BEYİN VE GÖNÜLLERDEKİ ESARET ZİNCİRİ!
Asırların dahi su gibi akıp geçerek mazileştiği dünyamızda, her şeyin şekil değişikliğine uğrayarak çeşitlenip çoğaldığı gibi esaretler de şekillenip yeni yeni türler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Elleri, ayak ve boyunları esaret zincirlerine vurulmuş insanları eski devirlerdeki gibi göremiyorsak, bu durum, insanlığın üzerine gökten sicim sicim hürriyet yağmurlarının yağdığı anlamına gelmemelidir. Kitle iletişimdeki aşırı gelişme sonucunda, esaret zincirleri insanların beyinlerine, gönül ve ruh dünyalarına takılarak ebediyen esir alınmaktadırlar.
Bu yeni tür esirleştirme ve işgaller; askeri bir harekatla coğrafyalar üzerinden değil de, beyinler, düşünceler, gönül ve ruh dünyaları üzerinden yapılmaktadır. Günümüz köleleri, eski devirlerdekinin aksine bugün; bilek ve boyunlarına takılı esaret zincirleri yerine, beyin ve ruh dünyalarına takılan ve adına kültürel istila denilen zincirlerle, üstelik de gönüllü olarak istenilen yöne doğru çekilmektedirler.
Daha kısa ve öz bir ifadeyle, kaleler içten teslim alınmaktadır. En büyük kale, insan beyni ve gönül dünyasıdır. Esir pazarlarında köleler bundan böyle fert fert değil de, bütün bir millet olarak alınıp satılmaktadırlar.
Türk Sevdalısı mensuplarına düşen en büyük görev; SÖMÜRGECİ BATI ALEMİ VE ONLARIN İÇİMİZDE Kİ UŞAKLARINCA, TANZİMATTAN BERİ GEÇEN SON 300 YIL İÇİNDE TÜRK MİLLETİNİN, ZİHİN, GÖNÜL VE RUH DÜNYALARINA TAKILMAYA ÇALIŞILAN VE ADINA KÜLTÜR EMPERYALİZMİ DENİLEN BU ESARET ZİNCİRLERİNİ KIRARAK, İNSANLARIMIZIN ZİHİN, GÖNÜL VE RUH DÜNYALARINI, TÜRKLÜK BİLİNCİ VE İSLAM İNANCI İLE; YESEVİLER, YUNUSLAR, MEVLANALAR, HACI BEKTAŞ VELİLER, ZİYA GÖKALPLER, ATSIZLAR, ATATÜRKLER GİBİ YENİDEN FETH ETMEK OLMALIDIR.
Ülkücü Türk gençliği, bu zamana kadar bunun mücadelesini vermiş ve bundan sonra da; yılmadan, yıkılmadan ve hiçbir engel tanımadan, büyük bir iman, aşk ve dirayetle yoluna devam edecektir. TÜRK MİLLETİNE ALLAH’IN EN BÜYÜK HEDİYESİDİR ( KIYMETİNİ BİLİP, NANKÖRLÜK ETMEYENLER İÇİN)
BU KUTSAL MÜCADELE ESNASINDA GÜCÜMÜZÜN KAYNAĞI; ALLAH’A OLAN YAKINLIĞIMIZ VE KULLUK GEREĞİ KILACAK OLDUĞUMUZ NAMAZ VE İBADETLERİMİZİN BERABERİNDE TÜRKLÜK ŞUURU VE DE TARİHİN KAZANDIRDIĞI TECRÜBELERİMİZ OLACAKTIR.
