Selamlar canlarım……
Bir kardeşim bana” ablam senin tarzın bu değil” deyince foruma attığım son yazılarımı yeniden gözden geçirme zorunluluğunu hissettim. Tarzım olmayan ne idi? Yazılarım dışardan, okuyanlarca subjektifmi görünüyordu??
Şunu hemen belirtmek isterim ki; 101 deki tüm canlar canımdır değil mi ki hepimiz tek Allahın kulu, cennetten sürgün âdem ile havanın sürgün evlatlarıyız. Gidenler giderken ne alıp gitmişler ki biz ne götürebileceğiz. Uzun sefere çıktığımızda ardımızdan güzel insandı dedirtmekten başka…
Yapmak istediğim; son aylarda yapılan haksızca saldırılar belden aşağı vurmalar beni hem üzdü hem çileden çıkardı. Ortak ses olmaktan ziyade herkes kendi başına bir şeyler yapmaya kalktı kimi zaman kulislerde kimi zaman açıkça… bunlara dilim döndüğünce, gereksiz tüm bunlar diyebilmekti..
Neyi paylaşamıyoruz anlamıyorum ki, neden tüm bu olumsuzluklar… Kişinin kendi yerini bilmesi bu kadar zor olmamalı.
Biraz sabırlı, biraz hoş görülü, biraz özgüvenli olmaktan bizi alı koyan ne?
İnsanlarla iyi ilişki kurmak, Sabır gerektiğinde susmayı başarabilmek…
Kendime hep şunu telkin ederim ve bu yıllarca elimden gelip geçen öğrencilerime de ilk öğrettiğim öğretilerimdendir.
“SEVMEYİ BAŞARALIM Kİ, SEVİLMEYİ HAK EDELİM “
Sevmenin ilk şartı, alçak gönüllü olmaktır. İkinci şartı, güler yüzlü, tatlı dilli olmaktır. Bir diğer şartı, insanlara hoşgörülü davranmak, karamsar olmamaktır. Dördüncü şartı, insanların kişiliğine saygı göstermek; ona emreden bir tavır içinde olmamaktır. İnsanlarla alay etmemek, kardeşleri için fedakârlık yapabilmektir. Bu şartları yerine getiren kişi sevmeyi başarır. Sevmeyi başaran kişi, sevilmeyi de hak eder. İnsanlara sıcak davranan, tevazu ile yaklaşan insan, sevilir. Herkese güven veren kişi kendisini sevdirir. Karşılık gözetmeden insanların iyiliğine koşan kişiyi herkes sever. 0, sevilmeyi hak etmiştir.
Ama ne yapıyoruz en küçük pürüzlerde dahi insanları yere vurmak karalamak, çirkin laflara maruz bırakmak yapanlarca büyük maharet sayılıyor. ve bu insanlar nasıl kendilerine saygı duyabiliyorlar bu da ayrı bir merak konum…
Kendine saygı güzel bir kavram, ama bunu eyleme döndürmediğimizde bir işe yaramıyor. Benim kendime saygım "diğerlerinin" sınırında biter. Eyleme döndürülen "kendime saygım" kişiye kendine değer verme, kendini sevme, kendiyle barışık olma, kendine güven sağlarken; çevremizdekilerin gözünde de bizi değerli, saygın, güvenilen bir kişi yapar.
Saygının büyüğü küçüğü olmaz, saygı kişinin kendisiyle başlar ve çevresiyle devam eder. Saygı sadece insanlar arasında değil doğaya ve kültürel değerlere de olur. Ancak kendine saygısı olmayan bir insanın başkasına saygısı da olmaz ya da bir değeri olmaz herhalde.
Dikkat ediyorum kızılan insana, sana kemik atmadım diyor kızan kişi… Bu ne demek ben bunu hayvana hakaret sayıyorum yaratılan küçümseniyor çünkü hakir görülüyor… İyi ki hayvanlar kendi aralarında birbirlerine kızdıklarında yaramaz insan demiyor.
Kendimizi algılamamızda mı sorunlar yaşıyoruz acaba???? Bu mu bizi öz saygıdan öz güvenden alıkoyan????
Şimdi tüm bunlardan sonra benim günah çıkardığımı ya da birilerine yalakalık yaptığımı düşünenleriniz olacaktır. Bu benim için çokta önemli değil. Değil çünkü beni tanıyanlar tanıyor, tanımayanların da görüşleri benim için önem arz etmiyor. Derdim kimseyi karşıma almak değil. Ya da birilerine ahkâm kesmek hiç değil. Bunun haddim olmadığını bilecek kadar yerimi biliyorum. Hiç kimse, kimsenin yanında olduğumu düşünmesin, 101 ailesinin tüm üyelerine aynı mesafedeyim. Ama benim için özel olan insanlarım var. Buna karışma ya da kimsenin hakkının olmadığını söylemek istiyorum. Kişiler kendi davranışlarından sorumludur. Sevgimi ifade etmem o kişileri sevdiğimi söylemem onları sevmeyenleri, ya da diğer kişileri rahatsız etmesin. sevdiği sürece yükü hafiler yüreğimizin…
Hepimiz farklı yapıda, farklı karakterde, farklı mizaçtayız. Hiç birimizin parmak izi bile diğeriyle aynı değil. Ama en büyük paydamız insanız, yaratılanların en şerefelisi en onurlusu en kıymetlisiyiz. Lütfen bunu unutmayalım.
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
SİZLERİ SEVİYORUMMMMM….
BİR YÜREK Kİ YANMAZ; YÜREK DENİR Mİ ONA?
SEVMEK HARAM YÜREĞİNDE ATEŞ OLMAYANA
BİR GÜNÜ SEVGİSİZ GEÇİRDİNSE YAZIK..
EN BOŞ GEÇEN GÜNÜN O GÜNDÜR İNAN BANA!
ALLAHA EMANETSİNİZ CANLARIM…..