Robabeh Jan- Farid Farjad keman ağlıyor
susarken damla...
Ne kadar sussam, o kadar
birikiyorum...Ne kadar söylesem o kadar
azalıyorum...
” Şimdi yeni şeyler
söylemek lazım ” dı.
Halimden Yar biliyor ya,ya ben neden hala ızdıraba
düçar?Mum alevi gibi titriyor ve damla damla bitiyorum
ömürden.
yitiyorum...
melal...
sızılarım...susuzluklarıma kevser
diliyorum...
vede/ben su~su~yorum
” Hamuş ; diyordu, Mevlana kendisine Hamuş!... Yani Suskun!... Sustuğu yerde
açıldı kapılar, önüne serildi ışıltılı kelimeler, kalbi duygular… Yaprakta
tohumu, damlada okyanusu gördü sonra… ”
dinledim de
neyden ,
efil efil bir ah
esiyordu ruhuma...son nefesi üfler gibi telkininde ki seda,"hû" .. .
bağrı yanık "h e "den...
başı eğik "vav "dan..
"hû " diyordu
...
"Susarken damla damla
gözyaşından...
sınığırcasına dergâhına..
"Hû"
Halden anlayan gelsin.
Dil dudak kıpranmadan gönülden duyana
eyvallah!
Ne denmeliydi? Neden demeden..."men arafe
nefsehu'ya "ermeden dil çırpınır durur ...herşeyin zahirine bakmakdan
gözler körelmeden...uyanmak için bir kandil yak tutuştur dîdeden..gönlünde zikr
İle...
gözyaşının sesi hangi notada?içimdeki harfler kimin? Sayamadım kaç
gece sabaha secdeyle erdik?Kaç damla su vardı nasipde?...
"Ey benim
sonsuz tenszihimden de münezzeh Rabbim!Aklımızı
affet!
sustu!
En güzeli, Lâl kesildi idrakim.Kalbim görevinden
yoruldu.Üç gündü dünya,dünden korkardım, yarından korkarım,bugünde de korkum var
saniyelerde.Allahımdan, tanıdıkça daha da korktum.Bilen korkardı,bilen
sevrdi,seven de sevgisinden, düşmeye korkardı.Görüyordu beni saklanmak ne
mümkün.Zulmden kaçamamak gibi bişey bu,zalim değilsen! mazlum değilsen ! nesin
sen ? derler bana,neyim ben?...
bu kadar milyon
insan,ırkçısı,faşisti.izmlerin uşağı,tağutların kurbanı...leri,ları.Bir sürü
kavimler,eyvahlar çığlık çığlığa da...
ya ben neyim...?
Biliyorum!
Allahu Ekber!
Biliyorum!
şehadet ederim!
"laîlahe illallah
Muhammedurresulullah"
Bildiğimde buluyorum kendimi..şükürde secdeden kaldırmaya ancak Allahu ekber Hakim!
Başka güce ne eğildim ne
kalkdım..
"hamdini sözüme sertac
ettim...!"
günler geceler geçiyor, tren rayları ardısıra, ben bi vagon içinde
hülyalarımla ,gidiyorum.Sanki yüklerim vagonlarca ama umurumda değil.Umurlarımı
da bıraktım sağ yanıma.Valizimde seyyiatım vardı onuda bıraktım yolda.Cebimde
kimliğim bile yok, aklımda hiçlik var.Beni de bırakıp geçerek benden O'na giden
bir yalın, bir ünsüz ,bir sesiz harf olayım.Seslendikçe sesizleşen ben
olmayayım.Benden gayrı ne varsa erisin yokluk tabağında.Zerreden kürreye,kaiatta
nasıl bir toz mesabesinde,nasıl bir divanda tartılınca ağırlaşacak enaniyet
atoma dönecek patlayacak hakikati, bir bomba gibi atarda bir zaif aciz kulu
nâra...Ah derdim...Ah ederdim...Ah
halim...halimiz!İnsanlık..
Geceler boyu,ömrünce gazab
etmemiş,tartışmamış,bir rahmet peygamberinin gözyaşlarının aktığı o seherlerde,
o secde yerinde bir avuç çöl toprağına devşirilse şu naçiz benliğim.O damlaların
infilak ettiği duaların nurunun huzmesinde bir zerre olaydım da;O gönüllerin
sultanı resulun, ümmetinin halini görünce yüreğine halel gelip acımasına delil
olan bu günlerin de sancaktar olamayışıma..Mus'ab dan hicabıma reva oluşuma,
kendime beter sanık olan "ben miyim ?"deyişime...utana utana yaşamaya
inat!Ölmeyi bilmeyen bir ben/den ;
[center]"Sana
...Rahman olan esmana geliyorum YA
RABB!...
Sen
istediklerimden de daha güzeliyle nazar et...
Resulun gözyaşlarında değil
şefaatinde bulayım bu kaybedişlerde
kimliğimi... "
"avuca düşen gözyaşı arşa çıkan duadır sahyam...
dinleyene selam olsun
sadırdakini satırlardan..."