Başkalarını izlerken gördüklerimiz, biraz da baktığımız gönül penceremizin ne kadar temiz olduğuna bağlı değil midir?
Bir bilgeye sormuşlar:
"Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz?"Terzimi severim," diye cevap vermiş.
Soruyu soranlar şaşırmışlar:"Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Neden terzi?"
Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş: "Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler.
-Bir insanın zekasını nereden anlarsınız?Konuşmasından. Ya hiç konuşmazsa? O kadar akıllı insan yoktur ki!..
-Bir bilgeye nasıl bu kadar doğru kararlar alabildiğini sormuşlar, "Deneyim" demiş. O deneyimi nasıl kazandın, diye sormuşlar "Hatalarımla" demiş
-Efendim canınız ne istiyor? Bilge cevaplamış:Canım hiçbir şey istememeyi istiyor.. ve devam etmiş.Bu ruh halinin adı gönül yorgunluğudur..
“Dünya da en güzel şey ne diye?”´Sevmek´ demiş...Peki sonra? demişler...´Sevilmek´ demiş... Peki neden sevmek sevilmekten önce geliyor? demişler... o da demiş ki ´insan sevdiğine sevildiğinden daha çok emindir...
İnsan neden dilek diler?İnsan gerçekleşmesi için diler, ama bilmez ki gerçekleştirmek için dilemek gerek.
-“En mutlu insan kimdir? İşte o dağdaki çobandır demiş. Neden diye sormuşlar. Çünkü demiş insan bildikleriyle yaşar, onun bildikleri koyunları ve çevresiyle sınırlı kendisini mutsuz edecek veya kafasını karıştıracak fazla bir bilgiye sahip değil.