REKLAM
nevval
PROFIL   RESIMLER   BLOGLAR   MISAFIR DEFTERI   ARKADASLAR   FAVORILER   VIDEOLAR  
 


Gosterilen 838 - 846 arasi, toplam 969 Blog mevcut.


<< Ilk  < Onceki | Sayfa:  92 | 93 | 94 | 95 | 96 | Ileri >  Son >>


Sevgi budur işte..
Gönderme zamanı 04/10/2009 13:52:23

Merhaba Nalan
Gönderme zamanı 04/10/2009 10:52:25

Merhaba nalân... bu sen misin
Yoksa sen mi sandım;
Biri cimciklesin beni
Şöyle ışığa gel de göreyim
Beni dümdüz eden
O yalandan da yalan gözlerini

Merhaba nalân
Amortiden mi çıktın güzelim
Bak yine şapşal ettin bizi
Oysa ne güzel unutmuştuk
Ve ne güzel sona ermişti
O gerzek pembe dizi

Hani, son bölümde sen yamuk yapıp
Fabrikatör nubar bey'in
Tarabya köşküne gitmiştin
Hani, arkadaşım halit akçatepe'nin yanında
Beni acayip refüze etmiştin
Ve işte o an gözümde
Eskicinin bile almadığı
Bir eski eşya gibi, bitmiştin

Merhaba nâlan
Pişmanlıklar denizinin biletsiz yolcusu
Merhaba, artist olma hayallerinin
İkinci sınıf karakter oyuncusu

Vay anasını sayın seyirciler
Vay anasını be... vay anasını
Bak, şimdi ağlarım ha
Tez kapatsın biri
Gözlerimin bozuk vanasını

Oysa, o zehir kusan fabrika yolunda
Beraber ıslanmıştık biz, nice yağmurda
Ve o gün, nubar bey'in çarpıp kaçtığı
Bir hayvancağızdı inleyen
Yol kenarı çamurunda

Ve hep kendine ayırdığın
O bencil yüreğin
Bir de o gariban köpeğe sızlamıştı
Ve ben, ilk defa seni böyle bilmiştim
Ve damarlarım ilk defa böyle cızlamıştı

Merhaba nâlan... merhaba
Yoksul mahallemizin en havalı kızı
Merhaba, yanlış ağlara takılmış
Muhteşem deniz yıldızı

Ben sana bakınca, dolardım bulut gibi
Dolardım da bir türlü yağamazdım
Sen bana bakınca
Bir ağlamak düğümlenir boğazımda
Gurur yapar, ağlamazdım

Ne düşkündüm sana be
Hani hayvanlar yavrusunu yalarmış
Aynen öyle
Ne tutkuydu bizimkisi be
Hani ferhat dağları nasıl delermiş
Aynen öyle
Ve o nasıl gidişti be
Hani bir tren gelir de üzerinden geçermiş
Aynen öyle

Of nâlan of
Sen benim neler çektiğimi bilsen
Bunu bilmekten ölürdün
Şu kadarını söyleyeyim:
Hani taş olsan
Yani taş olsan;
Ortadan ikiye bölünürdün

Gitme nâlan, dur
Tekrar gitme ne olur
Aldırış etme saçma sapan sözlerime
Yoo... hayır, ağlamıyorum
Galiba cıgaranın dumanı kaçtı gözlerime

Belki de sen haklıydın
Bu mahallede ne bahtın açılır
Ne de boyun uzardı
Üstelik annen ölmüştü
Ve sokağınız
Acını kaldıramayacak kadar dardı

Terso gidiyordu herşey
Milllet işi-gücü bırakmış
Aklını bize takıyordu
Altımızda çul yoktu
Üstümüzde dam akıyordu
Arap kızı camdan bakıyordu

Sen gittikten sonra ben
Hiç sorma
El attığım her işi, çok geçmedi batırdım
Çünkü seni unutmanın tek yoluydu;
Bütün kazancımı şaraba yatırdım

Ama gelinliğin duruyor
Baba yadigarı cumbalı evi de satmadım
Yalanım varsa kalkmayayım şuradan:
Ben seni bir tek gün
Bir tek gün bile unutmadım

Merhaba nâlan
Merhaba üzgün melek
Merhaba kadersizim, talihsizim
Merhaba titreyen elim, sancıyan belim
Ağrıyan dizim, vazgeçilmezim

Ama necdet tosun öldü nâlan
Artık yemekleri sen
Salatayı da ben yapacağım
Sami hazinses kadar olmasa da
Bahçeyi sevdiğin çiçeklerle donatacağım

Kemal sunal da öldü nâlan
İyi kalpli amcaları birer-birer uğurladık
Ve dünya kirlendi
Filmler bozuldu
O masum sevdalar yaşanmıyor artık

Sen varsın, ben varım
Bir de, acımasız bir dünya var dışarıda
Esas film şimdi başlıyor
Ve bütün koltuklar bomboş bu sinemada

Merhaba nâlan, merhaba
Sen ortada sıçan, ben şaşkın körebe
Ulan seviyorum seni be
Ulan, nereden inceldiyse
Oradan kopsun be

Yusuf Hayaloğlu

Etiketler: Nevval


'Adsız Hüzün .. Hüznüme
Gönderme zamanı 04/10/2009 10:49:59


Saçların epeyce dağılmış dudakların duvara çarpmıs çözüldüm.

Çünkü ben senin sözündüm.
Aşka secilmişti tüm vakitler.
Seçildin.
Çünkü sen bir çicektin.
Alıp başımı gidiyorum; yeşil başlı kumsallara..
Güneştin..
Çünkü bedenimdeki ateştin

Bir nefeslik dinlenişti hüzün...
Hep bir gülümseyişe aralanan dudaklarımı büzmekti...
Hayatın şaşırtma kuvveti öylesine büyüktü ki...Kocaman kocaman açılmış gözlerimi küçücük bir an yummaktı hüzün...
Bir iki damla yaş da cabası.


Günlerden pazar...
İnce belli bardakta çay içiyorum, denize karşı
Hüznüm başımdan aşkın...
Susmuşum yine
Herşeye.
Herkese...
Avazım çıktığı kadar...
Sonra...
Derin bir iç çektiğimi hatırlıyorum
Ve...

Bir anda ellerimdeki izlerin içinde buluyorum kendimi
Her çizgide ayrı bir anı...
Koşuyorum, yaşıyorum , heyecanlanıyorum her bir çizgide
Sonra martıların sesi bozuyor büyüyü
Yine deniz, ince belli bardağımdaki çayım soğuk, ellerim... ve ellerim donuk
Susuyorum...
Sen gitmişsin , anılar bitmemiş, bitmezmiş meğer...
Şimdi...

Ellerimde son satırlarınla süslü grimsi bir kağıt
Yüreğimde adı "SEN" olan sızım
Dilim lal...
Gelmeyeceğini bile bile...
Bekliyorum
Denize karşı, hala hayalinin dolaştığı o sahilin kırık bankında...
Suskunca...
Hadi gel ne olur!
Zaten...
Hüznüm başımdan aşkın..

Etiketler: Nevval


Deniz kızı
Gönderme zamanı 04/10/2009 10:47:38



Denizkızı
**********
Deniz adamı yer mi denizkızı
ipeği düşün ve ipeksiliğini
teninin kaç ipek böceği
ömrü var kozamızda
**********


Dokun hayata bir ucundan
yar oldugunu bileceksin
varlığını sevinin ve sevgilinin
yaşamıyorsan yazamıyorsun
Avcı, nasıl bir merak bu
bir günlük ömrü çokmu gördün
sen sevdin mi hiç avcı
ağlamak nedir bilirmisin
yüreğine kanar bir kelebeğin içi
damarlarında kanın kurudu mu
avcı

Canı, cananı bilirmisin
Zor ve dar zamanları ömrün
koşma peşimden
iki kanat çırpınışı daha
gün batımında bekle
söz ölmeye gelirim
birkez daha
*********

This image has been resized. Click this bar to view the full image. The original image is sized 709x542 and weights 224KB.
Ya da yaşamaya belki
bir denizülkede
bir dolunay öyküsünü
kara adamlarının beyaz öykülerinde
birleşsin elllerin
kenetlendik kelepçelerle
bir ucundan sen tut sevinin
bir ucum bahardalı
Bir uçdan bir uca serap
çöller vahaya döndü önce
sonra bir barajın yüksekliğinden
suya kavuştu toprak
zelzele...


ve yeşil bir rüya, yeşil çiçek
dalında yeşil yaprak
Bandırmadan tren gelir
oysa benim
feribota biner gözlerim
bir farenin kuyrugunda biter egeliliğim
ben marmaralıyım marmara, sevgilim
ve kürek mahkumuyum, forsa!
çek kürekleri.


Yanık buğday kokusu
yere düşen bi damla kan
gözyaşından kurumuş gözler
bana sevdaları ver artık
ağlamak istemiyor ellerim
ellerim yanıyor şimdi.



Her gece özlemin ışığı camımda
ellerimde bir düş hayat bulur
kalem gözyaşımla ıslak
dudaklarından gelen bir rüzgar
kelimelerin sihri can yakar
tesadüflerin kucağında büyüyüp
yanmışım yanacağım kadar


Beni de getirecek
seni getiren yollar bana
pusulamda bir dişi kuşun
bir dişi kemirir beynimi
uç hadi beynimi de al
yüreğim zaten gitti
gideceği yere kadar


Köleliğini seviyorum ellerimin
o eller ki seni yazar
o eller ki seni dizer
o eller ki seni çizer
seni sevdiğim gibi
ellerimi de seviyorum
Bitmedi ömrün,
hey kelebek! hadi yaz..

Etiketler: Nevval


Dostlar ırmak gibidir
Gönderme zamanı 04/10/2009 10:45:08






Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya




Insanlar vardır; üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi...
Ne kadar ugrassanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüsü çekici, aldatıcı
İçine daldıgınızda ne kadar yanıltıcı....
Ne zaman ne gelecegini bilemezsiniz;
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz!



Insanlar vardır; derin bır okyanus...
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi,
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız;
Yanında kendinizi içi bos sanırsınız.



İnsanlar vardır, coskun bir akarsu...
Yaklasmaya gelmez, alır surukler.
Tutunacak yer gostermez beyaz kopukler!
Ne zaman nerede bırakacagı belli olmaz;
Bu tip insanla bir omur dolmaz.








İnsanlar vardır; sakin akan bir dere...
İnsanı rahatlatır, huzur verir gönüllere.
Yanında olmak baslı basına bır mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.



Insanlar vardır; çesit çesit, tip tip.
Her biri baska bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, dogruyu bulmalı.
Her seyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.



Bosa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her sey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dısı birdir cekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranısı candan...


Can YÜCEL

Etiketler: Nevval


Kadının intikamı (kaçırmayın)
Gönderme zamanı 04/08/2009 18:23:34

Akıllı bi aşka ihtiyacım varmış benim..
Gönderme zamanı 04/08/2009 16:50:28



Yaşım gelmiş amca.
Artık adam akıllı bi aşka ihtiyacım varmış benim..
Annem dedi.
'git bakkal amcandan yarım kilo aşk al gel' dedi.
Sende bir kilo aşk varmı bakkal amca?
Annem ekledi;
'yanmamış ama iyi pişmiş olsun,
içinde katkı maddesi olmasın,
küflenmişinden verirse şikayet edeceğimizi söyle,
dolapta ne kadar süre kalırmış, iyice öğren,
sıcakta bozulursa işime yaramaz de bakkal amcana...'
Bana özellikleri bunlardan olan yarım kilo aşk verirmisin bakkal amca?
Sonradan, çok çikolata yemiş gibi, midemin ağrımasını istemiyorum ama.
Gözlerimden, ekşi bi sakız çiğnerkenki gibi yaş dökülmesini istemiyorum.
Ben susmak, susturulmak istemiyorum bakkal amca..
Annem çok düşkündür bana..
Midem ağrıdığında; 'genemi aşık oldun sen?' yada 'oğlum okadar çikolata yenirmi yahu?' der hep..
Annem nerden biliyor benim aşık olduğumu,
Dökülen yaşlar anlaşılmasın diye sakız çiğnediğimi nerden biliyor bakkal amca?

Bana kolay kolay bozulmayanından yarım kilo 'AşK' bakkal amca.

Etiketler: Nevval


AŞK
Gönderme zamanı 04/05/2009 12:01:19

**serçe ile göçmen kuş**
Gönderme zamanı 04/03/2009 19:34:18


İhanetin adı göçmen bir kuşa verilmiş, Sadakatin adı ise; bir serçeye. Göçmen kuş bütün bahar ve yaz boyunca küçük koyun üstünde uçmuş serçeyle beraber küçük sinekleri, kurtları yemişler, kış yağmurlarıyla şaha kalkmış, derelerden su içmişler. Masmavi gökyüzünde dans etmişler, çiçek açan ağaçlara konup, papatya tarlalarında gezmişler...

Birbirlerine söz vermiş kuşlar; Ayrılmayacağız diye. Ölmek var dönmek yok diye.Söz vermişler
Ama kış gelmiş, Göçmen kuş adına yakışanı yapmaya kararlıymış, Serçe ise her zamanki gibi sadık ama sevgi de yabana atılmaz bir gerçek. Ayrılık acı, ihanet kötüymüş serçe için yaşamaksa önemli imiş göçmen için.

O, baharların tatlı eğlencesiymiş sadece gel demiş serçeye benle beraber... Başka bir bahara uçalım. Serçe ise burda bekleyelim demiş yeni baharı ama kış acımasızdır demiş göçmen, yaşayamayız burda, aç kalır üşürüz serçe hayır demiş korunuruz kötülüklerinden kışın beraber göçmen inanmamış serceye hayır demiş gidelim.
Serçe için gitmek nasıl bir ihanetse yaşadığı yere kalmakta aynı şekilde ihanetmiş sevgiliye ve karar vermiş sevgiyi seçmiş uçacakmış yeni bir bahara...



Göçmen ve serçe çıkmışlar yola, Ama serçe zaıfmış, onun kanatları uzun uçuşlar için değil.
Dayanamayacakmış bu yola oysa göçmenin kanatları güçlüymüş çünkü o hep kaçarmış kışlardan hep gidermiş zorluklarından kışın yeni baharlara bir firtına yaklaşıyormuş. göçmen hızlı gidiyormuş fırtınadan, yakalanmayacakmış ama serçe iyice zayıf kalmış, yavaşlamaya başlamış göçmene duralım demiş artık.
Biraz dinlenelim göçmen itiraz etmiş, fırtına demiş, oluruz.Serçe çok fırtına görmüş, kurtuluruz demiş. Ama göçmen yürü demiş serceye birazdan okyanuslara varacağız

Serçe sevgisine uymuş ve peşinden son bir gayretle gitmiş göçmenin birazdan varmışlar okyanusa Kurtuluşuymuş bu büyük deniz göçmen için çok iyi bilirmiş buraları ama serçe ilk kez görüyormuş ve sanki gökyüzünden daha büyükmüş bu yeni mavi
serçe artık dayanamıyormuş, son bir sevgi sesiyle seslenmiş göçmene artık gidemiyorum.... göçmen serçeye bakmış,Bakmış ve devam etmiş........

Okyanus çok büyükmüş, serçe ise çok küçük Serçenin sevgisi de çok büyükmüş ama göçmen cok küçük... Mavi sularında okyanusun bir minik SADAKAT ... Yeni bir baharın koynunda koca bir İHANET...


HAYATIMIZDA VARDIR DEĞİL Mİ? SERÇE OLUP DA DEĞERİ BİLİNMEYENLER?



Etiketler: Nevval




<< Ilk  < Onceki | Sayfa:  92 | 93 | 94 | 95 | 96 | Ileri >  Son >>



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***