/aşk dediğim ağır geliyor omuzlarıma / a. bir ateş ki kuşların kanatlarında büyür bir gül ki dudağında açar sevgililerin gül ve kül iki yalnız şiirde saklanır sonsuza dek güllerin ölümünü bütün kızlar kıskanır ya bir mumum bitişini güllerin küllenişini goncaları büyüten yüzünü merhamet öpen gelindir gecenin ve şiirin içinden geliyorum bir temmuz hayaliyle yeniden her gül kendi kokusuyla resmedecek dünyayı her kül kendi ateşiyle bekle
b. kalbime örtüyorum sakladığın sözleri vaktini şaşıran aşkla çoğalTıyorum bir mektupta duruyor bütün düşlerim kimse bilmiyor parmaklarım delirse de dokunmam ateş düşer gülşenimin üstüne kapını aşktan önce de çalsa korkular sevmek aşktan önce de dokunsa yanaklarına aşkların âşıkların gizeminde şart olmaz gül yaklaşır külüne bir vuslat vermek için kül acıya saklanır hasret büyütmek için ayrılığı bir kibritle saklar terk edilenler öyle çıkar her mektuptan bir yangın
c. ben dudağım gül sensin sen yangınsın kül benim gül olmayınca küle ateş bulanmaz gülden öte aşk yoktur başka çile koklanmaz burda yağmur saçlarımı öperken nazlı gelin gibidir şiir yanmayınca gelmez gelince yanar kalbimdeki tebessüm derdi bilinmez küller güldendir gülüm bilinse dile gelmez maviden kırmızıdır demleri perşembenin uyuyan her aşkı uyandıranlar gibi beyaz güvercin gibi çınar yapraklarında
d. akrep ve başak göz göze geldiğinde kopar kıyamet gül gülemem deyince küle küllenmek düşer yaşayan bir ölüyüm yakılan sayfalarda aldırma okunmayan çizgisine hüznümün yorgun düşmüş ayaklarıma tohum suskun bir özleyiştim unutuldum kendi günahları üzerinde durdukça umudu düşlerden sıyıran benlik kaç bin kez girmeli rüyalarına düşün gül gülizbe şimdi gül / düşün gezgin şehirleri vardır aşkların aşkı resimlerde tanıtan dünya bilemez içinde o yangın çıkartanı
e.
gül dedi ki masalların kavuşmayan adamı âvâre yüreklerin ateş dansıdır çiçeklere su veren her göz lekesi alev yüklü gidişlerin resmidir gül dedi ki bana şebnem gerektir uzak düşleri var ülkelerimin kül istemez kucağım dolunay güneşi kül eder bazen geceyi seyret üşüdüğünde için ısınır / ağlayamazsın aşk bize de yeter böylece
kül dedi ki kucağım gül doludur gözyaşımdadır şebnem dudağım alnından alamaz ateşini gülersem küllenirim kül dedi ki seni bülbül severse beni rüzgâr götürür sonra gurbet başlarsa yanıp küle dönüşme unutma ve bırakma evet deme kalbine ikinci bir kez aşk dediğim ağır geliyor omuzlarıma kül dedi ki ben bir akrep bir külüm seni bir şiirle yakacak ateş sen başaksın sen gülsün bir mektubun kalbinde kanayan gizem
f. buğulu bir zaman mıydı gözlerin bir haziran mıydı güneşin tutulduğu anımsa mevsimsiz acıları kalbime yasaklayan yalnızlığını çalan o yalnız benim uyut ve sakla beni fermansız gülüşlerde bulunsun bu yüreğim siyahın mavide gördüğü tılsım gündüzün bir kandile ertelediği alev anlat ışığı okşayan kelebekleri anlat bana yüzümün külüyle büyüyen filizlerini hangi yağmur damlasına asılır bakışların hangi kar tanesiyle gezinir umutların anlat bana ömrü kaç gün olur kelebeklerin
g. bir mektupsun saklan hiç açılmadan aşkın müntehasına yas tutan zamanlar senin şavkınla gülsün bir bakış değmesin yapraklarına gül ben yanarsam külüne acı düşer kül ben açarsam yaprakların tutuşur kanlı beyaz bir öpücük aradığım gül sensin ateş sarısı kuşların kanadında taşıdığı sana mektup getiren paylaşılmaz kül benim gül yol bilmez âşıkların bekletildiği vuslat kül denizin dalgalarla bıraktığı ayrılık
h. bir kar masalı mı düşen itiraf zamanın uzaklaştığı yerde gülücükler taşıyarak yaklaşan ölü yıldızların mı sensiz sokaklar tenha /vitrinler boş kelebek kokulu düşlerle uyusam da en çok kaybettiğimdir yüzün göreyim diye gölgeni bırak pencerelerde belki bir ömür davet beklenir belki bir sabah çıkar gelirim külünü topla güllerimizin geride başaklar binlerce kelebek öptüğünde rüyayı maviye saklansın tatlı gülüşler sana dokunsun istemem yuvarlanan gökyüzü salkımlarının gözlerimde titreyen sen ol sadece
i. gül ağlamak isterse yaprakları kül olur kül bir sevmeye görsün her kıvılcım gül olur küle gülü sunarlar tutup koklasın diye gülü küle sokarlar kalbi dağlansın diye gül denize bakınca yüreği mavileşir kül gülüne aktıkça közleri alevlenir gül bir kâğıt mendile sığdırma kalb ağrını kül saklama içindeki sonu gelmez yangını mektuplar unutmaz kalemler yazamaz ağlayışları duası kadar büyük sevdalar bir köprü tutacak ellerimizden uçurtman olup gök denizinde yüreğine bağlanacak yüreğim gül ve kül iki yalnız şiirde kalacak sonsuza dek.