Bir zamanlar kocaman bir dağın tepesinde bir kartal yuvası, yuvada da dört tane büyük kartal yumurtası varmış. Bir gün bir deprem olmuş ve yuvadaki yumurtalardan birisi dağdan yuvarlanarak aşağıdaki vadide bulunan bir tavuk çiftliğine yuvarlanmış. Yumurtayı gören tavuklar kartal yumurtasının korunmaya ve bakıma muhtaç olduğunu anlamışlar ve yaşlı bir tavuk gönüllü olarak bu yumurtanın bakımını üzerine almış.
Bir süre sonra yumurta çatlamış ve içinden dünya güzeli bir kartal yavrusu çıkmış. Ancak ne yazık ki tavuklar onu da diğer civcivler gibi yetiştirmeye başlamışlar. Kartal yavrusu evini ve ailesini çok seviyormuş ama büyüdükçe bir şeylerin eksikliğini hissetmeye başlamış. Bir gün, çiftlikte oyun oynarken, gökyüzüne bakmış ve yükseklerde azametle uçan kartalları görünce:
"Ahh, şu havadaki kuşlar gibi yükseklerde uçabilmeyi ne kadar isterdim" demiş. Onun bu sözüne diğer tavuklar kahkahalarla gülmüşler ve:
"Sen o kuşlar gibi uçamazsın. Sen bir tavuksun ve tavuklar uçmaz" diye kestirip atmışlar.
Ancak kartal gökyüzüne ve kuşlara - yani gerçek ailesine - bakmaya devam etmiş ve hep onların yanında olmayı ve onlar gibi uçabilmeyi hayal etmiş. Ama bu hayallerini ne zaman çevresindekilere anlatmaya kalksa hep aynı cevabı alıyormuş, bunun mümkün olmadığını söylüyorlarmış. Bir süre sonra zavallı kartal buna kendisi de inanmış ve hayal kurmaktan vazgeçmiş. Ömrünün geri kalan kısmını bir tavuk olarak yaşamış ve sonunda da uzun ömürlü bir tavuk olarak ölmüş...
Gary Barnes
Eğer bir kartal olmayı hayal ediyorsanız, hayallerinizin peşinden gitmelisiniz, tavukların sözlerinin değil...