Unut/ma beni…
Ruhum komada… Ruh ölür mü? Ruhlar/da ölür, yorulur senden öğrendim…
Dinle/me, kalp atışlarımı… Onlar çoktan durdu… Nabzım karışmıyor artık, sesine!
Senin sokaklarında adımı heceledim hep… Adımı aradım yüzünün tutunaksız merdivenlerinde… Dilinden düşerken yerlere, kirpiklerine astım Ef’i, Sun savruldu bilmediğim bir kente, ayaklarının güzüne!… Ef-Sun düş’tü, kanadı…
Sana her uzanışımda, üstüme bastın… Dib(-in)e vurdum en dibe!…
Ruh katili! Acıyı ördün saçlarıma, gecelerimde ki yıldızları indirdin yeryüzüne, gülüşlerimi hapsettin duvarlarına! Beyaza leke düşer dedim, mürekkebin kirletti düşlerimi! Ay ışığı’ndan yıldızları (ç)alamıyorum, göğe ellerim uzandığında, ekleyemiyorum gözlerime, tekrar gülerlerdi belki! Yerine koy onları! Yakışmadılar yeryüzüne, tıpkı senin aşk(-ım)a yakışmadığın gibi!
Nefes diye soluklandığım hava, ciğerlerimi boğuyor… Parçalanmış ömrüme yama yapıyorum bıraktığın hüznü… Ama arada bir de düşünüyorum, delik deşik aldanmışlıklarım dururken sen değilsin bu mutsuzluğun nedeni… Hep koyu siyah yalnızlıktı taşıdığım, şimdi içine kırmızı damladı.
Etiketler: