Holywood'un yüzlerce kez işlediği; "uçakta pilotlar ölür ya da bayılır, yolculardan biri merkezden telsiz talimatıyla uçağı indirir" klişesinin uyarlanmış hali; ABD de olur da Türkiye'de olmaz mı ? Yurdum insanı el atmış mevzuuya. - Aloo, aloo, abi ben Kamil Koç İstanbul-Ankara otobüsünden arıyorum. kaptan molada içkiyi fazla kaçırdı herhalde, uyuyor şimdi. - evlat sakin ol, muavin orda mı? - hayır, otobüste değil, tanrım ona ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok! - tamam evlat, hiç korkma, sizi kurtaracağız. Şimdi şoförü yavaşça koltuktan yana çek, sen oturacaksın onun yerine. - ama onu yana çekersem düşer, kendinde değil! - düşsün pezevenk! oraya senin oturman lazım. - tamam, oturdum. şimdi ne yapmalıyım? - direksiyonu tut, ne çok sıkı ne çok gevşek. - tuttum. çok eğlenceli görünüyor ehu... - evlat, ciddi ol, 40 yolcunun hayatı senin elinde. Şimdi; önündeki panelde bir çok gösterge var dimi? Tam ortadaki büyük olana bak, ne yazıyor orda? - Bismillahirrahmanirrahim. - hayır göstergenin üstündeki yazıya değil göstergeye bak! Hız göstergesine bak, kaçla gittiğinizi görüyor musun? - sıfır. - nasıl sıfır? dikkatli bak. - sıfır, gerçekten sıfır. ölecek miyiz? - otobüs duruyor mu gidiyor mu bunu söyle bana seni kuş beyinli! - duruyooor - kalk sittir git eşşoğlueşşek! bize de panik yaptırdın. Şoför uyanınca devam edersiniz.