içimde minik bir serçe, serçenin içinde göç katarları
Yükünde bütün hüzzam şarkılar
Sesinde çığdan büyük acı, acıdan büyük gözyaşı
Sonunda ayrılık
Ellerimde koskocaman bir boşluk
Gidende unutulmak korkusu, kalanda yine gözyaşı
Demir, paslı bir kapı ya da çelik, çiçekli
Giden kapıyı çektikten sonra, hikâye gerisi
Ne kapının süsü, ne demirin pası
Ne de kapının paspası
Sadece kalanın gözyaşı
Ardında bıraktığı bin yıllık acı ve gidenin göstermediği gözyaşı
Gözümde binlerce anlam
En çok hüzün barındıran
Gitmelerin git lerini okuyamasam, haykırsam sana yüreğimin kal larını
Beynimin unut larına sağır olsam ve yine yüreğim bağırsa beynimin kulaklarına bütün şiddetiyle usulca umutlarını
Umutların arasında unut ları unutsam
Yeni senler doğursam sana, yeni benlerden
Yeniden biz olsak
Yahut ölsek hiç yaşamamış olsak
içimde bir karanlık
Sesimde kararsızlıkla sana seslensem
Bir rüya olsa bu hiç uyanmasam, uyansam da hatırlamasam
Yol iz bilmem, bildiğim tek yol senin yolun olsa, kalkıp sana gelsem
Gel desen
Ah! Gel desen
Silsem gözlerinden yüzümü
Yırtıp atsan yüzümdeki hüzünü
Ellerim üşüyor, beni sıcaklığına sar
Ve eski vedalardan, getir bana yeni merhabalar...
Ah! Yıldızlar kadar uzaksın
Uzakta bir yıldız olsam
Yok olsam
Hiç olsam
Ben olmasam