Yokluğuna sarıldım kalbimdeki yüzsüz aynaların Kaçtım kaçabildiğimce ve sevdim seni uzaktan uzağa Ne zaman ellerin ateşinde yansa ba$ka ellerin ben kanadım içten içe
Sadece hayallerim vardı umutlarımla kavrulmuş Sadece sen vardın ellerin ba$k asının ellerinde kavrulurken İçim acıdı yüzüm soldu sonbahardaki çiçekler gibi
Yine de sevdim gülümsemeyi bakarken yeni filizlenmiş baharlara Yinede beni seven filizleri sevmeyi sevdim bir bakışta
Sustu hayall ve kimsesizliğine mahkum etti gözyaşlarını Sustu işte yarını hiç olmayan baharlaşmış a$klarıyla Yalnızlığını eritti kimsesiz kumsallarda düşlerinden sıyırıp Yokoldu gecenin üçünde beşinde.
Sustu hayall solmaması için dua ettiği yaprakları topladı topraktan Gelmesini beklediği umutlarını uğurladı dış kapısından Penceresinden topladı yalnızlığının meyvalarını kendisiyle.
Sustu hayall ağlamasını sakladı kimseciklerin göremeyeceği mahremiyetine İçinde barajlar kurdu gözyaşlarından ve biraz da kan delicesine Ölesiye yoruldu kurduğu düşlerin peşinde.
Sustu hayall hayalleri suya düştü sular dondu. Sustu hayal düşündüğü tek şey zaten oydu...
Susma hayall bırak izleri dursun kalbinde yaralanmış sevdalarının Özlemlerini tutma içinde ve gözyaşların savrulmasın sonbaharlarda
Dilinden düşmesin a$kından müzdarip yeşil baharlar Umutlarını saklama kalbinin ücra köşelerine Biraz daha ağlama artık.
Susma hayalll sımsıkı sarıl içinden geçen her zerrene Sana herşeyden sonra kalan sadece sen olduğunu bil artık.
Tek varlığımız herkes gittikten sonra bize kalan yalnızlık... Yazık ki ne yazık....