Yine seyrana çıkmış bayram ediyor yerler
Salınarak yürüyen ince bellere kurban
Elvan elvan kokuyor sineye düşen terler
Sabahın seherinde esen yellere kurban
Daha ilk gördüğümde içime düştü közler
Onu tarif etmeye naçar kalıyor sözler
O kaşlar,o kirpikler, hele o kara gözler
O pembe yanaklarda açan güllere kurban
Seninle aynı aşkın hamurunda yoğrulup
Çöllerde mecnun gibi susuzluktan kavrulup
Rüzgarların elinde büklüm büklüm savrulup
Omuzlara dökülen sırma tellere kurban
Ne zaman yüreğimi sarsa kara dumanlar
Dilimden düşmez olur benim ahlar amanlar
Kıskançlık krizine kapıldığım zamanlar
“Benim sevdiğim sensin” diyen dillere kurban