Bir varmış bir yokmuş diye başlayan masallar gibiydi aşkımız. Hem vardık, hem yoktuk birbirimiz için...Sen Kaf dağının ulaşılması imkansız prensi, ben de kendi dünyasında bir külkedisi...Masallar hep mutlu biter değil mi ?...Kimse bilmese de biz biliyoruz,masallardaki gibi bitmeyecek.Hiç kavuşamayacağımızı biliyoruz ama mutluyuz yinede....Gerçekten daha gerçeğiz....Şunu unutma ! Son nefesimde adını anarken sevdanı da götüreceğim sonsuzluğa!
Aşk bazen bir düş yarası çok tanıdık bildik bir hüzün...
Ben sana seni ne çok sevdiğimi hiç söyleyemedim ki...
Söyleyemediğim ne sözler biriktirdim içimde...
SENİ SEVİYORUM diye haykırsam sesimi duyar mısın? Duysan ne değişecek ki....Ayı, güneşi ve yıldızları kendi dünyama transfer etmek gibi İmkansız bir aşk işte...
Her akşam hasretin yağmur olup gözlerimden akıyor, şimşek olup yüreğimde çakıyor ama sen bilmiyorsun..Temmuz sıcağında kar yağması gibi bir şey bu sevdayı yaşamak.Sevgimize sadece yüreklerimiz şahit... Ben yaşadıkça sen de yaşayacaksın... Sensiz nefes almakta zorlanıyorum... Yokluğun sanki ölüm gibi soğuk...Şu kısacık ayrılık bile içimi kararttı. Sanki yüreğim karlarla belendi, buz tuttu, üşüyorum sensiz...Seni öyle özlüyorum ki...Ya sen? ... Sen de yüreğinde taşıyor musun beni?....Özlüyor musun?
Ayağıma takılacak tüm taşları, yoluma kendim döşüyorum! Canımın acıması pahasına sensizliğe hüküm giymek istemiyorum. Yarınlara ektiğimiz umutlar,er geç açar mı bitanem? Hayatımın tek gerçeği ve güzel yanısın. Seni kaybetmek istemiyorum. Öksüz düşlerimi avuçlarıma bırakma... SENİ ÇOK SEVİYORUM...
Etiketler: Tanyeli