sahte sevgililer terkettiğinde | izlesene.com
Bu gün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim.
İşte! Hepsi önümde duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım, hatırladın mı?
Üzerini < Seni daima seveceğim > diyerek imzalamıssın. Bu seni en çok anlatan resimdi biliyorum.
bana en yakın olduğun resimdi... Karşında ben vardım, gözlerin
gözlerimdeydi... İçin benimle doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım,
bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini yakacağım.Hepsi birer birer kıvrılıp
kül olacak sonunda.
Ya mektupların? Herbirini çok çok öptüğüm mektupların...
Satır satır içimde çakılı duran mektupların. Onlarda yanacak. Senden madde olan
hiçbir şey kalmasın istemiyorum bende.
İçimde bıraktığın eziklik yeter artık. Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım.
Seni bütün arzuların üzerinde, bütün özlemlerin ötesinde seveceğim artık.
Sensiz bir dünya yaratacağım senden. Dünya duracak ama sen durmayacaksın.
Zaman bitecek, ama sen bitmeyeceksin. Bir gün bütün çiçekleri solacak bahçelerin,
yıldızlar ışık vermeyecek, güneş doğmayacak hiç. Ama sen solmayacaksın, sen
eksilmeyeceksin. Seni maddenin dışına çıkarıyorum. Ölümsüzlüğün kapılarını
açıyorum sana..
Anlamıyor musun?
Daha düne kadar her yerini ayrı ayrı seviyordum. Ellerini tuttuğum zamanlar
ürperirdim, başım dönerdi gözlerine bakınca. Dudakların her öpüşte yeniden
dünyaya getirirdi beni. Al işte, hepsini sana bırakıyorum.
Güzelliğinde senin olsun dişiliğinde..
Göreceksin, bir gün her yerin şu mektuplar, şu resimler gibi kül olup dağılacak.
Bir tel bile kalmayacak saçlarından. Niceleri gibi sen de göçüp gideceksin bir gün..
Önce güzeliğin terk edecek seni. Ellerin buruşacak, belin bükülecek, ak pak
olacak saçların. Boş bir çuvala döneceksin. Gözlerinde o vahşi pırıltı kalmayacak,
bütün ateşi sönecek dudaklarının...
Ama ben o halinle bile seni terketmeyeceğim. Çünkü benim içimde hep bu
günkü gibi kalacaksın. Taptaze, sımsıcak ve korkunç güzel! Yalnız benim gözlerimde
bir manası olacak bakışlarının. Ben yok olduğum zaman da satırlarımda yaşayacaksın.
Hiç ihtiyarlamadan, hiç değişmeden, hiç tükenmeden...
Adım adınla anılacak, adın adımla..
Mektuplarınla resimlerini yakacak gücü kendimde bulamasam, o zaman da
kendimi yakardım.
Şu herkeste seni gören gözlerimi, şu her yerde sana koşan
ayaklarımı ve şu her zaman sana yazan ellerimi yakardım. Tenimden yükselen
alevler ta göklere kadar uzanır,
Seni güçsüz, zayıf bir insan tarafından sevilmenin hayal kırıklığına uğratmamak
için, şimdi benim yerime, senden kalanları yakacağım. Ben yaşadıkça, varlığım
bütün çaresizliklere meydan okuyacak.
Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım
Biraz sonra mektuplarınla resimlerni tutuşturacak bir kibrit çöpü gibi çekiliyorum
hayatından. Her şeyiyle onu sana bırakıyorum. Hayatın senin olsun. İstersen
hayatım da.. Ama sen kendinin bile olamayacaksın artık. Ben yaşadıkca, adım
söylendikçe...
Seni bensizliğe ve kendimi sana mahkum ediyorum..
İstanbul, Haziran- Eylül 1962
Ümit Yaşar Oğuzcan