Dur gitme
Bir daha düşün
Nedir bu acelen
Bu telaşın
Sevdan vardı hani
Sığmazdı yere göğe.
Neden soldu böyle
Hani dudağın gül dokurdu
Öpüşleriyle yanağında yârin.
Hani menekşe menekşe
Nakış işlerdi bakışın
Neden böyle ıslak ıslak
Yaşın yaşın
Göze mi geldi
Zalimlerin
Zulümlerin
Ölümlerin yıkamadığı aşkın.
Ne oldu sana
Bu acelen ne
Nedir bu telaşın
Beni dinle
Dur gitme
Bir daha düşün.
Bir sen misin
Tek başına aşkı yaşayan.
Bir sen misin ihanete uğrayan.
Bir sen misin acı çeken sevince.
Bir sen misin derdini
Duvarlara ağlayan.
Bilirim
Hainlik bu
Zift gibi
Katran gibi
Bir beylik tabancası gibi çöker
İhanetin karanlığı
Yalnızlığın üstüne.
Şahları şaşkına
Koskoca Diktatörleri muma
Suyu çekilmiş değirmene çevirir.
Taşıyamaz yükünü
Kırılıp orta yerinden
Bir telgraf direği gibi devirir.
Ama sen
Tüm acına karşın
Gel beni dinle
Bir daha düşün.
Hüznün
Ayrılığın
Senedi
Zati elinde.
Nasıl olsa ayrılacaksın
Günü gelince
Hemi de temelli.
Hoş geldini olmayacak bu gidişin
Kimse beklemeyecek seni
Eli ıslak mendilli.
Ama
Araya gideceksin be gülüm.
Sağlaması yok bu hesabın
Gel beni dinle
Acele etme
Bir daha düşün
Bir sen misin
Derdin aşılmazına tutulan.
Bir sen misin
Selin geçilmezinde boğulan.
Bir sen misin kurşun sıkılan düşüne
Bir sen misin geriye düşen katarda
Gecenin yöşüne.
Bir senin yarin mi
Harami elleri hançer olan
Yârinin döşüne?
Hem suçun birazı da sende
Biliyor musun?
Aşk aranmaz ki eli duşuna
Sen beni dinle.
Dur gitme
Bir daha düşün.
Gideceksen eğer
Zalime
Neyi
Nasılı
Niçini
Sorarken olmalı.
Yepyeni bir dünyayı kurarken
Zulüm hesap verirken olmalı gidişin.
Yani sen solarken
Kahkaha atmalı gülüşün.
Dur gitme
Nedir bu acelen bu telaşın.
Araya gideceksin be gülüm
Hiç de kutsanacak bir şey değil
Bu savaşın.
Belki
Gazetelerde iki satırlık
Bir haber olarak geçecek gidişin
Ve hiç dik duramayacak
Başına dikmişlerse bir taşın.
Belki de yarın çiçek açacakken düşün
Araya gidecek be gülüm
Araya gidecek
O sırma sırma gülüşün.
En iyisimi sen beni dinle
Bir daha sor kendine
Sen bir daha düşün.
Düşün ki
Ne gelişi
Ne dönüşü
Ne de gülüşü olacak bu gidişin.
Hani
Hiç de insani değil bu işin
Mazbatan elide
Acele etme
Nasıl olsa gidersin
En iyisi mi sen
Beni dinle istersen
Bir daha düşün.
Sen
Bilir misin kaç çeşidi var aşkın
Ve kaç türlüdür ölüm?
Yine de sen bilirsin
Ama beni dinle
Araya gideceksin ay gülüm
Sen bir daha düşün
Yarına kal ki sürsün savaşın
Yeni doğmuş ay gibi
Çiçeğe durmuş dal gibi
Gül açsın gülüşün.
Nedir bu acelen bu telaşın
Hadi
Bir daha düşün:
Bilir misin kaç çeşidi var aşkın?
Karanlıklarda boğulmasın
Karayerde soğumasın gülüşün.
Böyle değil
Bir işe yarasın ölüşün.