|
|
Gönül iniltisi
Gönderme zamanı: 06/19/2009 14:01:55
|
Alıp başını gittin hüzün veren hazan yellerince bir hasret ateşi düştü ki yüreğime külden ateş, ateşten alev, alevden kor oldu tutuştu yandı gönül ağacım yaprağıma acılar üşüştü kırıldı dudağımdaki mor nenekşe ardından kuşları ürkütülmüş bir dal gibi kaldım acılarıma tipi, saçlarıma kar düştü yüreğime efkar, feryadıma zar düştü yapraklarıma sarı sonbahar düştü ırmak olup çağladım rüzgar olup estim çığlık çığlığa duydu herkes feryadımı bir sen duymadın bir sen duymadın Leylim gidişin kalbime düşmüş güz yaprağıydı gidişin kar üstünde bir damla gözyaşı gidişin tuz bastırılmış ayrılık acısı gidişin dinmeyen gönül iniltisi gidişin Nijmegen sokaklarında hüzün sisi gittin, ardından suların sesi, rüzgarın nefesi baharın neşesi, yaşama hevesi de gitti kimselere anlatamadım içimdeki uçurumu kimseler dinlemedi beni, kimse anlamadı gittin, baharı, yazı, kışı unuttum yaşamayı unuttum bir sen kaldın unutmadığım bir sarı sabır bir de kanayan, kapanmayan bu yara yüreğimde yoksun işte; kahretsin ellerin yok, gözlerin yok, gülüşün yok, üşüyorum. Bil ki, aşkını dağlayıp yüreğime kazımışım adını aldığım nefesime yazmışım Ve şimdi ben Ve şimdi ben baharımda karakışta kalmışım son çaremdir diye sığınıp anılara avunsamda; dinmiyor bu gönül iniltisi leylim; NURI CAN
Etiketler: Nevval
|