|
Gosterilen 1 - 9 arasi, toplam 33 Blog mevcut.
Sayfa:
1 |
|
|
|
Madem Ki Aşk Cemresidir Gönlün
Sevgili... Yine bahar gelip vurdu kapımızı. Ben ki yaktım bütün anılarımı, Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara. Film bitmedi, son yazmadı henüz. Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında. Hiçbir cemre dokunmadı bana, ısıtmadı yaz güneşleri. Durup durup kendime yaktım yıllar boyu, Onun için biraz is kokar libasım, Onun için dağınık biraz saçlarım. Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm. Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü, Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan.
Sevgili... Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi, Düşüyorum içimin kuyularına durmadan. Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey, Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim. Budur ürkmüşlüğüm, budur gizlenmişliğim, Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi.
Yoruldum artık sevgili, yoruldum karanfillere kan vermekten. Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur? Ve neden aşkın çocukları yoktur?
Oysa sevgili... Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana Birikmiş bütün baharlarımı adayarak, Koşarak doru taylar gibi yalınayak, çatlasın isterdim damarlarım çatlasın Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın. Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde, Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda. Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka, Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı.
Sevgili... Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni. Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak.
Madem aşk cemresidir gönlün, Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak....
Kahraman Tazeoğlu
Farkında Olmalı İnsan... Farkında Olmalı İnsan...
Kendisinin, Hayatın Olayların,
Gidişatın Farkında Olmalı.
Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen...
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını Fark Etmeli.
Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını
Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere
Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını Fark Etmeli.
Şu çok Geniş Görünen Dünyanın,
Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu Fark Etmeli.
Henüz Bebekken 'Dünya Benim! ' Dercesine
Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu,
ölürken De Aynı Avuçların
'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte! ' Dercesine Apaçık Kaldığını Fark Etmeli.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli.
Baskın Yeteneğini Fark Etmeli Sonra.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,
Nasıl Yaşarsa öyle öleceğini Fark Etmeli İnsan
Ve ölmeden E vvel ölebilmeli.
Hayvanların Yolda Kaldırımda çöplükte Ama Kendisinin
Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini Fark Etmeli.
Eşref-İ Mahlûkat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu Fark Etmeli.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni
Dikenin Hemen Yanı Başındaki Gülü Fark Etmeli.
Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde
çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını Fark Etmeli.
Eşine 'Seni çok Seviyorum! ' Demenin
Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü Fark Etmeli.
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece üçünü Giydiğini
Ama Arka Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen
Gömleklere Muhtaç Olduğunu Fark Etmeli.
Zenginliğin Ve Bereketin
Sofradayken önünde Biriken Ekmek Kırıntılarını Yemekte
Gizlendiğini Fark Etmeli..
FARK ETMELİ.
ömür Dediğin üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür.
öyle çok SEVDİM Kİ... -
-
- İçimde huzuru, mutluluğu
- yaşattığı için...
- Dinmeyecek sanılan
- fırtınaları sevdim...
- Yaşamın her döneminde,
- savaşmam gerektiğini öğrettiği için...Başarısızlıkları sevdim...
- Başarıya giden yolu
- gösterdikleri için...
- Geceleri sevdim...
- Tüm günümü nasıl
- geçirdiğimideğerlendirme
- olanağı verdiği için...
- İnsanların sorunlarını
- dinlemeyi sevdim...
- Yaşamın gerçeklerini görüp,
- Daha olgun insan olacağımı
- bildiğim için...
- Duyulan eksiklikleri sevdim...
- Her şeye sahip olmanın,
- İnsanı ne kadar mutsuz
- ettiğini bildiğim için...
- Sabahın erken saatlerinde çalan
- çalar saatimin sesini sevdim...
- Bana bugün de yaşama olanağı
- verildiğini gördüğüm için...
- Buzlu yollarda yürümeyi sevdim...
- Yaşamda da atılan yanlış
- bir adımın,
- İnsana ne denli acı vereceğini
- anımsattığı için...
- Uzaklıkları sevdim...
- özlemlerin duyguları pekiştirdiğini
- bildiğim için...
- Yaşamın renklerini sevdim...
- Yaşanılan tüm duyguları
- tablolara döktüğü için...
- Bir şeylere inanmanın mutluluğunu
- sevdim...
- Kendimi iyi duyumsadığımda,
- Yanımda olacak insanların
- varlığını bildiğim için...
- Her ne olursa olsun bir şeyin
- bittiği için üzülmek yerine
- yaşandığı için Sevinmeyi sevdim...
- üzüntülere liman olursak,
- Mutluluğun başka yerlere
- demir atacağını bildiğim için...
- Sevmekten ve sevilmekten
- korkmayan insanları sevdim...
- Sevme ve sevilmenin
- yapaylıktan değil,
- Doğallıktan geldiğini bildikleri için...
- Arkadaşlarımla geçirdiğim
- zamanları sevdim...
- İçten bir sohbetin,
- Tüm ağrılara iyi geldiğini
- bildiğim için...
- ve
- Sevdiklerimin ellerini
- tutmayı sevdim...
- Avucumun içine bıraktığım
- yüreğime dokundukları için...
- Beni sevmeyenleri bile sevdim,
- Yüreklerindeki karalıkları
- gördüğüm için...
- Sevdim...
- Hep sevdim...
- Mutluluğun anahtarıysa sevgi
- Anahtarsız kalmamanız dileğimle
- Sevgiyle kalın..
DOSTLUK NEYDİ..?Dostluk emektı, Zaman harcamaktı, Kardeş olmaktı, Kardeş olmaktı, Dostluk emekti, Zaman harcamaktı, Kardeş olmaktı, SIKINTISINDAelini tutabilmekti,görmeden cani yandigini hissede bilmekti, DoSTLuKTu, Güvendi,sırdaştı,Küssede sahipcikabilmekti emanetine..örmesede hep aklinda olmakti..sevgi ve saygidi özde,Fikirler ne olursa olsun..
Nasil bir yaşam koşulu olursa olsun oldugu gibi kabul etmekti...
Yillar gecsede aradan biraktigin yerden baslaya bilmekti..
SIMSIKI sarila bilmekti, Acisinada acinla, Gözyasina göz yasinlapaylasabilmekti,
En önemlisisevmekti, saygiydi,
Yüreğinin sah damarinda hissede bilmekti.. Her kosulda; Yüreğini ELinden tutabilmekti..Hep söylerim ya;Yüreğinizin elinden tutaniniz olmasi dileğimle...Gercek dostu olanin gelmez yere sirti,ömrü billah..
DOST BULMAK
Hani, diyorum da, insanin gerçekten mükemmel bir dostu olsa... " Ona " söyle, içine sindire sindire, kocaman bir sarilsa... Ne iyi olur degil mi..
Dostunuz! Dostunuz var mi.. Kadin ya da erkek... Hiç fark etmez. Gerçek dostun cinsiyeti olmaz. Paylastiginiz birileri var mi.. Var ise mesele yok.
Yok ise, gidin bulun hemen! Sirlarinizi paylastiginiz. Özledisinizi açik yüreklilikle söylediginiz. " Caným benim!.." dediginiz... Telefonda bile saatlerce konustugunuz, sicacik biri...
"O"nu görmediginizde yüreginizin "pit-pit" attigini hissettiginiz, bir dostunuz var mi.. Dert ortagi, sohbetlerinizi paylastiginiz, yalnizliginizi anlattiginiz, sevincinizi hisseden biri... Yalniz kaldiginizi düsündügünüzde, birilerine öfkelendiginizde, sevdiklerinizi özlediginizde, hayal kurdugunuzda yaninizda o var mi?
Sizi hiç yalniz birakmayan biri... Cesur, sempatik, azimli, kararli. Arayan, soran, " Seni özlüyorum " diyen biri.
Böyle bir canli ile her seyi konusabilir, paylasabilirsiniz. Yaniltmaz ! Anlayisla karsilar herseyi...
Hatalari, günahlari sevaplari, her bir seyi konuþabilirsiniz onunla... Hiç yalniz kalmazsiniz nitekim... Böyle bir dost bulmak için fazla bir arayiþ içinde olmaniza gerek yoktur. O kendiliginden çika gelir zaten. (Elektrik olayi..)
Bir gün bir bakarsiniz karsinizda... Bir de bakmissiniz simsicak sohbetler, derin konular, sirlar, paylasimlar...
Kimseye söyleyemediginizi, en yakininiza anlatamadiginizi, geçmisteki izleri, gelecege dairlerinizi, sadece ona anlatir olursunuz. Kadin, erkek bir dost bulun! Ama gerçek olsun.
Aradiginda isinizi degil, sizi soran... Kötü gününüzde ev sahibi, iyi gününüzde kiraciniz olsun. Anlatsin, konusun, açik seçik, korkmadan yasasin. Güvensin! Cinsiyeti olmasin!
Bir kartal kadar hagin, bir maymun kadar saklaban, bir ceylan kadar narin olsun. Dogrulari söylesin.
Gerçekçi olsun. Yaniltmasin, kandirmasin! içten, sevecen, sempatik, sevdalari, özlemleri anlayabilen biri olsun. Anlasin! Agziyla degil, gözleriyle ve kalpten konussun. Yasasin!
Doya doya yasasin, doya doya yasatsin. Beyninden degil, yüreginden versin. "Olsun varsin! Paylasirim." desin. Bir dostunuz olsun. Sizi ve benliginizdekileri paylassin... Dost olsun !
Ama... Gerçek bir dost..
Gizli yanan atesin közü olmaz. Gül dikeni hor görsede diken güle batmaz. Mekanlar ayri olsada "GERÇEK DOST" asla UNUTMAZ..
Ben insanlık adına bir şeyler yazıyorum, Kendimi de yazarım arada çaktırmadan. Allı pullu ne yorum ne takdir istiyorum, Hudutları korurum ucunu kaçırmadan...
İlk sözümdür her zaman, Allah’ın kelâmından, Güzeller arasında, bir dostun selâmından, Elim ikrâmda açık, olmadım alanından, El verirken kolumu kimseye kaptırmadan...
Tek kelime riyanın bulunduğu yerlerde, çift ayaklı dolaşan insan görünürlerde, Ne likler gördüm, sözüm ona erlerde, Ben çizgimde yürüdüm doğruyu saptırmadan...
Fani gördüm dünyayı, benim içimde ülkem, Tapusunu verseler, ne çıkar fani iken, Sayarım ve severim, budur kalıcı ilkem, Getiririm hizaya aleni saldırmadan...
Kalem ısrarcı oldu bir beni yazamadım, İsteyenler çok var da, kuyusun kazamadım, Ağladım üzülerek kimseye kızamadım, Dövdüm nicelerini kolumu kaldırmadan...
  ; &n bsp;   ; &n bsp;   ; &n bsp;   ; &n bsp;
"Benimle röportaj mı yapmak istiyorsun?" diye sordu Hayat.
"Zamanın var mı?" diye sordum.
Gülümsedi.
"Benim zamanım Sonsuzluk" dedi Hayat. "Ne sorular var yüreğinde?"
"insanlarla ilgili en çok neye şaşıyorsun?" diye sordum.
Hayat yanıt verdi.
"çocukluktan sıkılıp büyümek için acele ediyorlar, sonra yine çocuk olmanın özlemini duyuyorlar. Para kazanmak için sağlıklarını kaybediyorlar, sonra sağlıklarını kazanmak için paralarını kaybediyorlar. Gelecekle ilgili edişelenmekten şimdiyi unutuyorlar. Sonra da ne şimdiyi ne geleceği yaşayabiliyorlar. Deneyim iyi bir öğretmendir diyorlar ama deneyimin faturasını ödemek istemiyorlar. Hayatlarını kazanmak için eğitim alıyorlar ama yaşam ustası olmayı bilmiyorlar. Bu nedenle de, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç yaşamamış gibi ölüyorlar."
Hayat elimi tuttu. Bir süre sessiz kaldık.Derin bir nefes aldım. Ona, insanların neleri öğrenmelerini istediğini sordum.
Hayat yanıtladı.
"Hiç kimseyi seni sevmeye zorlayamayacağını, yapabileceğin tek şeyin seni sevmelerine izin vermelerini isterdim. Affetmenin affederek öğrenilebileceğini öğrenmelerini isterdim. Başkalarıyla kendilerini kıyaslamamayı öğrenmelerini isterdim. iki insanın aynı şeye bakıp farklı şeyleri görebileceğini öğrenmelerini isterdim."
"Zengin insanın en çok şeye sahip olan değil, en az şeye ihtiyaç duyan insan olduğunu öğrenmelerini isterdim. Bir sevecen yüreği derinden yaralamanın bir anda olduğunu; ama iyileştirmenin çok uzun sürdüğünü öğrenmelerini isterdim. Seni seven insanların duygularınmı nasıl ifade edebileceklerini bilmedikleri için seni sevmediklerini sanmak yerine onların sevgisini hissetmeyi öğrenmelerini isterdim."
Hayat derin bir nefes verdi. Hayatın nefesi kelimelere dönüştü.
"Söylediklerimi yüreğine kaydet" dedi. Söylediği cümleyi yüreğime kaydettim.
"Başkalarını affetmek yeterli değil, kendini de affetmeyi öğren".
Yüreğim kuş gibi hafiflemişti.
"Son bir soru daha, Hayat" dedim. "Benden ne istiyorsun?"
Bütün odayı beyaz bir ışık kapladı ve Hayat yanıtladı.
"Senin kendin olmanı istiyorum, yoksa başkası olurdun. Sana bugün ihtiyacım olduğunu bil, yoksa bugün benimle olmazdın. Kendi eşsizliğini ve biricikliğini bil; çünkü ben kendimi tekrar etmeyecek kadar yaratıcı ve zenginim. ve gerçekten TEK değerli olanım. Değerimi bil."
Sayfa:
1 |
|
|
|
|