Bitanem,
sensizlik çıldırtacak beni
diye düşünürdüm
eskiden,
yanılmamışım.
Sensizlige dalınca herşey
birer birer
ortaya çıkmaya başladı.
Ruhum sıkılmaya başladı.
İçim daralmaya,
düşüncelerimse
zayıflamaya...
Anladım ki sevgiden başka
birşey değil yaşadıklarım.
Aşk ateşi yanıyordu sinemde
ve korları yüreğimin dört
bir yanını kaplamıştı
Ne yazık ki dumanı yoktu bu
ateşin,
benzemiyordu diğer
ateşlere.
Ateşsiz yerde duman olmaz
diyorlar,
peki böylesi mümkün mü?
Ateş var ama duman yok
ortada.
Zaten anlasaydım neye
kapıldığımı,
bir çare bulurdum derdime.
Ama ne fayda, sen
uzaklarda, bense buradayım.
Bilseydim anlatırdım sana
aşkımı,
o içimde yanan ateşin
az da olsa yansıtırdım bir
kısmını dışarı.
Çünkü sığmıyor artık
kalbime,
sığmıyor artık yüreğime,
sığmıyor artık hücrelerime.
Çünkü bu senin aşkın,
çünkü aşıyor senin aşkın
beni
ah, bir bilseydin
ne kadar zor geliyor bu
ayrılık bana.
Artık ağlayamıyorum bile.
Hayır, çünkü göz yaşlarım
kurudu.
Güya Aral gölü.
Halbuki daha geçenlerde
ağladım halimi
düşünerek.
Demek ki
artık içimdeki yanan ateşi
göz yaşımla bile az da olsa
yatıştıramam.
Demek ki
bu ateş yiyip bitirecek
beni yavaş yavaş.
Etrafına bir göz gezdir
şöyle.
Bu insanlar seviyor mu
dersin,
yanıyor mu benim kadar,
en iyi bildiğin kişi.
Zannetmiyorum, O benim,
herkesden daha dertli.
O benim, herkesden daha
mutlu.
O benim, herkesden daha ...
Çünkü ben senin sevgine
sahibim.
Çünkü ben seni sevebilme
duygusuna tutkunum.
Çünkü sığmıyor artık
kalbime,
sığmıyor yüreğime, sığmıyor
hücrelerime,
çünkü bu senin aşkın,
çünkü aşıyor beni,
taşıyor beni bilinmez ufuklara o aşkı
VE BEN SENİ SEVİYORUM! SEVİYORUM! SEVİYORUM!