Aşk Sizin Mucizenizdir...
Aşka inanmamak için iki sebep vardır.
Ya hiç aşık olmamışsınızdır;ya kalbinizde çok büyük bir yara taşıyorsunuzdur.
Ancak sebep ne olursa olsun; aşka inanmamak, sizden başka birinin de kaybı demektir…
Aşka inanmayarak bütün kapıları tek tek kapattığınızda, sizin tarafınızdan sevilebilecek birinin de kaderini değiştirmeniz demektir.
Aşk, mucizeler yaratabilir...
Sizi değiştirir, güzelleştirir, farklılaştırır ve büyütür.
Bu hayatta hiç görmediğiniz renkleri gösterir.
Aşk, sizin tahmin ettiğinizden daha sert ve başına buyruk bir efendidir.
Geldiği her yerde üstünlüğünü hissettirecek kadar büyük bir egosu vardır.
Sizi ele geçirmeden, sizi değiştirmeden bırakmaz.
Eğer siz içinizde bazı yoğun duygular hissediyor, birine aşık olduğunuzu düşünüyor ama onu severken kendinizi yeniden keşfetmiyor, değişmiyor ve aynı kalmaya devam ediyorsanız; karşılaştığınız şey aşk değildir.
Aşk; bazen acısıyla, bazen içinde yaşarken, sizde var olan ama hiç bilmediğiniz hallerinizle karşılaşmanızı sağlar.
Aşkla anlaşmanın yolu, kabullenmektir...
Onu ehlileştiremezsiniz.
Canınızın istediği gibi değiştiremezsiniz.
O sizi dönüştürmek, geliştirmek, büyütmek için yola çıkmıştır.
Bu hikayenin kahramanı siz değilsiniz, aşkın ta kendisidir, bunu kabul etmelisiniz.
Aşka inanamamakta sonuna kadar özgürsünüz; hani derler ya, aşkın da çok umurundaydı?
Aşk, kapıları tek tek dolaşır.
Ona inananları ödüllendirir, değiştirir.
Her ilişki güzel sonla bitmez çünkü güzel sonla biten hikayelerde içimizdekileri ortaya çıkaracak acı yoktur.
Aşk bir heykeltıraş gibidir.
Kenarlarınızı yontar ve sizden muhteşem bir eser çıkartır.
Taşların sesi olsaydı, son halini alana kadar her yontulmada nasıl canının yandığını haykırırdı.
Acıyla yıkanan yürekler büyür, gelişir, değişir ve güzelleşir.
Olgunluk, aşkla birlikte siz farkında olmadan gözlerinize yerleşir.
Ve unutmayın ki; aşk ocağında pişen her çamur mutlaka bir gün şekillenir...
Candan Ünal