|
Gosterilen 361 - 369 arasi, toplam 969 Blog mevcut.
| Sayfa:
|
|
41 |
|
|
İSYANDIR BU GİDİYORUM
Tüm yaşanmışlıklarımı alıp yanıma Hoşçakal hüzünlerine aldanıpElveda buseleri titrerken yanağımda Gidiyorum bu şehirdenDilimde türküler Belimde silahım Yüreğimde seninle
Sevdamı sarıp ömrüme Yolların acımasızlığına inat Yeniden harlanırken bedenimde yangınlar Seni yaşayarak sensizliğe inat Bulutların gizemine başkaldırarak Gidiyorum
Vurgun kelimeler dökülür dudaklarımdan Saçların savrulur talan olmuş geçmişime Çocukluğum gülümser Ben ağlarım Varsın kanasın güller Gidiyorum
İçtiğim bu son sigara kız kulesine karşı Bu son duman İstanbul'da bıraktığım Yitik hayaller peşine Lal olurken umutlar Düşlerim düşer gecenin koynundan Ey İlkbahar gülüşlüm Gidiyorum
Yaşamak kadar sevdiğim İstanbul'u Ölüm kadar sevdiğim seni bırakıp Sensizlik kadar sevdiğim kendimden vazgeçip Puslu sokakların tenhasına Buruk sevinçler takınarak Beden ağır gelsede ayaklarıma Bu sonu sana varmayan yollarda Ağız dolusu gülmelerimi terkedip sana Gidiyorum
Gidiyorum güzel Ardımda yırtık resimler Yetim sevmeler kaldı Düşmanlarım gülsün gayrı Hançer hançer vurulurken düşlerim Yanımda uçurumlar Beynimde çocuk kahkahalar Sırtımda ihenetler oynasın Gidiyorum gülüm Tüm analar kaderime ağlasın Varsın İstanbul yansın Mil çektim gözlerime Gamdır bu Gece gece Demdir bu Çözülmez bir bilmece
.....İsyandır bu ........Yaşayan her aşka ...........İntihardır bu gülüm ..............Alın teri masumluğunda...
Etiketler: Nevval
anlatmak gerekirse eeğer.... Tam gögsünüzün ortasinda bir yeriniz aciyacak... Evinizin sizi icine sığdıramayacak kadar dar oldugunu fark edeceksiniz... Sokaga fırlayacaksiniz... Sokaklar da dar gelecek... Tıpkı vucudunuzun yureğinize dar geldigi gibi... Ne denizin mavisi acacak icinizi, ne pırıl pırıl gokyuzu... Kendinizi tasıyamayacak kadar cok buyuyecek, bir yandan da kaybolacak kadar kuculeceksiniz... Birileri size bir seyler anlatacak durmadan... "onemli olan saglik." "Yasamak guzel." "Bosver, her sey unutulur." Siz hicbirini duymayacaksiniz...Gozyaslarinizdan etrafi goremez hale geleceksiniz... Ondan olmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarinda olmek isteyecek kadar cok seveceksiniz...Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz... "olume care bulundu" ya da "Yarin kiyamet kopacakmis" deseler basinizi kaldirip "Ne dedin?" diye sormayacaksiniz... Yalniz kalmak isteyeceksiniz... Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak...ikisi de yetmeyecek... Gecmisi dusuneceksiniz...Neredeyse dakika dakika...Ama kotuleri atlayarak... Onunla gectiginiz yerlerden gecmek isteyeceksiniz...Gittiginiz yerlere gitmek... Bu size hic iyi gelmeyecek...Ama bile bile yapacaksiniz... Biri size icinizdeki aciyi sokup atabilecegini soylese, kacacaksiniz... Aslinda kurtulmak istediginiz halde, o aciyi yasamak icin direneceksiniz... Hayatinizin geri kalanini onu dusunerek gecirmek isteyeceksiniz... Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz...Herkesi ona benzetip... Kimseyi onun yerine koyamayacaksiniz...Hicbir sey oyalamayacak sizi... Ilaclara sığınacaksınız...Birkac saat kafanizi bulandiran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir muddet buzlu camin arkasindan seyrettiren... Butun sarkilar sizin icin yazilmis gibi gelecek...Bogaziniz dugumlenecek, dinleyemeyeceksiniz...Uyumak zor, uyanmak kolay olacak... Sabahi iple cekeceksiniz...Bazen de "Hic gunes dogmasa" diyeceksiniz... Ne geceler rahatlatacak sizi ne gunduzler...olmeyi isteyip, olemeyeceksiniz... Belki civi civiyi soker diye can havliyle onunuze cikana sarilmak isteyeceksiniz...Nafile...Dusuncesi bile tahammul edilmez gelecek... Ruyalar goreceksiniz, gercek olmasini istediginiz... Her sicrayarak uyandiginizda onun adini soylediginizi fark edeceksiniz... Telefonun calmasini bekleyeceksiniz...Aramayacagini bile bile... Her caldiginda yureginiz agziniza gelecek...Aglamakli konusacaksiniz arayanlarla... Yureginiz burkulacak...Caniniz yanacak...Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz... Hayata dair hicbir sey yapmak gelmeyecek icinizden... Onun sesini bir kez daha duymak icin yanip tutusacaksiniz.. Defalarca aradigi gunlerin kiymetini bilmediginiz icin kendinizden nefret edeceksiniz... Yasadiginiz sehri terk etmek isteyeceksiniz...Onunla hicbir anınızın olmadigi bir yerlere gidip yerlesmek...Ama bir umut...Onunla bir gun bir yerde karsilasma umudu... Bu umut sizi gitmekten alikoyacak...Gel gitler icinde yasayacaksiniz... Buna yasamak denirse… alıntıdır.
Etiketler: Nevval
Sevmek.. Gerçekten sevmek..
Ortaköy'de oturuyoruz, bir arkadaşımla.. "Anlayamıyorum, Hıncal" dedi.. "Anlayamıyorum, beni gerçekten sevip sevmediğini.." Yüzüne baktım.. Anlattı.. "Bir arada iken öyle iyiyiz ki.. Öyle yakın, öyle candan, öyle sevgi dolu ki bana karşı.. Sokuluşu, dokunuşu, bakışı.. Hani vücut dili diye bir şey varsa, bu kız her hali ile beni sevdiğini haykırıyor adeta.. Zaten, diliyle de söylüyor, sık sık, çok sevdiğini.." "Sorun ne öyleyse" der gibi baktım, bir daha gözlerinin ta içine.. "Sorun var mı, onu da bilmiyorum ya.. İçimde bir ses, bu işte bir eksiklik olduğunu söylüyor bana hep.. Geçen gün birden ne fark ettim bilir misin?" Sustu bir an.. Söyleyip söylememekte tereddüt etti.. Ama söyledi sonunda.. "Geçen gün düşünürken, birden farkına vardım ki, buluşmak için bütün teşebbüsler benden geliyor. Ben arayıp bir yere davet etmesem, günlerce birbirimizi görmüyoruz. Beni görmek, benimle buluşmak için ondan hiç çaba yok.." Söylemekte tereddüt ettiği şey, işin en can alıcı noktasıydı, oysa.. "Seviyor mu, sevmiyor mu" diye papatya falı bakmayı bir yana bırakırsanız, sorunun çözümünü en gerçekçi verecek formüldü bu..Sevginin bir tek amacı vardır. Birlikte olmak.. Birlikte gidilen yerler, birlikte yapılan şeylerin hepsi açıktır.. Gerçek sevginin en sağlıklı, en doğru ölçeğidir bu.. Bir arada olmak isteği.. Nerede, nasıl olduğu, hiç önemli olmaksızın.. Dostuma, yıllar önce aniden biten bir ilişkimi anlattım.. Sinemaya gidelim, demiştim, üniversite yıllarımda büyük aşkıma.. O da beni seviyordu ya.. Yani ikimiz de öyle sanıyorduk.. Filmi sordu.. Söyledim.. Beğenmedi.. Benimle buluşmaktan vazgeçti, filmi beğenmediği için.. O zaman anladım ki, sevdiği şey ben değilim.. Benim ona sunduklarım..Benimle buluşmasını istiyorsam, onun hoşuna gidecek bir şey bulmak zorundaydım, her defasında.. Ben amaç değil, araçtım. Amaç, benim sunduklarımdı.Hayır, bunun adı sevgi değildi.. Benim için zor bir karardı ama, verdim ve bitirdim.. "Her şey çok iyi gidiyordu, ne yaptım da onu kırdım, suçum ne bir bilsem" demiş, ortak dostlarımıza.. Anlatmadım bile.. Anlatsam da anlayamazdı, biliyordum.. Kaç yıl geçti aradan.. İddia ederim, hâlâ anlamış değildir, niye bittiğini.. Aslında "Bitti" yanlış bir deyiş.. Hiç başlamamışki meğer.. Öyle sanmışız.. Gerçek sevginin tek ölçeğidir bu, bir arada olma isteği.. Seven, gerçekten, yürekten seven, bir arada olabilmek için mucizeler yaratır. Bütün öncelikleri sevgilisine tanır.. Sizi gerçekten seviyor mu? Ya da, siz onu gerçekten seviyor musunuz? Kendi duygularınızdan emin değilsiniz, ya da onun duygularından şüphedesiniz.. Dikkatle bakın.. Dikkatle izleyin.. Dikkatle gözleyin.. Onunla buluşmak, onunla bir arada olmak için neler yaptığınıza, yapabildiğinize bakın.. Onun sizinle bir arada olmak için gösterdiği çabaları değerlendirin. Falcılara, medyumlara gitmeye gerek kalmaz.
Dostuma "Üzgünüm ama.." dedim.. "Bu kız seni sevmiyor.. Birlikteykenki haline bakılırsa, hoşlandığı kesin. Ama birlikte olmak için hiç çaba harcamayışı, senin istediğin anlamda sevmediğini de ortaya koyuyor.. Ancak moralin bozulmasın.. Hoşlanmakla, sevmek arasında, kalın duvarlar değil, ince bir çizgi var.. Bu çizgiyi aşabilmek için biraz sabırlı olman gerekebilir.. Fazla umutlanma, ama umutsuzluğa da kapılma.." "Teşekkür ederim, Güzin Abla" dedi. Hıncal Uluç Alıntı. Sizce sevginin ölçeği nedir? Sevgiliyi sevmek mi, yoksa sevgilinin sunduklarını sevmek mi?.. google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);
Etiketler: Nevval
| Sayfa:
|
|
41 |
|
|
|