Hani!
Hani
Hani canın sıkılınca arıyorsun da; mutlu olduğun zamanlarda unutuyorsun ya,
Hani evden çıkmadan önce beni düşünüp, sonra boş ver diyorsun ya,
Hani otobüsün camına kafanı dayayıp da, ismimi aklından geçirip sonra bir of çektikten sonra radyodaki habere takılıyorsun ya,
Hani bütün yorgunluğunu atmak için uğradığın bir kafede, bir yudum çektiğin çayın kokusunda beni hatırlayıp sonra tavlaya dalıyorsun ya,
Hani maç için arkadaşlarınla buluşmaya karar verdiğinizde bir an için aklından geçiriyorsun da, sonra da maç keyfine devam ediyorsun ya,
Hani eve gelir gelmez kendini kanepeye atmadan önce son anda düşünüp yine de dalıp gidiyorsun ya,
Hani herkesten esirgediğin fakat içinde var olduğunu bildiğim bir şey var ya,
On dakikanı alacağı halde bütün zamanını yiyecekmişim gibi davranıyorsun da beni hep ihmal ediyorsun ya,
Çok üzülüyorum. Ancak; yine de seni seviyorum.
Hani lüks lokantalarda anılarını anlatırken benden bahsediyor, sokakta adımı anmıyorsun ya,
Hani inanmadığın halde işine geldiğinde sıkça ismimi kullanıyorsun da komik duruma düşüyorsun ya,
Hani kameraları görünce benim için coşuyor, dünyaya benim için gelmiş gibi davranıyorsun ya,
Hani adıma kermesler düzenleyip benim üzerimden paralar kazanıyorsun da bana bir kuruş ayırmıyorsun ya,
Hani afetler olduğunda beni kullanıyor sonra üzerime kirli ayaklarınla basıyorsun ya,
Hani işin içinde para olmasa adımı bile anmıyorsun ya,
Hani o sokakta elini boş çevirdiğin sakız satan çocuğa kızarsın da, davetlere gittiğinde sana içinden küfür ederek “pardösünüzü tutayım beyefendi “diyen garsoniyere iltifatlar ve bahşişler yağdırırsın ya,
Hani başını yastığa koyduğunda, kazandığın paraları saymaktan aklına gelmiyorum ya,
Çok üzülüyorum ve senden nefret ediyorum.
Sen varlığımı bildiğin halde inkâr eden insanoğlu! Dünyanı güzelleştirdiğimi adın gibi biliyor ve ısrarla benden uzak duruyorsun.
Ben kim miyim?
Senin bir garibe gülümsemen,
Minik bir eli tutmanım.
Yavru bir kuşu beslemen,
Bir çocuğa aldığın balonum.
Ben yüreğinin kıyıcığında,
Dilinin hemen ucundayım,
Eşinin sıcacık ellerinde,
Evladının elma yanaklarındayım,
Çalamadığın komşunun ziliyim,
Kapıcının duyamadığı günaydınım.
Kırmızı ışıkta durman,
Kurallara uymanım.
Mevla’nın yap dediği
Ama gururunun esirgediği
“İYİLİK”