REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 5084 - Toplam yanitlar: 7

GONDEREN: Almira on 03/08/2010 16:53:48




Haydi Kızlar Okula



Kampanya; Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF işbirliğinde, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin katılım ve katkısı ile ilköğrenim çağında olan (6-14 yaş) kız çocuklarından eğitim sistemi dışında kalan, okulu terk eden yada devamsızlık yapan öğrencilerin %100 okullulaşmalarının ve eğitimde cinsiyetler arası eşitliğin sağlanmasıdır.

Eğitim; bireylerde istenilen yönde davranış değişikliği olarak tanımlanmaktadır. Eğitimin amacı, bireyin ve toplumun istek ve ihtiyaçları doğrultusunda bireylerin ilgi ve yeteneklerini geliştirerek onları topluma kazandırmaktadır.

T.C. Anayasasına göre; “Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz, sekiz yıllık ilköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu ve devlet okullarında parasızdır. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Devlet maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacıyla burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapmaktadır.

İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için mecburi ve devlet okullarında parasızdır. Devlet maddi imkanlardan yoksun öğrencilerin eğitimlerini en üst seviyeye kadar sürdürebilmeleri için burs, yatılılık, kredi vb.yollarla her türlü tedbiri alır.

1739 sayılı milli eğitim temel kanununa göre;
Temel Eğitim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır.
Eğitimde kadın erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanır.
Milli eğitimin amaçları yalnız resmi ve özel eğitim kurumlarında değil, aynı zamanda evde, çevrede,işyerlerinde,her yerde ve her fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılır.
İlköğretim 6-14 yaşlarındaki çocukların eğitim ve öğretimini kapsar.İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır

222 sayılı ilköğretim ve eğitim kanununa göre;
İlköğretim; öğrenim çağında bulunan çocuklar için zorunlu ve devlet okullarında parasızdır.
Mecburi öğrenim çağı 6-14 yaş grubunu kapsar.
Mecburi öğrenim çağında olup da memleket dışında olmak, oturduğu yerde okul bulunmamak veya sağlık durumu dolayısıyla ilköğrenime devam edemeyen vatandaşlardan özel olarak öğretim görenler, imtihanla ve yaşlarına göre layık oldukları ilkokul sınıflarına veya mezuniyet imtihanlarına alınırlar.

Her vatandaşın zorunlu eğitim hakkından yararlanması, eğitimde fırsat ve imkan eşitliğinin sağlanması, eğitime erişimdeki engellerin ortadan kaldırılması Milli Eğitim Bakanlığının temel görevidir.
Bu amaca ulaşmak için her türlü yasal görevler yanında ulusal ve uluslar arası projeler uygulamaya konulmaktadır.
Kız Çocuklarının Okullulaşmasına destek kampanyası da bu amaçla uygulamaya konulmuştur.





GONDEREN: Almira on 03/08/2010 16:54:32




Eğitime % 100 Destek

Eğitimin önemi hiç kuşkusuz herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Cumhuriyetimizin ilanıyla birlikte eğitimin her alanında büyük seferberlikler başlatılmış ve önemli neticeler de alınmıştır. Fakat günümüzde gerek genç nüfusumuzun fazlalığı, gerek iç göçler ve gerekse okullaşma oranındaki yükselen hedeflerin tutturulmasında eğitimde çözüm bekleyen kapasite ve nitelik sorunlarımız vardır.Okul binalarının,sınıf mevcutlarının,iç ve dış donanımızın kalitesinde Avrupa Birliği’nin standartlarına ulaşmak ve dünyayı yakalamak zorundayız. Eğitim sorunlarımızın çözümü için eğitimin her kademesinde (Okul öncesi eğitimden yüksek öğrenime kadar) okul,bina ve eğitim materyallerine ihtiyacımız var. Bu ihtiyaçlarımızı giderebilirsek eğitim sorunlarımızın en azından niceliksel boyutunu çözmüş olacağız.Sadece bina yaparak eğitimin kalitesini arttırmak mümkün değildir ama bina olmadan eğitim zaten hiç olmuyor.Bu nedenle öncelikle okulların fiziksel ve donanımsal ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.

Bu amaçla sorunlarımızın çözümüne ilişkin Cumhuriyetimizin 80.yılına yaraşır hem yeni eğitim kurumlarının ülkeye kazandırılması hem de gençlerimizin hak ettikleri kaliteli eğitimi alabilmeleri amacıyla 11 Eylül 2003 tarihinde Sayın Başbakanımızın önderliğinde “Eğitime % 100 Destek Projesi”ni başlatmış bulunuyoruz.Projenin amacı;Türkiye’nin artık eğitimde niceliksel sorunlarının çözümünün sağlanmasıdır.Bu amaçla 24 Nisan’da çıkan 4842 sayılı kanunla hayırseverlerin eğitime yaptıkları harcamaların % 100’ünü gider gösterebilmeleri sağlanmıştır.Zaten projenin adı da buradan geliyor; EĞİTİME % 100 DESTEK.Aslında ismimizin çift anlamı var;birisi hepimizin eğitime canı gönülden % 100 destek olması,bir diğeri de vergi indiriminin % 5’ den % 100’e çıkışını vurguluyor.

Projenin hem aynî hem de nakdî boyutu var. Hayırseverlerimiz okul yaptırabilecekleri gibi isterlerse bir okula bilgisayar laboratuarı kurabilirler veya bir bilgisayar bağışlayabilirler.İsterlerse parasal yardımda bulunabilirler. Bu çalışmaları organize etmek için Bakanlığımız bünyesinde bir Proje Koordinatörlüğü oluşturuldu.Her ilde Milli Eğitim Müdürlüklerinde bu projeyi yürüten bir Müdür Yardımcısı veya Şube Müdürü var.Bu arkadaşlarla Aksaray Hizmetiçi Eğitim Enstitüsünde bir araya geldik ve vizyonumuzu belirledik, hedeflerimiz, stratejilerimizi ortaya koyduk.Projede hedefimiz 500 yeni okul yaptırmak,yani yaklaşık 8500 derslik.Bu Türkiye’nin bir yılda yaptırdığı derslik sayısının yarısı oranında bir rakam ve buna ulaşacağımıza inanıyoruz.Su anda 190 okula ulaşmış durumdayız.

Bu projeye katkıda bulunmak isteyen hayırsever vatandaşlarımız Bakanlığımızın her ilde ücretsiz hizmete sunduğu 444 0 632 nolu danışma hattını arayarak proje ile ilgili bilgi alabilir,kendi görüşlerini belirtebilir,istedikleri okula yardım yapabilirler.Eğer yurt dışındaki vatandaşlarımız da katkıda bulunmak isterlerse koordinatörlüğümüzden her türlü bilgiye ulaşabilir ve yardım alabilirler. Bu vesileyle , hayırsever vatandaşlarımızı eğitime destek kampanyasına katılmaya davet ediyoruz.
Back To Top




GONDEREN: Almira on 03/08/2010 16:56:43




Yaşasın Okulumuz



Köy okullarını çağdaş yaşama, çağdaş yüzlerle yeniden kazandırma çabasında olan kampanyamız YAŞASIN OKULUMUZ’u hayata geçirdiğimiz 6 Ocak 2005 tarihinden beri müthiş bir maratonun içindeyiz. Uzun soluklu bu ‘eğitime destek kampanyası’nı TOÇEV, SHOW TV ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile yürütüyor. Bizler, köylerde son derece zor şartlarda eğitim gören çocuklarımız için çok özel bir şeyler yapabilmek adına yola çıktık. Köy çocuklarına ne kadar çağdışı koşullarda eğitim aldıklarını unutturacak yepyeni koşullar yaratmayı hedefliyoruz. Çatısı akan, pencereleri kırık, tuvaletleri asgari sağlık koşullarını bile sağlayamayıp mikrop yuvası haline gelmiş, ısıtma tesisatından yoksun okullardan bahsediyoruz. Bu koşullarda azimle ‘okumaya’ çalışan, hayalleri peşinden koşmak için ufacık bir umut ışığı bekleyen çocuklarımız var. Eğer onların büyük hayaller kurmalarını bekliyorsak, bu çocuklara daha iyi bir eğitim ortamı sunmalıyız. Bugüne kadar onardığımız 132 köy okulunu pırıl pırıl yüzleriyle yeniden eğitim-öğretime kazandırırken 8.050 öğrenciye ulaşarak hayatlarını değiştirme şansını yakaladık. Şimdi hedefimiz onbinlercesi...

Kampanyamızı destekleyen kişi ve kuruluşları onardıkları okullara isimlerini vererek ya da okullara adlarına yazılmış özel teşekkür tabelaları asarak onurlandırıyoruz. SHOW TV Türkiye’de bu kadar uzun soluklu bir kampanyayı ‘sosyal sorumluluk projesi’ olarak sahiplenen ilk televizyon kanalı oldu. 2005, 2006 ve 2007 yılları boyunca açtığımız okulları gösteren, destekçilerimizi tanıtan, bizi anlatan yayınlarla SHOW TV ekranından tüm Türkiye’ye seslendik. Kampanyamızı üçüncü yılına YAŞASIN OKULUMUZ Özel Yayını ile taşıdık. 21 Nisan 2007, Cumartesi gecesi SHOW TV’de yayınlanan program ile stüdyomuzda halkın her kesiminin dikkatini çekecek; ekonomik durum, sosyal statü ya da yaşa bakmaksızın halkın her kesimini harekete geçirecek dört ünlü ismi buluşturduk. 2007 yılı yayınımız için ikinci kez bir araya gelen Fatih TERİM, Yılmaz ERDOĞAN, Demet AKBAĞ ve Ata DEMİRER, Acun ILICALI’nın sunuculuğu ile tüm Türkiye’nin desteğini aldılar ve kampanyamıza kazandırdıkları bağışlarla bir ulusal imece örneği sergilediler.
Yalnız ekran başındakiler değil biz de heyecanlıydık bu yayın boyunca; bağışçılarımız ve izleyicilerimiz gibi bizim de sevinç kahkahalarımızla hüzün gözyaşlarımız birbirine karıştı, çocuklarımız ve gelecekleri adına atılan büyük adımların hissettirdiği duygulardı bunlar. Şimdi, riskli, cesaret isteyen ve azim gerektiren bu projenin altından başarıyla kalkmış olmanın gururunu yaşıyoruz.

Bugüne kadar ulaştığımız köy okullarını onararak yeni hayatlar, yeni hayaller yaratmak ne demek biliyor musunuz?
Yepyeni, pırıl pırıl, sağlıklı tuvaletler için 11.125 m² seramik kullanmış olmak...
Yamalı, sıvasız okul duvarlarına 13.865 kg. boya ile yeniden hayat vermek...
Bu okullara ulaşmak için 420.000 km. yol kat etmek demek...

YAŞASIN OKULUMUZ yolu, Türkiye’nin uzak coğrafyaları, gözden ırak köylerinde, çetin iklim şartları ve yoklukla boğuşurken bir yandan da okuma savaşı veren çocuklarımızın çağdaş şartlarda eğitim ve öğretim ortamlarına kavuşması için çabaladığımız uzun bir yol ve her adımı ciddi bir emek istiyor.
Biz Anadolu’nun çocukları gönülden ‘YAŞASIN OKULUMUZ’ diyebilsinler istiyoruz. Kampanyamız, Anadolu’da hayalleri sınırsız, ufukları açık, geleceğe umutla bakan çocukların dayanağı olabilmeli. İnanıyoruz ki onların gözlerindeki ışıltı, Türkiye’nin geleceğini aydınlatacak.

Back To Top




GONDEREN: Almira on 03/08/2010 16:58:45




Kardelenler


Doğu Anadolu'nun soğuk ikliminde, kar kalkmadan açan kış çiçeklerine Kardelen adı verilir. Yöre koşullarına ve törelerine baskın çıkarak okula, bilgiye koşan kız çocukları gibi, onlar da kendi varoluş çabalarının sembolüdür, kara toprağı delerek ışığa ulaşan Kardelenler.

Turkcell, "Türkiye'de nitelikli insan kaynağı oluşturulmasına katkıda bulunma" vizyonuyla "Kardelenler - Çağdaş Türkiye'nin Çağdaş Kızları" projesine destek veriyor. 28 Ağustos 2000 tarihinde Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Turkcell ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurulan proje, Türkiye genelinde, okuma azmi ve kararlılığı gösteren 5.000 kız öğrenciyi kapsamaktadır.

"Kardelenler" projesinde, ailelerinin maddi yetersizliği nedeniyle öğrenimlerine devam edemeyen kız çocuklara eğitimde fırsat eşitliği sağlanması ve kızlarımızın meslek sahibi, ufku açık "birey"ler haline gelmeleri amaçlanmaktadır.
Back To Top




GONDEREN: Almira on 03/08/2010 17:16:29




Engelsiz Eğitim



Engelsiz Eğitim Projesinin hedefleri; Türkiye de ortopedik özürlü çocukların eğitime katılım oranını arttırmak ve ortopedik özürlü eğitmenlerin daha çağdaş koşullarda görevlerine devamını sağlamaktır .

T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği arasında imzalanmış olan protokol kapsamında kriterlere göre seçilen Devlet okulları içinde ortopedik özürlü kişilerin kullanımına uygun mimari standartlar uygulanacak ve bu sayede özürlü öğrenciler, daha çağdaş eşit eğitim hakkına kavuşacaktır.

Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın yaptığı araştırma çalışmasına göre ülke nüfusumuzun %12.29'u özürlülerden oluşmaktadır.Yaklaşık 8,5 milyon özürlüden oluşan bu sayının 1 milyon yüz elli sekiz bini özürlü çocuklardan oluşmaktadır. Bahsi geçen 1 milyon yüzellisekiz bin özürlü çocuğumuzdan ancak %4.18'i eğitim olanağı bulabilmektedir.

İnsan hakları ve Anayasamızın eşitlik ilkelerine aykırılık yaratan bu sorunun temelinde mimari ve fiziksel çevreden kaynaklanan sorunlar yatmaktadır. Birçok okulumuz, özürlülerin sağlıklı şartlarda eğitim görmesine olanak sağlayan bir mimari yapıda bulunmamaktadır.

Bu sebeple; proje kapsamında, Türkiye genelinde; dış girişinde çok fazla merdiven bulunmayan, giriş katında dershane ve tuvalet bulunan ya da tuvalet ve derslik yapılmasına uygun alan bulunan okullarda: özürlü çocukların eşit eğitim olanağından faydalanabilmesine imkan sağlayacak rampa, asansör, özürlü tuvaleti, özürlü sırası ve eşik düzenlemeleri yaptırılması hedeflenmiştir.

Back To Top




GONDEREN: Almira on 03/08/2010 17:18:15




Meslek Lisesi Memleket Meselesi



AMACIMIZ Koç Topluluğu tarafından Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile başlatılan “Mesleki –Teknik Eğitimi Özendirme Programı” çerçevesinde, olanakları kısıtlı ilköğretim mezunu gençlerin sanayi, bilişim ve hizmet sektörüne eleman yetiştiren Meslek Liseleri'ne girmelerinin desteklenmesi, staj olanağı sağlayarak, bilgi, beceri ve yeterliliklerinin artırılması ve ekonominin ihtiyaç duyduğu nitelikli ara elemanların yetiştirilmesi.

Kapsam

“Staj Destekli Meslek Lisesi Bursları” 2006-2007 eğitim-öğretim yılında Türkiye’nin her ilinden en az bir meslek lisesini kapsayacak şekilde, sanayi ve hizmet sektöründe toplam 182 okuldan 2000 öğrenciye verilmiştir. 2007-2008 eğitim-öğretim yılında burs verilen okul sayısı 250’ye çıkarılmıştır.
2006-2007 eğitim-öğretim yılında verilmeye başlanan “Staj Destekli Meslek Lisesi Bursları” yedi yıllık bir dönemi kapsamaktadır. Bursiyer seçimi kademeli olarak gerçekleştirilmektedir. Bursların verilmeye başladığı 2006-2007 eğitim-öğretim yılından başlamak üzere 4 yıl boyunca, her yıl 2 bin yeni bursiyerin programa dahil edilmesi ile 4 yılda 8000 öğrenciye ulaşılacaktır. 7. yılın sonunda ise bu öğrencilerin tümü mezun edilmiş olacaktır. Burslar başarı kriterlerini yerine getiren öğrenicilere kesintisiz olarak verilecektir.

Back To Top




GONDEREN: Almira on 03/08/2010 17:19:01




7 Çok Geç



Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından, çocuğun 0-6 yaş döneminde alması gereken erken çocukluk eğitiminin önemi konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek, bu konuya her kesimden destek oluşturmak ve Türkiye’deki bütün çocukların okul öncesi eğitim hizmetinden yararlanabilmesini sağlamak amacıyla “7 Çok Geç” adlı bir kampanya düzenliyor.

Çocuğun gelişiminde ve başarısında çok önemli olduğunu bildiğimiz erken çocukluk eğitimi Türkiye’de gelişmiş ülkelerde olduğu kadar yaygın değildir. 3-6 yaş arasındaki çocukların yalnızca %16’sı, 4-6 yaş grubunun %20'si, 5-6 yaş grubunda ise %32’si herhangi bir kurumsal eğitimden yararlanabilmektedir. Nüfusunun yarısından fazlası 25 yaşın altında olan, yılda 1.4 milyon bebeğin doğduğu ve 0-6 yaş grubunda 7 milyon çocuğun bulunduğu ülkemizde çocukların çoğunluğunun temel eğitim öncesinde bir destek eğitimi almadığı görülmektedir. Ayrıca; hizmetin genelde 4-6 yaş grubuna yönelik kurum merkezli olması ve bunların daha çok ülkenin gelişmiş bölgelerinde yer alması nedeniyle asıl hedef kitleye ulaşılamamaktadır.

AÇEV tarafından kampanya öncesinde erken çocukluk eğitiminin kamuoyundaki farkındalık düzeyini ve bireylerin bu konudaki tutum ve davranışlarını tespit etmeye yönelik olarak yapılan araştırmanın sonuçları; 0-6 yaş döneminde çocukların çoğunlukla anneleri tarafından bakıldığını ve kurumsal eğitim alabilen çocuk sayısının düşük olduğunu göstermektedir. Bu araştırmada, aileler tarafından erken çocukluk gelişimi programlarına genelde ilköğretime hazırlık açısından bakıldığı da görülmüştür. Bu durum taleplerin bu doğrultuda oluşmasına ve sistemin de buna göre planlanmasına yol açmaktadır. Bunun yanı sıra kamu kurumlarındaki ana sınıflarında ailelerden özellikle beslenme için katkı payı şeklinde ücret alınması ve özel okulların ücretlerinin yüksek olması da bu dönemde eğitime katılımı engellemektedir.

Bu yaşlardaki eğitim eksikliğinin sonradan giderilmesinin neredeyse imkansız olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu tablo gelişmiş ülkeler düzeyine yükselmeye çalışan bir ülke açısından hiç de iç açıcı değildir.

Oysa, AB üyesi ülkelerinde okul öncesi eğitime başlama yaşının 3’e kadar çekilmesi konusunda hazırlıklar yapılmaktadır. Çocuklar kendi yaş grupları içinde gelişim özelliklerine uygun olarak eğitim almakta ve aileler de bu konuda onları desteklemektedir. Ülkemizde ise, temel eğitim öncesinde hiç eğitim almadan, 7 yaşında okula başlayan çocuklar, bir yılı eğitime hazırlanmak için kaybetmekte, gelişmiş ülkelerdeki yaşıtlarından daha geride hayata başlamaktadırlar.

Bu nedenle, eğitime başlama yaşının 7’den öne çekilmesi toplumsal bir ihtiyaçtır ve bu konuda hem kamuoyunda bir hareket başlatmak hem de paydaşlar ile birlikte uygun politikalar geliştirmek suretiyle kamu kurumlarında baskı oluşturmak önemli görünmektedir.

“7 Çok Geç” Kampanyası’nın nihai hedefi de; çocukların eğitime başlangıcının 7 yaşa bırakılmaması, bu alanda yer alan eğitim kurumlarının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla çeşitli kesimlerden destek oluşturulması ve eğitim politikalarında köklü bir değişikliğin yolunun açılmasıdır.

Back To Top




GONDEREN: hakansmart on 06/09/2010 14:19:14


"çöp(m)adam" Sosyal Sorumluluk Projesi


çöp(m)adam hayatları boyunca hiç para kazanmamış kadınlara fırsat yaratmak amacıyla oluşturulmuş bir projedir. Bilindiği üzere, Türkiye'de kadınlar nüfusun yarısını oluştururken, bunların sadece yüzde 24 işgücü piyasası içerisinde yer almaktadır. Basit bir hesap ile, Türkiye'de her dört kadından sadece bir tanesi çalışmakta; üç kadının ise düzenli geliri veya herhangi bir sosyal güvencesi bulunmamaktadır.

çöp(m)adam projesi, işte toplumun bu kesimini oluşturan kadınlara yönelik tasarlanmış bir kalkınma projesidir. Proje kapsamında geri dönüşümlü malzemeden kullanılabilir ürün üreten kadınlara, hayatlarını kazanabilmeleri ve yaşam kalitelerini artırabilmeleri için yaratıcı ve eğlenceli bir imkan sağlanmaktadır.

çöp(m)adam projesinin bir diğer özelliği ise; çanta yapımında kullanılan tüm malzemenin geri dönüşümlü materyallerden seçiliyor olmasıdır (iplik ve fermuar dışında). Hammaddenin neredeyse tamamına yakını, kolaylıkla çöpe attığımız ve bir daha asla geri dönüştürülmeyen malzemelerden oluşmaktadır. Ancak üretilen ürünler kullanılmadan önce, yapımda kullanılmakta olan hammaddeler yıkanmakta ve sterilize edilmektedir.

çöp(m)adam projesinin özgünlüğü, Türkiye'de yerelde yapılmış veya yapılmakta olan birçok projenin aksine, bu iki kavramı başarılı bir şekilde birleştirmesinden kaynaklanmaktadır. çöp(m)adam kadınlar, kadınlara özgüven kazandırılması, yoksulluğun engellenmesi, çevrenin korunması vb. alanlarda toplum düzeyinde bir farkındalığın oluşturulmasını sağlamaktadır.

Proje kapsamında Türkiye'nin farklı bölgelerinde kurulan atölyelerde (Ayvalık, Diyarbakır ve İstanbul) kadınlara geri dönüşümlü malzemeden çanta yapımı, eğitmenler tarafından öğretilmektedir. Kadınlar, öğrendikleri bilgileri ve edindikleri hammaddeleri kullanarak ister mevcut atölyelerde, ister evlerinde çantaları üretmektedirler. Kadınlar ürettikleri çanta başına düzenli bir gelir elde etmektedirler. Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri bünyesinde gerçekleştirilen çöp(m)adam projesinde ürünler, Unilever Türkiye tarafından sağlanan ambalaj malzeme temininin yanısıra Sabancı Üniversitesi ve çeşitli düzeylerdeki birçok okulda toplanan ve çantaların yapıldığı atölyelere gönderilen atık malzemeler ile yapılmaktadır.

Bizler, herkesin insanlık onuruyla yaşama hakkına sahip olduğuna inanıyoruz. Bizler ayrıca, herkesin dünyanın iyiliği için belli sorumlulukları olduğuna inanıyoruz. Çantalarımızdan birini alarak, hem kadınlarımızın insanlık onuruyla yaşamalarına yardımcı oluyorsunuz; hem de dünyanın iyiliği için üzerinize düşen sorumluluğun bir kısmını yerine getirmiş oluyorsunuz.


Detaylı bilgi için: http://www.copmadam.com

Back To Top
07/03/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***