.boxH { border-top-width: 1px; border-top-style: solid; border-top-color: #a4abc1; border-right-width: 1px; border-right-style: solid; border-right-color: #a4abc1; border-left-width: 1px; border-left-style: solid; border-left-color: #a4abc1; background-image: url(http://msnbcmedia.msn.com/i/msnbc/Test-Dev/donna/msnbc10/bg_medblue2.gif); height: 20px; } .boxB { border-right-width: 1px; border-right-style: solid; border-right-color: #a4abc1; border-bottom-width: 1px; border-bottom-style: solid; border-bottom-color: #a4abc1; border-left-width: 1px; border-left-style: solid; border-left-color: #a4abc1; background-color: #f3f3f6; } .boxBI { color: #000000; padding-top: 10px; padding-right: 10px; padding-bottom: 10px; padding-left: 10px; }
GÜNCEL - EN ÇOK OKUNAN HABERLER
StumbleUpon Del.icio.us Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki Gazze panelini terk etmesine yönelik MHP’den ilk tepki NTV yayınına katılan Deniz Bölükbaşı’dan geldi. Diplomasi kökenli Milletvekili Bölükbaşı, “Başbakan’ın fevri ve asabi tepkileri kontrol edilemez boyutta” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın panelde İsrail hakkında pekçok olumsuz ifade kullandığını hatırlatan Bölükbaşı “Türkiye’nin onuru panel terketmekle kurtulmaz. Üç şey daha yapmalı: askeri ilişkileri askıya almalı. Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığından çekilmeli. Musevi lobisi ve İsrail’den aldığı övünç madalyalarını iade etmeli. Aksi halde ucuz kahraman, kağıttan kaplan olur” dedi.
Bölükbaşı, Meclis’te düzenlenen Gazze oturumunda İsrail’i kınayan bir bildiri yayınlanmasını istediklerini belirtti, bu girişime AKP grubunun mani olduğuna da dikkat çekti.
CHP: TEPKİSİ ABARTILI
CHP Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek, Başbakan Erdoğan’ın kendisine dönük sözlere tepki göstermesinin doğal ve beklenebilir olduğunu vurguladı.
Özyürek, şöyle devam etti:
“Başbakan’ın bu tepkiyi iç politika malzemesi olarak kullanmak istediği anlaşılıyor. Dış politika konularının iç politika malzemesi olarak kullanılması sakıncalıdır. Türkiye’nin çıkarları açısından sıkıntı yaratır. Türkiye’nin Orta Doğu’ya yönelik yıllardır süren belli bir politikası vardır. Orta Doğu’da ihtilafları çözmeye yönelik, taraflara eşit mesafede yaklaşan ve aynı zamanda ihtilafların bir parçası olmadan yürütülen bir politikadır. Ancak Türkiye şimdi Hamas’tan yana net bir tavır alarak yıllardır izlenen bu politikasından sapmaktadır. Bu doğru değildir. Ortaya çıkacak durum Türkiye’nin çıkarlarına zarar verir. ‘Öfkeyle kalkan zararla oturur’ derler. Onun için Başbakan öfkeyle kalkmıştır, Türkiye bu öfkeden zarar görür. Başbakan’ın tepki göstermesi doğaldır ama tepkisi abartılı olmuştur.”
CHP’Lİ KART: TUTARLI DEĞİL
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart şunları söyledi:
“Erdoğan günü kurtarmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin ulusal güvenliğini, istihbarat ve milli çıkarlarını neden İsrail’e teslim ettiniz? Peres’in çıkışına karşı elbette tepki verilmeliydi ama o tepki böyle verilmez. Tepkinizde tutarlı olmalısınız, ona göre ülkenin çıkarlarını savunmalısınız. Hamasetle, günü kurtarma anlayışı, duygusuna kapılmadan, sağduyuyla o süreci değerlendirmeli, dengeli şekilde tepkinizi ortaya koymalısınız. O tepkiyi de İsrail’e yönelik politikalarınızda tutarlı olarak ortaya koymalısınız.”
DSP: SOKAK KABADAYILIĞIYLA OLMAZ
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Davos kriziyle ilgili şu görüşleri dile getirdi:
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iç politika için kullanmaya çalışacağı ancak gerçekte dış politikada çok da hazırlıklı devlet adamı olmadığı niteliğini gösteren bir olay. Başbakan, başka konularda sus pusken, bu oyuna gelip bu konuda bir devlet adamının çok da yapmaması gereken tavırdaydı. Başbakan’ın İsrail’in Gazze’de yaptığı olaylara tepkisini ortaya koyması son derece doğruydu. Gazze’deki katliama karşı durmak sokak kabadayılığı üslubuyla değil, devlet adamı niteliğiyle olmalı. Başbakan, bu girişimi iç politikada kullanmak üzere yapmışsa, kabul edilebilir değil. O tavırla arabuluculuk imkanı da ortadan kalkmış oldu. Türkiye’nin uluslararası ilişkileri Başbakanın iç politika hesaplarına kurban edilemez. Filistinli kardeşlerimizle birlikte olduğumuzu ortaya koymalıyız ama bunu yaparken devlet adamı kimliğini ortaya koymak gerekir. Başbakan, ‘Ben diplomat değilim’ diyor. Kimse de ondan diplomat olmasını beklemiyor. Ama Başbakanımızın devlet adamı olmasını, devlet adamı gibi davranmasını beklemek hakkımız. Ayrıca böyle bağırıp çağırarak sonuç almak ne kadar mümkün onu da süreç gösterecek.”
SAADET PARTİSİ’NDEN ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, olayla ilgili bir yazılı açıklama yaptı:
“Başbakan Erdoğan’a milletin hissiyatına tercüman olarak gösterdiği tepkiden dolayı teşekkür ediyoruz. Sayın Başbakan’dan bu noktadan hiçbir şekilde geri adım atmamasını bekliyoruz. Mazlum Filistin’le ilgili yapacakları her güzel işte biz arkasındayız, halkımız arkasındadır. İsrail’in tüm siyasi ve askeri yetkilerinin Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanması, İsrail ile yapılmış tüm askeri ve ticari anlaşmalar iptal edilmesi, İsrail uçaklarının Konya’da eğitim uçuşu yapmasına izin verilmemesini istiyoruz”
ANAVATAN: İSLAM DÜNYASINA DERS OLSUN
Anavatan Partisi Genel Başkanı Salih Uzun şu açıklamayı yaptı:
“Başbakan Erdoğan’a karşı sergilenen ve söz hakkı tanınmayan tutumu kabul edilemez buluyoruz. Sayın Başbakan’ın gösterdiği insani tepkiyi de doğru buluyoruz. Filistin’de bütün dünyanın gözü önünde olup bitenlere karşı bu panelde bir tepki göstermek gerekiyordu. Sayın Başbakan da bunu yapmıştır. Bu tavırdan, bütün İslam ülkelerinin alması gereken bir ders olduğunu düşünüyoruz. Türkiye, Filistin Sorunu’nun çözümünde bölgesel bir güç ve uluslararası bir aktör olarak üzerine düşenleri yapmaya devam etmelidir.”
BBP: BAŞBAKAN’IN TAVRI DOĞRU
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcoğlu ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sayın Başbakan’ın tavrını doğru görüyorum. Yerinde ve zamanında yapılmış bir tepkidir. Çünkü orada sayın Başbakan rencide edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na karşı ABD’li gazetecinin el hareketi yapmış olması, omzuna vurarak susturmaya çalışmış olması Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na ikinci sınıf muameledir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildi. Sayın Başbakan orada bu çıkışı, bu tepkiyi ortaya koymasaydı zaten Türkiye tepki gösterecekti. Dolayısıyla doğru bir tepkiydi. Bundan sonra da bu davranışının arkasında durmalıdır, arkasını getirmelidir, dik durmalıdır. İsrail’e karşı hem ekonomik tedbir alma yönünde hem de İsrail pilotlarının Türkiye’de eğitimine son verme anlamında anlaşılabilir net tavırlar ortaya koyarak bu davranışını devam ettirmelidir.”