REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 3966 - Toplam yanitlar: 5

GONDEREN: TeLmA on 03/07/2013 14:40:22


Geç­ti­ği­miz haf­ta­lar­da, Dün­ya De­ğer­ler Araş­tır­ma­sı Der­ne­ği üye­le­rin­den, Prof. Dr. Yıl­maz Es­me­r’­in ha­zır­la­dı­ğı “Tür­ki­ye­’ nin De­ğer­ler At­la­sı­” an­ke­ti­nin so­nuç­la­rı açık­lan­dı. Bu tür am­pi­rik araş­tır­ma­lar, ne ka­dar sağ­lık­lı ya­pıl­mak­ta­dır ve so­nuç­la­rı ne ka­dar ger­çe­ği yan­sıt­mak­ta­dır, ay­rı bir tar­tış­ma… Fa­kat or­ta­ya çı­kan tab­lo, hiç de şa­şır­tı­cı de­ğil. De­ğer­ler ko­nu­sun­da ner­de ol­du­ğu­mu­zu gös­te­ri­yor.

An­ket so­nuç­la­rı­nı, iki kav­ram üze­rin­den özet­le­ye­lim: Git­tik­çe mu­ha­fa­za­kâr­la­şı­yo­ruz… Av­ru­pa­’nın hat­ta dün­ya­nın en din­dar top­lum­la­rın­dan bi­ri­yiz. Fa­kat ki­şi­ler ara­sı gü­ve­nin en dü­şük ya­şan­dı­ğı ül­ke­ler ara­sın­da­yız. Din­dar­lı­ğı ah­la­ki de­ğer­ler üze­rin­den de­ğil, ku­ral­la­ra da­ya­lı bir an­la­yış için­de ya­şı­yo­ruz. Di­ni ha­ya­tı, Av­ru­pa in­sa­nı “i­yi­lik or­ta­mı­nı oluş­tur­ma­k” ola­rak al­gı­lar­ken; top­lu­mu­muz ise da­ha çok ahi­ret bo­yu­tuy­la ya­ni iba­det­le­re “ya­tı­rı­m” gö­züy­le ba­kı­yor. Din­dar­lık ve bir­bi­ri­miz­le olan iliş­ki­le­ri­mi­zin sos­yal fo­toğ­ra­fın­da­ki bü­yük çe­liş­ki: Din­dar­la­şı­yo­ruz ama sev­mi­yo­ruz ve gü­ven­mi­yo­ruz!
Ko­nu­ya geç­me­den, bu­ra­da so­rul­ma­sı ge­re­ken bir so­ru var: Aca­ba kav­ram­la­rı yer­li ye­rin­de kul­la­nı­yor mu­yuz? Ör­ne­ğin mu­ha­fa­za­kâr­lık ke­li­me­si… Eğer ke­li­me­ye ge­li­şi­me ve de­ği­şi­me di­renç gös­ter­mek şek­lin­de bir an­lam yük­lü­yor­sak, bu­na tu­tu­cu­luk de­nil­me­si da­ha doğ­ru ol­maz mı? Tu­tu­cu­luk, akış­kan­lı­ğı ol­ma­yan, du­ra­ğan, pis bir su bi­ri­kin­ti­si gi­bi­dir; bu­lun­du­ğu o ye­ri çü­rü­tür, kir­le­tir; her tür­lü pis­li­ği içi­ne dol­du­rur. Ama mu­ha­fa­za­kâr­lık “var olan ka­za­nım­la­rı ve de­ğer­le­ri ko­ru­ma­k” şek­lin­de an­la­şı­la­cak­sa tam da sa­hip­le­nil­me­si ge­re­ken bir oluş bi­çi­mi­dir. He­le he­le her şe­yin bu den­li ucuz­ca har­can­dı­ğı ye­ni za­man­lar­da…
Ön­ce­lik­le bu kav­ram çif­ti­ni yer­li ye­ri­ne oturt­ma­mız ge­re­ki­yor. Kla­sik­le­ri­miz, folk­lo­ru­muz, ede­bi­ya­tı­mız, sa­na­tı­mız ko­ru­ma al­tı­na al­ma­mız ge­re­ken de­ğer­le­ri­miz­dir. Ve UNES­CO, bir ta­ra­fıy­la, dün­ya adı­na bu­nun için var­dır. Mu­ha­fa­za­kâr bu ka­za­nım­la­rı ko­rur, gö­ze­tir. İh­ti­yat­lı de­ği­şim sü­re­ci­ni des­tek­ler.
Me­se­la, bü­yük bir ti­ca­ret mer­ke­zi yap­tırt­mak için ta­ri­hi de­ğe­ri olan bir si­ne­ma yı­kıl­mak is­te­ni­li­yor­sa, in­san­lar o si­ne­ma­nın ta­şı­dı­ğı an­la­mı dik­ka­te ala­rak yık­tır­mak is­te­me­ye­bi­lir­ler; bu­na da mu­ha­fa­za­kar bir ba­kış de­ni­le­bi­lir. Ama onu yı­kıp, ye­ri­ne iş ha­nı ve­ya ben­zer ya­pı­lar yap­tı­rır­ken, men­fa­at­le­ri do­la­yı­sıy­la as­la ra­hat­sız ol­ma­yan, sö­züm ona ken­di­ni mu­ha­fa­za­kâr ola­rak ta­nım­la­yan ni­ce tu­tu­cu­lar gö­rür­sü­nüz. Ta­ri­hi ve kül­tü­rel mi­ra­sa ve­ya or­tak ha­fı­za­ya sa­hip çık­mak, etik ve es­te­tik bir bi­lin­cin yer­leş­me­si­ni ve kay­bol­ma­ma­sı­nı is­te­mek bu an­lam­da mu­ha­fa­za­kâr­lık­tır. Ama ga­ra­be­te ba­kın ki, İs­tan­bul Be­yoğ­lu­’n­da 500 kü­sur yıl­dan bu ya­na dim­dik ayak­ta du­ran, Na­zım Hik­me­t’­in di­ze­le­rin­de yer al­mış o muh­te­şem Ağa Ca­mi­i, ya­nın­da­ki AVM in­şa­atın­dan do­la­yı çök­me nok­ta­sı­na gel­miş­tir! Ba­kı­yor­su­nuz mu­ha­fa­za­kar­lâr­dan ses çık­mı­yor! He­le he­le çı­kar­lar söz ko­nu­su ise… Bu na­sıl izah edi­le­bi­lir? Ge­nel­de si­ya­si akım­lar ara­sın­da, sağ ka­na­dın ide­olo­ji­si gi­bi gö­rü­lür mu­ha­fa­za­kâr­lık. An­cak ya­şa­dı­ğı­mız bu ve ben­zer ha­di­se­le­ri göz önün­de bu­lun­du­rur­sak, ta­ri­hi bir me­ka­nı ya da sa­nat de­ğe­ri olan bir ob­je­yi ko­ru­mak hu­su­sun­da, mu­si­ki­mi­ze, sa­zı­mı­za, sö­zü­mü­ze sa­hip çık­mak ko­nu­sun­da, ken­di­ni “çağ­da­ş” ola­rak ta­nım­la­yan in­san­la­rın, sö­züm ona pek çok mu­ha­fa­za­kâr­dan da­ha bi­linç­li, da­ha ko­ru­ma­cı ol­du­ğu gö­rü­le­cek­tir.
Do­la­yı­sıy­la Tür­ki­ye­’nin en bü­yük prob­le­mi ha­fı­za­sı­nın ol­ma­yı­şı­dır. Ve­ya has­sa­si­yet gös­ter­me­si ge­re­ken hu­sus­lar­da ka­fa ka­rı­şık­lı­ğı ya­şa­ma­sı­dır. Ör­ne­ğin, ne ça­buk unu­tu­lu­ver­di İs­tik­lal mü­ca­de­le­miz… Bay­ra­ğı­mız, Cum­hu­ri­ye­ti­miz, De­mok­ra­si­miz için ver­di­ği­miz bin­ler­ce şe­hi­di­miz… Ya­kın ta­ri­he yö­ne­lik ve­ri­len kav­ga­yı an­la­mak müm­kün mü? De­ği­şim el­bet­te ge­li­şi­min kar­de­şi­dir. Fa­kat de­ği­şir­ken mu­ha­fa­za edil­me­si ge­re­ken de­ğer­le­ri­ni ko­ru­ma­yı bil­me­li­dir mil­let. Ak­si tak­dir­de, kim­li­ği­ni, ki­şi­li­ği­ni, öz­gür­lü­ğü­nü yi­ti­rir. Mus­ta­fa Ke­mal Ata­tür­k’­ün, ilk etap­ta, Türk-Dil ve Ta­rih Ku­rum­la­rı­’nı kur­ma­sı­nın al­tın­da, bi­zim özü­mü­zü oluş­tu­ran o şey­le­rin tes­pi­ti, mu­ha­fa­za­sı ve ge­liş­ti­ril­me­si fik­ri yat­mak­ta de­ğil mi­dir? Bu an­lam­da mu­ha­fa­za­kâr in­san, özü, as­lı ko­rur; şek­lin, bi­çi­min, ta­li ve ge­çi­ci ola­nın pe­şin­de de­ğil­dir. Tu­tu­cu in­san ise şek­le, şe­ma­ile, ka­buk­la­ra ta­kı­lıp ka­lır. Şim­di so­ra­lım; bu iki in­san ti­pi­ne de mu­ha­fa­za­kâr di­ye­bi­lir mi­yiz?

DİNDARLIĞI FARKLI ANLIYORUZ 

İkin­ci hu­sus, ül­ke­ler ara­sın­da en din­dar top­lum ol­du­ğu­mu­zu söy­lü­yor an­ket; fa­kat çe­liş­ki­ye ba­kı­nız, yüz­de dok­san in­sa­nı­mız kim­se­ye gü­ven­mi­yor. De­mek ki din­dar­lı­ğı fark­lı an­lı­yo­ruz!
Bir­lik­te dü­şü­nü­le­me­ye­cek iki kav­ram çif­ti­dir din­dar­lık ve gü­ven­siz­lik… Din­dar­lı­ğın ba­şat kav­ra­mı gü­ven­dir; iman kav­ra­mı­nın da ol­maz­sa ol­ma­zı… ‘Em­n’ kö­kün­den tü­re­miş, em­ni­yet, ema­net, emin, iman, mü­min ke­li­me­le­ri­nin ta­ma­mı, inanç­lı in­san üze­rin­den dü­şü­nül­me­si ge­re­ken ke­li­me­ler­dir. Bu­ra­da gü­ven­siz­li­ğin al­tın­da ya­tan se­bep­le­ri dik­ka­te ala­lım. Ya­pı­lan hak­sız­lık­lar, yol­suz­luk­lar, ada­let­siz­lik­ler, bas­kı­lar vb. in­san­la­rın öte­ki­ne kar­şı gü­ve­ni­ni sars­mış­tır. Sev­gi, şef­kat, bir­lik, be­ra­ber­lik, da­ya­nış­ma, iyi­lik, hoş­gö­rü gi­bi asıl mu­ha­fa­za edil­me­si ge­re­ken te­mel de­ğer­ler bi­lin­mi­yor ve ya­şan­mı­yor de­mek­tir. Pe­ki, bu kav­ram­lar di­nin ön­gör­dü­ğü, din­da­rın esa­sen sa­hip­len­me­si ve dö­nem­le bü­tün­leş­me­si ge­re­ken de­ğer­ler de­ğil de ne­dir? Bun­la­rın ol­ma­dı­ğı yer­de, top­lu­mun yüz­de yü­zü na­maz kıl­sa ne olur? Bu­na din­dar­la­şı­yo­ruz de­ni­le­bi­lir mi? Ol­sa ol­sa bu­nun adı, “di­ni dar­lı­k”­tır. So­nuç şu ki her şe­yi al­gı­la­rı­mız­da­ki se­vi­yey­le ala­ka­lı ola­rak an­lı­yo­ruz. Mu­ha­fa­za­kâr­lı­ğa ve din­dar­lı­ğa böy­le bak­tı­ğı­mız sü­re­ce, bu se­vi­ye­nin yük­sele­ce­ği­ni bek­le­mek, ken­di­mi­zi kan­dır­mak olur.


 
 




--------------------------------------------------------------
GERÇEKÇİ OL İMKANSIZI YAŞA




GONDEREN: Birsu_ on 03/07/2013 16:37:08


Sevgili TELMA okumaya düşünmeye degecek paylaşımların için seni yürekten kutluyorum..

Dindarlık muhafazakarlık tutuculuk çok farklı kavramlar ve üstüne kitaplar sayfalar dolusu fikirler yazılacak kadar geniş kapsamlı  konular. Kısaca nacizane fikrimi paylaşmak isterim:

Tutuculuk tüm fikirler de tüm dinlerde tüm ögretilerde karşılaşılan ve insana acımazlıgı aşılayan bir olgu..Bunu Türkiye de hem milliyetçiler hem liberaller hem sol hem aydın kesim şimdide dindar kesim yapıyor.Ya bizden bizim gibi düşünecek yada susacak pasif olacak sindirilecek..

Dindar kesim bir kısmında haklılık olan bir anlayışla hızla örgütlendi para güç mevki elde etti ve hemen kendinden olmayana acımasızca baskı yapmaya başladı..Gerçek te dinimiz en öncelikle adaleti emrederken faiz kul hakkı yemeyeceksin derken bir kılıf bulundu yeni bir din anlayışı getirildi gördügümüz gibi son hızla uyguluyorlar..

Bir taraf da her dine her mezhebe her millete eşitiz açıgız diyor bir taraf da müslüman olmasına bu vatanın asıl sahibi olmasına ragmen sırf kendi cemaaetlerinden yada yandaşlarından degil diye dışlıyor hayat hakkı tanımıyor.. Para kazanmada hakettigi mevkiye gelmesinde önünü kesiyor.Bunu açıklayacak bir ayet bir hadislede süslüyorlar üstelik..

İnsanların dini milli anlayışları istismar ediliyor kullanılıyor ama yapmıyoruz yapanlardanda öç alıyoruz diye siyasette yapılıyor bizlerde seyrediyoruz..


Muhafazakarlıksa her kesimin kendi fikrini kendi anlayışını korumak için çırpındıgı bir  olgu bence..Kılıçlar çekildi  bu oyunda kim galip kim maglup görecegiz..

Beyaz TÜRK kavramıyla yıllar boyu bu millete tepeden bakanlar ne kadar haksız ve kötüyse barış yapıyoruz diyerek milli degerleri aşagalayan  sözüm ona ümmetçilikte o kadar kötü ve degersiz..

Peygamber veya kuran ayetleriyle benzerligi var denilerek insanların en masum inanaçlarını kullanmaksa tam anlamıyla sapkınlık..ALLAH bize onun adına karar verip onun adına yargılama yetkisi vermemiştir adaletli olun diye emretmişdir..

Sizce şuandaki dindarlar bunu uyguluyormu???


sevgi ve saygılarımla...


KENDİNİ BİLEN İNSAN, hayatın sadece KENDİSİNDEN ve İSTEDİKLERİNDEN ibaret olmadığını da bilir! KENDİNİ BİLEN İNSAN, kendi DEĞERİNİ bulduğu için;  başkalarına da DEĞER vererek kendisine değer katar.





--------------------------------------------------------------
Back To Top




GONDEREN: TeLmA on 03/07/2013 17:37:25


Birsum ben teşekkür ederim okumaya değer bulduğun için...

  

 





--------------------------------------------------------------
GERÇEKÇİ OL İMKANSIZI YAŞA
Back To Top




GONDEREN: TeLmA on 03/07/2013 17:39:51


Yüreğinize sağlık NAZLI teşekkürler

 

 





--------------------------------------------------------------
GERÇEKÇİ OL İMKANSIZI YAŞA
Back To Top




GONDEREN: efe_19 on 03/08/2013 02:43:18


Telma güzel paylaşım emeklerine sağlık.Paylaşım için tşkrler.... Gerçi şu anda günümüzde yandaşlık yalakalık herşeyin önünde geliyor.Çıkarlar önemli bazıları için neyse susalım:)))))







--------------------------------------------------------------

Back To Top




GONDEREN: TeLmA on 03/08/2013 03:01:39


Teşekkürler yüreğinize sağlık EFE admin.....

 

 

 





--------------------------------------------------------------
GERÇEKÇİ OL İMKANSIZI YAŞA
Back To Top
11/26/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***