İTİRAF EDİYORUM. SUÇLUYUM!!!
▒▓█ ▒▓█ ▒▓█
Hakim yerine oturdu. Salondakiler ayakta. Duruşma başladı
Sanık kim mi?. Tabiki Türk... Suçları ne mi? Saymakla bitmez...
Hakim dedi ki:
Hey Türk ayağa kalk.
Türk cevap verdi:
Türk zaten ayakta.
Hakim sinirlendi:
Suçlusun..
Türk haykırdı:
Neymiş suçum?
Hakim sırıtarak!:
Türk olman yeterli suç zaten..
Türk dayanamadı:
Evet suçluyum. 1.Dünya savaşı yıllarında Ermeni çetelerce öldürüldüm ama yine de suçlu benim. Bu da bir şey mi?. Almanya'da diri diri yakıldım ama suçlu benim. Kıbrıs'ta küvette öldürülen yine benim ama suçlu da benim.
Hakim şaşkın:
Demek itiraf ediyorsun?
Türk dediki:
Evet itiraf ediyorum. -30 derecede vatanımı savundum. Suçluyum. Gece yarısı arabamı yaktılar, suçluyum. Kaçak elektrik kullanan şerefsizlerin faturalarınıda ben ödedim, ama yine ben suçluyum. Çanakkale'yi geçilmez yapan benim, ama onda da suçluyum.
Hakim:
Bak sen. Neler de bilirmiş?.
Türk:
Oda bir şey mi. Yunanı İzmir'de denize döken var ya. Vallahi o da benim. Bilir misiniz 1453 ü? İşte o tarihte gemileri karadan yürütüp İstanbul'u alan var ya?. İşte o benim hakim bey. Almakla da kalmadım. Konstantini İstanbul yapan da benim.
Hakim:
Küstah herif....... Sus..
Türk:
Türk susmaz hakim bey. Hele bir eylemim var ki?
Hakim:
Neymiş
Türk:
1071 deki eylemimi dünya unutmadı. Hani Romen Diyojen i yenip Anadoluyu Türk yurdu yapmıştım.
Hakim:
Demek sen yaptın
Türk:
Bu da birşey mi... Hani Kudüs'ü Haçlılardan alan biri var ya. Selehaddin Eyyubi. İşte o aslında benim.
Hakim:
Say bakalım. Daha neler diyecesin?
Türk:
Hani Asala diye bir örgüt var ya?. İşte onun kökünü kazıyan da benim. Ama onda da suçluyum. Bir de unutmadan söyleyeyim. İngilizler'e karşı Mekke ve Medine'yi müdafa eden. Aç ve susuz ama teslim olmayan.. İşte o da benim... Bulgaristan'dan sürülen, Yunanistan'da öldürülen.. Bosna'da diri diri yakılan.. İşte onlar da benim. Ve ben olduğum için suçluyum.
Ben Türküm.. Kocatepe'de, Dumlupınar'da, İnönü'de size karşı savaşan. Sizi bu topraklardan kovan benim.
Hakim:
Yaz kızım yaz. kaçırma..
Türk:
Başka suçlarımda var. 80 senedir kör gibi uyuyan, kulaklarını tıkayan, oduna, kömüre tavlanıp satın alınan, milli ve dini kimliğini unutup size benzeyen benim. Selamün Aleyküm yerine !hello!, hoşça kalın yerine ! Bayyyy! diyen o da benim. Onlarca şarkı ezberleyip buna rağmen 1 ayet 1 hadis ezberleyemeyen de benim. Çılgınlar gibi dans edip sarhoş olan ama 2 rekat namazı kılmayı beceremeyen de benim..
Suçluyum.....
( Alıntıdır..)Ben Suçsuzum diyebilen varsa ben suçsuzum desin..!!!
Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere,
150 bin askerimiz esir düştü.
Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın
İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na
hapsedildi.
********
Kampın tam adı,
'Seydibeşir Kuveysna Osmani Useray-I Harbiye Kampı' idi.
Bu kampta, 1918'de
Filistin Cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na bağlı
Osmanlı Askerleri tutuluyordu.
********
12 Haziran 1920'ye kadar
iki yıl boyunca
her türlü işkence, eziyet, ağır hakaretler ve aşağılamaya maruz kaldılar.
********
İnsanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi…
********
Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların
yalan yanlış çevirileri ve
kışkırtmaları nedeniyle,
kampların İngiliz komutanları,
azılı Türk düşmanı haline gelmişlerdi.
********
Savaş bitmişti.
Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle
ölenler dışındaki askerleri teslim etmek,
İngilizlerin işine gelmiyordu.
Çünkü, olası yeni bir savaşta,
bu askerlerin
yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından,
İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
********
Çözüm toplu katliamdı…
Askerlerimiz mikrop kırma bahanesiyle,
süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu.
Ancak;
Suya normalin çok üzerinde 'krizol' maddesi
katılmıştı...
Mehmetçik, suya daha ayağını soktuğunda,
aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu.
Ancak,
İngiliz askerleri,
dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.
Mehmetçikler,
bellerine kadar gelen suya başlarını sokmak istemediler.
Ancak,
bu kez İngilizler havaya
(başlarının üzerine) ateş etmeye başladı.
Askerlerimiz, ölmemek için,
çömelerek başlarını suya soktular.
Ancak,
başını sudan kaldıran artık göremiyordu.
Çünkü gözleri yanmıştı…
********
Dışarı çıkanların halini gören
sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi
Ve 15 000 (15 bin) askerimiz kör oldu.
Bu vahşet,
25 Mayıs 1921 tarihinde
TBMM.' de görüşüldü.
Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler
bir önerge vererek,
Mısır'da esirlerin
Krizol banyosuna sokularak,
15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini,
bunun faili olan İngiliz doktor,
Garnizon Komutanı ve askerlerin
cezalandırılması için,
TBMM' nin teşebbüse geçmesini istediler.
********
Ancak,
yeni kurulan devletin bin türlü derdi vardı.
Ağır sorunlarla uğraşan TBMM' de
bu hesap sorma işi unutuldu gitti.
Ama onlar
unutmuyorlar…
Kendi ihanetlerini bile
soykırım ambalajına sarıp,
dünya kamuoyuna sunuyorlar.
En üzücü olanı da malum birilerinin,
bu karalama kampanyalarına
çanak tutması…
********
ERMENİLER SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR.
BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK.!!!