REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 699 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: NiliM on 02/20/2010 10:24:18


 

 








 

Sevgili...

Yine bahar gelip vurdu kapımızı.

Ben ki yaktım bütün anılarımı,

Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara.

Film bitmedi, son yazmadı henüz.

Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında.

Hiçbir cemre dokunmadı bana, ısıtmadı yaz güneşleri.

Durup durup kendime yaktım yıllar boyu,

Onun için biraz is kokar libasım,

Onun için dağınık biraz saçlarım.

Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm.

Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü,

Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan.

 

Sevgili...

Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi,

Düşüyorum içimin kuyularına durmadan.

Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey,

Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim.

Budur ürkmüşlüğüm, budur gizlenmişliğim,

Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi.

 

Yoruldum artık sevgili, yoruldum karanfillere kan vermekten.

Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur?

Ve neden aşkın çocukları yoktur?

 

Oysa sevgili...

Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana

Birikmiş bütün baharlarımı adayarak,

Koşarak doru taylar gibi yalınayak,

Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın

Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın.

Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde,

Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda.

Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka,

Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı.

 

Sevgili...

Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni.

Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak.

 

Madem aşk cemresidir gönlün,

Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak.....

 





--------------------------------------------------------------
11/17/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***