REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 2286 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: andromeda on 03/09/2010 02:35:56


'Türkiye'de 10 milyondan fazla kadın dayak yiyor.' İddia bana ait değil; Avrupa Birliği Komisyonu'nun... Geçen hafta yayımlanan ilerleme raporunun "Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar" bölümünde aynen şöyle deniliyor: "Kadına yönelik şiddet Türkiye'de hala yaygın. Farklı raporlara göre, kadın nüfusun yarıdan fazlası, aile içinde fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor." Türkiye'de 15 - 60 yaş arasında 20 milyon kadın var. Bu hesapla 10 milyonu aşkın kadın, evde şiddet görüyor demektir. Bu rakama 10 milyon dayakçı erkeği de ekleyin... Şiddetin pençesinde 20 milyon insan... Korkunç bir rakam! Tam bir "barbar toplum" tablosu... Türkiye'nin tepkisi ne oldu rapora: "Objektif!" * * * Hafta sonu TRT'de Baki Özilhan'ın "Televizyon Gazetesi" programına konuk olduğumuz CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen dikkat çekti bu ayrıntıya... 147 sayfalık İngilizce raporun bu bölümlerinin Başbakan'ın gözünden kaçmış olabileceğini söylerken de "Vücut diliyle yazılsa herhalde daha iyi anlaşılırdı" diye espri yaptı. Öymen, basının da atladığı bir başka ayrıntıya daha değindi: Alman Başbakanı, geçen hafta Hırvatistan'ın 2007'de AB'ye tam üye olması gerektiğini söyledi. Malum, Hırvatistan, Almanya'nın arka bahçesi... Peki Türkiye gibi Gümrük Birliği anlaşması var mı? Yok. Adaylık statüsü kazanmış mı? Hayır. Tersine, birkaç yıl öncesine kadar Sırp azınlığa yönelik baskılarından ötürü insan hakları açısından en çok eleştirilen ülkelerden biri... Peki ne oldu Alman Başbakanı'nın bu açıklamasından sonra?.. AB Komisyonu, aday bile olmayan Hırvatistan'da bir toplantı yapma kararı aldı. * * * Avrupa Birliği konusunda hatalı iki yaklaşım var: Biri: "Bizi almaları için ne istiyorlarsa yapalım." Diğeri: "Ne yaparsak yapalım bizi almayacaklar." İkisi de bağnazlık içerdiği, gri bölgeleri görmediği için Türkiye'yi yanlışa sürükleyen yaklaşımlar... Biri teslimiyet kokuyor; diğeri atalet... Doğrusu şu: Avrupa bir bütün değil. Türkiye'yi birliğe katmak isteyen ülkeler de var, bu fikre tahammül edemeyenler de... Kimisi Türkiye'nin demokratikleşme çabalarını samimiyetle destekliyor, kimisi en büyük tavizi de versek kapıyı açmamakta direniyor. Bu arada haksızlıklar, çifte standartlar, aşağılamalar, tavize doymayan raporlar da yağıyor. Ama bu böyle diye ne diz çöküp her tavizi vermek, ne de rest çekip başa dönmek gerekiyor. Türkiye, Avrupa'nın çifte standardını yüzüne vura vura, demokratikleşme çabalarını sürdürmek ve AB itelemesiyle başladığı reformlar zincirini - o beylik klişeyi tekrarlayalım - "her şeyden önce kendisi için" tamamlamak zorunda... İşkenceyi önlemek, Kıbrıs'ı çözmek, askeri kışlaya çekmek, insan haklarına saygılı, demokratik bir ülke olmak zorunda... Bunları hallettikten sonra Gümrük Birliği anlaşmasını yapmamış Hırvatistan, o anlaşmaya zamanından önce imza atmış Türkiye'den evvel üye olursa bunun hesabını da sormak zorunda... 10 milyon  (aciz) erkeğin , 10 milyon kadını patakladığı bir ülkeye de bu yakışır, değil mi?





--------------------------------------------------------------
*cesaretin bittiği yerde esaret başlar *
09/25/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***