REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 2662 - Toplam yanitlar: 1

GONDEREN: YaQuZa on 09/15/2010 15:34:11


BİLDİĞİNİ İYİ BİLMEK GEREK

Japonya'da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yıkılan çocuğunun büyük bir depresyona girdiğini gören babası, Japonya'nın ünlü bir Judo ustasına gidip yapılacak bir şeyin olup olmadığını sormuş.

Hoca: "Getir çocuğu, bir bakalım" demiş. Ertesi gün baba-oğul varmışlar hocanın yanına... Hoca çocuğu süzmüş ve" tamam" demiş "yarın eşyalarını getir, çalışmalara başlıyoruz".

Ertesi gün çocuk geldiğinde hocası ona bir hareket göstermiş ve "Bu hareketi çalış" demiş.

Çocuk bir hafta aynı hareketi çalışmış... Sonra hocasının yanına gitmiş.

Bu hareketi öğrendim başka hareket göstermeyecek misiniz?" diye sormuş.

Hocanın cevabı: "Çalışmaya devam et" olmuş.

Aradan 2 ay, 3 ay, 6 ay geçmiş derken çocuk okuldaki bir yılını doldurmuş. Çocuk bu bir yıl boyunca hep o aynı hareketi tekrarlamış. Hocanın yanına tekrar gitmiş, "Hocam bir yıldır aynı hareketi yapıyorum bana başka hareket göstermeyecek misiniz?" diye sormuş. Hoca da "Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz" diye cevap vermiş.

Yıllar yılları kovalamış; 2 yıl, 3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10. yılını doldurmuş. Bir gün hocası yanına gelip "Hazır ol!" demiş "Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın!"

Delikanlı şok olmuş.. Hem sol kolu yok hem de judo da bildiği tek hareket var. Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş; ama hocasına saygısından ses çıkarmamış.

Turnuvanın ilk günü delikanlı ilk müsabakasına çıkmış. Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. Derken.. ikinci, üçüncü maç....çeyrek, yarı final ve final. Finalde delikanlının karşısına ülkenin son on yılın yenilmeyen şampiyonu çıkmış. Delikanlı dayanamayıp hocasının yanına koşmuş.

"Hocam hasbelkader buraya kadar geldik ama rakibime bir bakın hele. Bende ise bir kol eksik ve bildiğim tek bir hareket var. Bu kadar bana yeter, bari çıkıp da rezil olmayayım. İzin verin turnuvadan çekileyim." "Olmaz" demiş hocası. "Kendine güven, çık dövüş. Yenilirsen de namusunla yenil."

Tek kollu judocu çaresiz çıkmış müsabakaya. Maç başlamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış ve tak! Yenmiş rakibini şampiyon olmuş. Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş ve şöyle demiş: "Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım?" Hoca ise şöyle cevap vermiş: "Bak oğlum 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın ki artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir, ikincisi de o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir!"





--------------------------------------------------------------




GONDEREN: Denizz__ on 09/15/2010 21:50:12


ÇALIŞMAYI BİLMEK

Longfellow: “Çalışmayı ve beklemeyi öğrenin.” diyor. Evet, başarıya giden yolda çalışmak, bunu yaparken de sabırlı olmak gerekir.

Vaktiyle adamın biri gemiyle yolculuk yapıyormuş. Kaptan ile arkadaş olmuş. Kaptan birkaç gece uykusuz kalmış. Adam kaptana uykusuz olduğunu hatırlatarak dümeni kendisine teslim etmesini, onun da bir süre dinlenmesini söylemiş. Kaptan:

- Nasıl olur? Sen dümen kullanmasını biliyor musun? diye sormuş.

Adam, dümen kullanmayı bildiğini söylemiş.

- Hiç merak etme, yat! demiş.

Kaptan dümeni adama teslim edip uyumuş. Adam, dümenin başına geçmiş; ama gemi nasıl olduysa karaya doğru yönelmeye başlamış. Sonunda karaya oturmuş. Meydana gelen gürültü üzerine kaptan uyanmış. Geminin karaya oturduğunu görünce:

- Aman arkadaş sen ne yaptın? demiş.

Bunun üzerine adam şu cevabı vermiş:

- Deniz tükendi, ben bir şey yapmadım.

Başarı sahiline ulaşmak için yapılması gereken çalışmalar bilinmezse gemi karaya oturacaktır. Öyleyse ne zaman nasıl bir çalışma yapılacağı çok iyi bilinmelidir. Verimli bir çalışmanın nasıl gerçekleştirilebileceğini ilerleyen sayfalarımızda ayrıntılı olarak bulacaksınız.

ÇALIŞMA TEKNİKLERİ

Başarılı olmak için kazanılması gereken üç davranış vardır:

Düşünme alışkanlığını kazanmak

Öğrenci, sorunlarının çözüm yollarını kendi düşünmelidir. Gerek sınavlara hazırlık sürecinde gerekse yaşamda kişiye büyük katkılar sağlayacaktır böyle bir davranış. Kişinin kendine güvenini geliştirecektir. İş yapabilme kabiliyetini olumlu yönde etkileyecektir. Büyükler sadece bir kılavuzdur.

Anne baba ve öğretmenler deniz feneri gibidir. Ancak denizde giden öğrencidir. Asıl işi o yapmalıdır. Tabii bunu yaparken uyarılara kulak vermeyi ihmal etmemelidir.

Burada öğretmenlere düşen görevler de vardır. Öğrencinin düşünmesi için ona yol açmalıdır. Öğrencinin yerine düşünülürse öğrencinin düşünme yeteneği gelişmez.

Okuma alışkanlığını kazanmak

Sözcük olmadan düşünmek imkansızdır. Sözcük bilgisi düşünce ve zekayı geliştirir. Bu yüzden bizler sözcük hazinemizi geliştirici çalışmalar yapmalı, bol bol kitap okumalıyız.

Yapılan bilimsel araştırmalar sözcük bilgisinin önemini bize kanıtlamaktadır. Stevens Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden Dr. Johnson O’cannor , işletmecilik alanında idare amiri olmak üzere ders gören 100 gence “kişinin kelime hazinesini ölçen” bir test uyguluyor. Beş yıl sonra yapılan araştırmalarda , test ları ilk yüzde ona giren öğrencilerin tamamının idare amirliklerine yükseldiği ; ı aşağı yüzde yirmi beşe dahil geçlerin hiçbirinin idare amiri olamadıkları ortaya çıkmıştır.

Hayatta başarılı olmak istiyorsanız kelime bilgisini artırınız. Göreceksiniz ki zekanız daha iyi işleyecek , kişiliğiniz renklenecek, hayatta daha başarılı olacaksınız. Çünkü kelime bilgisi artıkça insanın düşünme yeteneği ve zekası da artmaktadır. Çok okuyan sınavlarda çıkabilecek soruları da daha kolay çözerler.

Kendi kendine iş yapabilme alışkanlığını kazanmak

Bir öğrenci, gerek sınavlarda gerekse hayatta başarılı olmak istiyorsa kendi başına davranma yeteneğini edinmelidir. Ders çalışırken hep başkalarından yardım beklememelidir. Aksi taktirde öğrenmesi gerekenleri tam olarak öğrenemeyecektir. Aile ve öğretmenler, öğrenciye yol gösterici olmalıdır. Ne aile ve öğretmenler bu sınırdan taviz vermelidir ne de öğrenciler bundan daha fazlasını talep etmelidir.

Bisiklet sürenleri kırk yıl izleseniz, kendiniz bizzat bisikletin üstüne binip onu sürmeyi öğrenmeye çalışmadıktan sonra kesinlikle bisiklet sürmeyi öğrenemezsiniz. Sınavlara hazırlanırken karşılaşılacak sorunların aşılmasında büyüklerden sadece yardım isteyiniz, ancak sorunlarınızı onların çözmesini istemeyiniz. Ödevlerini hep başkalarına yaptıran bir öğrenci sınavlarda ne kadar başarılı olabilir ki?

Anne ayı, yavrusuna, balık tutmayı nasıl öğretir?

5-6 aylık yavru ayı, anneyle birlikte suya girer, anne ayı balık yakalar, birlikte yerler. Birkaç hafta sonra, anne ayı yakaladığı balığı sıkarak öldürür ve ağzından düşürür! Yavru ayı bu balığı yakalar! Bu oyun haftalarca sürer. Anne ayının suya düşürdüğü balık, her defasında biraz daha canlıdır. 5-10 saniye zaman bulsa iyice canlanıp kaçabilir. Ama yavru ayı buna fırsat vermez. Aylar sonra, anne ayının elinden düşürdüğü balık tam canlıdır. Yine de kaçamaz... Çünkü yavru ayı da artık usta bir balıkçı olmuştur. Anne ayı bunu görür. Artık yavrusuna balık vermez. Aç bırakır. Hatta bitkisel besinler ya da başkalarının artıklarıyla beslenmesini engeller. Yavru aç kalır. Balık yakalar.

Bir Çin atasözü şöyle der: “Bana söylersen unuturum, gösterirsen yarısını unuturum, yaptırırsan hiç unutmam”.

Burada anne baba ve öğretmenlere da görev düşmektedir. Öğrencinin görevlerin yapmamalı ona sadece yol göstermelidirler. Örneğin bir kelimenin anlamını soran öğrenciye kelimenin anlamını söylemek yerine sözlük tavsiye edilmeli, bir problemi soran öğrenciye sorunun çözümünü yapmak yerine çözüm sadece yöntemini göstermeli, bir konuda bilgi almak isteyen öğrenciye bilgi vermek yerine bilgiyi nerede bulacağını göstermelidir. Kısacası öğrenmeyi öğretmeli ki öğrenci hayat boyu kendi kendine öğrenmeyi gerçekleştirebilsin.

Bu davranışları edindikten sonra takip edilecek yöntemler:

Yaşayarak öğrenme

Ezberleme ile öğrenme gerçekleşmez. Kalıcı öğrenme içim öğrenme sürecinin içinde olmak gerekir. Bir problemin çözümü ezberlenirse o problem çözülür belki ama benzeri farklı bir problem çözülemez hatta belli bir süre sonra çözümü ezberlene problem vb. çözülemez çünkü unutma olur. Öyleyse bizzat çözüm yolları üzerinde çalışılmalı, ezberden uzak durulmalı. Türkçe dersi için okuma çalışması yapılmalı, metinler üzerinde durulmalı, düşünülmeli, metinden sorular çıkarılmalı, bilinmeyen kelimelerin ve kelime gruplarının anlamları bulunmalı, yazının konusu ve yazılış amacı belirlenmelidir. Matematikten ise konuların temel özellikleri iyi anlaşılmalı, problemlerin çözümleri üzerinde durulmalı, bütün veriler kullanılmalıdır. Sosyal bilgilerde ise harita atlas vb materyaller kullanılmalı. Fen dersinde deneysel bir çalışma yöntemi benimsenmelidir . Bunlar mümkün olduğu nispette yapılabilir. Yaşayarak öğrenme bol bol alıştırma yapmayla gerçekleşir. Bir kişi kemen çalan birini kırk yıl seyretse keman çalmayı öğrenmez, yüzmek, araba kullanmak gibi dersi öğrenmek de bizzat işin içinde olmayla mümkündür.

Burada dikkat edilecek bir husus da sevilen ders ve konuların yanında sevilmeyen (sevilmeyen ders olmamalı aslında) ders ve konulara da çalışılmalıdır öğrencilerin bir çoğu hep sevdikleri derslere çalışarak kendilerini yanıltıyor ve böylece çalışma eylemini gerçekleştirdiğini zannederek rahatlamaya çalışıyor. Oysa sevilen ders ve konular genelde bilinen ders ve konulardır. Öğrenme bilinmeyenin hafızaya alınması ise sevilmeyen ders ve konuların üzerinde yoğunlaşmak başarı için şarttır.

Atalarımız, bir şey hiç uygulanmasını yapmadan, yalnızca nasıl yapıldığını görmeyle öğrenilmez anlamına gelen; “Bakmakla öğrenilseydi kediler kasap olurdu.” atasözünü sözlüklerimize kazandırarak buraya kadar anlattığımız konuları en güzel şekilde özetlemişlerdir.

Alıştırma

Başarılı olmak için çok alıştırma yapmak gerekir. Çok örnek çözmek gerekir. Alıştırma yapmak konunun bütün yönlerinin kavranılmasını da sağlar.

Yardım isteme

Gerek çalışma esnasında gerekse alıştırma yaparken anlaşılmayan yerler not alınmalı daha sonra da bu yerler bir bilene sorulmalı. Aileden biri, tanıdık biri, sanalkahve.com arkadaşlarından biri yardım almak için yeterli olabilir.

sanalkahve.com çalışması

Öğrenci için ten başına ders çalışmak sıkıcı olabilir. Ayrıca öğrenci bilmediği sormak ihtiyacı duyduğu konuları öğrenmek için yanında her zaman bir öğretmen bulamayabilir. Bununla birlikte, bilinen bir şeyin başkasına anlatılması en etkili öğrenme yöntemlerindendir. Çünkü böyle bir çalışma yöntemi unutmayı engeller. Bütün bunları gerçekleştirmenin tek yolu sanalkahve.com çalışmasıdır. Dersleri iyi olan ve anlaşabileceğiniz 3-5 arkadaşla bir araya gelinerek böyle bir çalışma yapılabilir. Herkes birbirinden faydalanmış olur. herkes en iyi bildiğini bir diğerine anlatır.

Bir gün sormuşlar bilginlerden birine: “Ben kendime yeterim diyenlerle yardımlaşma başarıyı artırır diyenler arasında ne fark vardır?diye sormuşlar. Bakın göstereyim demiş, bilgin. Önce ben kendime yeterim diyenleri çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da bir metre boyunda kaşıklar. Bilgin bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve önlerindeki çorbaları içmeye teşebbüs etmişler Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan Bunun üzerine şimdi demiş bilgin, yardımlaşmanın gereğine inananları çağıralım yemeğe. “Buyrun” deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan. İşte demiş bilgin, kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafindan doyurulacaktır şüphesiz ...

Kendini düşünen, her şeyi ben kendim yapabilirim diyen, başkalarıyla bir şeyleri paylaşma ihtiyacı hissetmeyenlerin hayatta başarılı olma şansları yoktur, olsa bile mutlu olma şansları hiç yoktur. Paylaşan, birbirine yardımcı olan kişiler hem başarılı hem de mutlu olurlar .Grup çalışması paylaşmanın, yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biridir. sanalkahve.com çalışmasına katılan öğrencilerin başarılı olma şansları da diğerlerinden daha yüksektir.

Deneme

Öğrenci haftada bir deneme sınavı çözerek bilgilerini süreye bağlı olarak kullanmayı öğrenmelidir. Bu çalışmayla sınav sistemi için de tecrübe kazanılacaktır. Denemelerden sonra da mutlaka değerlendirme yapılmalı yanlış yapılan ve boş bırakılan sorular tespit edilmelidir. Yardım alınarak bu eksiklikler giderilmelidir.

Tekrar

Belli bir süre sonra, önceden öğrenilenler unutulur. Unutulmanın engellenmesi tekrarla mümkündür. Özellikle sözel derslerde unutma çabuk olur. Bunun için belirli aralıklarla tekrar bu derslerde çok gereklidir. Sınıfta öğrenilen ders eve gelindiğinde tekrar edilirse hafızaya alma daha da kolaylaşır, öğrenilenlerin unutulması zorlaşır. Sözel derslerde bu işe ek olarak bir de ön hazırlık faydalı olacaktır. Sınıfta görülecek ders önceden okunarak sınıfa gidilme şeklinde olur bu ön hazırlık. Bol bol test çözülerek de tekrar yapılabilir. Burada dikkat edilecek nokta, sorularla tekrar yapıldığından dolayı, eğer bilinemeyen, çözülemeyen soru olursa yardım alınarak bilgi eksikliğinin giderilmesi yoluna gitmeyi ihmal etmemektir.

Değerlendirme

Yapılan çalışmalar değerlendirilmelidir. Ne kadar çalışılmalıydı, ne kadar çalışıldı? Ne kadar yanlış var? Kaç boş var? Yetersizlik hissedilen konular neler? Eksikliklerin nasıl giderilmesi gerekir? Hatalara en aza indirmek için neler yapılmalı? Başarılı olmak için daha neler yapılabilir? Değerlendirme çalışmalarında bu soruların cevapları aranmalıdır. Bu değerlendirme, kişinin eksiklerini giderip tam öğrenmeyi gerçekleştirmek bakımından çok önemlidir.

Ne yapıyorsanız başarıya ulaşma adına yapıyorsunuz. Yani kendiniz, kendi geleceğiniz için... Konuyu Sang H. Kim’in çok anlamlı ve ders alınması gereken güzel bir sözüyle tamamlayalım:

“Başarı size gelmez, siz ona gideceksiniz!”

Back To Top
12/27/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***