(Martılar gelmezdi ki sizin ordan. Martılar sizindi ey evlerinin önü deniz…
Bizde ölen kartallardan, dağlardan size haber veririz;
bir bakımlık deniz, bir avuç imbat göndermediniz!)
Seni bir çığlık gibi sevdim.
Uzanıp sesimin avlularına sen de her sabah
sabah; her sabah sevince bir sevgiyle gideriz.
Sonra durur vitrinlerden çiçekleri seyrederiz;
puştluklar bizi seyreder, biz çiçekleri...
Seni bir kar gibi sevdim
üşüye üşüye
e-
ri-
diim!
Bak, kentleri de, dağları da bozdular,
başka rüzgârlar giydirdiler kentlere,
dağlara başka tüfekler…
Kalk,
gidelim;
buralardan gidelim!
Seni bir namlu gibi sevdim,
Sen ise tetiklerimi ezberliyordun…
Ve kıyametler koparken alnından bu kentin,
seni bir tufan gibi sevdim:
Bedenim alabora…