Karanlık bir kuyuda yaşıyan bir yılan varmış.Arada bir dışarı çıkar avlanırmış.Bir gün kuyudan dışarı çıkmış ve karşısında bir ihtiyar adam görmüş.Adam yılanla konuşmaya başlamış.Adamın sohbeti yılana öyle hoş gelmiş ki.Yılan adamı öldürmemiş onunla dost olmuş.Yılan kuyudan bir altın çıkarıp adama vermiş ..Bu böyle sürüp gitmiş.Ta ki adam hastalanıp yatağa düşene kadar.Adam oğluna oğlum şu patikada bir kuyu var.Bir yılan çıkar.Adımı söyle sana bir altın verir.O altını al gel demiş.Oğlan kuyunun başına gitmiş.Gerçekten kuyudan bir yılan çıkmış.Bir altın vermiş.Oğlanın aklına o zaman bir fikir gelmiş.Demekki kuyu altın dolu .Ben bu yılanı öldürürsem kuyuda ki altınların hepsi benim olur.Yerden bir taş alıp yılana atmış.Yılan da can havliyle oğlanı ısırmış.Oğlan oracıkta can vermiş.Yılanın kuyruğuda kopmuş.Gel zaman git zaman.Adam iyileşmiş.Kuyunun başına gitmiş.Yılan kardeş demiş bizim oğlan bir densizlik yapmış ve cezasını da çekmiş.Ama biz dost olabiliriz.Yılan Yok yok demiş sende bu evlat acısı bende bu kuyruk acısı oldukça biz artık dost olamayız.