“Bu sana son yazışım... ” diye başlayan bir mektup var şu an karşımda..
“ Bu sana son sözüm ” dermiş gibi bakan. Simsiyah harflerle kirletilmiş,
bembeyaz bir sayfa. Neresinden bakılsa acı, hangi satırından başlansa
hüzün, hangi kelimesi okunsa güvensizlik.
Oysa ki benim ; batan güneşin ardından sarıldığım, tepeden aşağı
inerken, çakıl taşlarıyla birlikte yuvarlandığımda düşündüğüm biri var…
“ Bu sana son yazışım… ” bir ayrılığın ilanı gibi, ölünün üzerine son
kürek toprak, gözdeki son damla, son kez el sallamak gibi…
Oysa
ki benim ; Kışın soğuğunda, dalgaların kayaları dövdüğü anlarda,
fırtınalarda savrulurken sığındığım biri var…
“ Bu sana son yazışım... ” düşündüklerinin, hissettiklerinin ve
yaşadıklarının benim için zerre kadar önemi yok demek değilse ne bu? Sen
istediğini söyle, senin söylediklerinin hiç bir anlamı yok demek değilse ne
bu?
Oysa ki benim ; derinlerde soluksuz kaldığımda ve nefesimin bana ait
olmadığını sandığımda, sonsuz gibi görünen karanlığın ortasında, umudumun
tükendiği anlarda düşündüğüm biri var…
“ Bu sana son yazışım… ” diye başlayan ve sana hiç inanmadım, sana hiç
güvenmedim diye devam eden satırar bunlar. Üstelik inanmam ve güvenmem
için yaptığın herşey boşa kürek çekmek, yetersiz, yersiz ve saçma
çabalardan başka hiç birşey değil bunlar.
Oysa ki benim ; burnumda yağmur kokusu varken, bulutlar hızla akıp
geçerken, ve çocuklar ağladığında, perdeler uçuştuğunda düşündüğüm biri var…
“ Bu sana son yazışım… ” ben bunları
hak ettmedim… Ama sen herşeye
müstehaksın, üzülmelisin, kırılmalısın, parçalanmalısın, yok olup gitmelisin…
Senin söylediklerinden daha değerli başkalarının ne dediği, senden daha
değerli bakalarının ne düşündüğü demek bu.
Oysa ki benim; elimi uzattığımda ve saatin her çalışında, yanımdayken
özlediğim ve uzaklaşınca her an düşündüğüm biri var…
“ Bu sana son yazışım… ” Açıkca dilediğini yap, ben istediğim kadar daha
yanındayım. Kendimi hazır hissedince girdiğim gibi çıkacağım hayatından
demek bu?
Oysa ki ; Aklımın kıyısında dolaşan ve dilimin ucundayken yanarcasına
düşündüğüm, yosun gözlerinde dolaşırken yemyeşil ormanlarda yok olup
gittiğim biri var…
Tek kişilik dünyamda ölçülü adımlarla yürüyorum. Bosver dim ve ben
artık kendi MaSaL ıma dönüyorum. Sana geliyorum. Aylardan MAYIS, sabahın
erken saatleri ve bahar…..