Toplam bakislar: 890 - Toplam yanitlar: 2 |
|
GONDEREN: TanyeIi on 02/18/2010 10:17:15 |
|
Sabahın ılık seher yeliyle gönderiyorum bu mektubu sana, anne... Sevgimi, hasretimi, özlemimi yüklüyorum seher yeline dragosun... Dertlerimi değil… Ne rüzgâr, ne fırtına nede sizler çekebilirsiniz onu... Bir ben çekerim anne… Bir ben taşırım zayıf omuzlarımda... Onu ta ciğerimden kopup gelen bir silkinişle yüklendim cılız bedenime… Artık ne ben bırakabilirim onu, nede o beni... Kan kardeş olmuşuz kaderle, acı ekmeğim, sabır katığım olmuş. Derdimse tek dostum, tek yarenim... İnsanları süzüyor gözlerim boyuna… Hep aynı iniltiyle inliyor ürperiyor bedenim… "Yalnızım, boşluktayım" diyor masum çehreler… Toprağa tutunup kök salmak için titriyor ve çırpınıyor körpe fidanlar... Şimdi kış gelmiştir bizim oralara… Senin bembeyaz örtülü, nurani hayalini gözyaşlarımla akıtıyorum yüreğimin derinliklerine... Bulgur pilavı pişirmişsin yine… Bakır sahana koyup sofraya getirirken ellerin titriyor… "Yavrumda severdi" diye geçiriyorsun içinden… Çiğ damlası gözlerin, gözyaşlarıyla yağmuru ıslatıyor… Pencere kenarında bakışların karlı dağlara takılıyor… Ne çok karlı geçit vermezmiş bu dağların… Belli ki koca dağları aşıp gelmemi, içindeki hasret ateşini söndürmemi bekliyorsun… Bende seni özledim anne... Burada deniz çok lacivert anne… Denizin en derin en koyu mavisi… Buraların dalgaları çok sert… Burası dragos anne.. Burada martılar gök gözlü… Burada martılar ince bacaklı… Burada martılar ıslak kanatlı anne… Gökyüzünde dağlar kadar uzak yıldızlar anne… Ulaşılmıyor… Hani camları sarsarak uğuldayan, kulakları sağır eden rüzgâr var ya, kulak ver bu sese anne… Yüreğine nakışla bu iniltiyi… Rüzgâr değil, fırtına değil, uğultu değildir bu... Bataklığa saplanmamak için çırpınan, tutunacak bir dal, çalacak bir kapı arayışı içindeki bir martının çığlık iniltisi, feryadıdır bu ses… Bir davam var anne. Onula yatıp kalktığım, yiyip içtiğim bir davam...Huzur arayan gönüllere kapıların mandalı içten açılıyor artık… Ben bu kapılardan boşalan nur deryasında, bir dalga değilim, bir zerre değilim… Ama atmosferde bulunmaya, şereflenmeye çalışan kirli bir toz tanesiyim...Varsın koca dağlar kavuşmamıza engel olsunlar anne… İsterse kokunu getirmesin bana rüzgâr… Ömrüm bu bahara yetişmese de varsın benim ömrüm başka baharlara kalsın... Varsın ayrılığın paslı hançeri ta ciğerime saplansın anne… Dert değil bana... İsterim ki bedenimden sızan taze kanlar bir iz bıraksınlar ardımdan… Kilometre taşları olsun bunlar ki, bu sevgimin bu izlerini takip etsin… Gam yemem canım yoluna feda olsun... Varsın kavuşmayalım da... Yalnız benim bu naçizane ruhum ve içinde bulunan bedenim, senin kıymetli ayaklarından dökülen tozlara, ayaklarının izinde feda olsun... Bekle beni bir gün dönerim anne... Ahh be annem sonum yok benim… Başlangıcımın olmadığı gibi… Kimin zaman bir düş kırıntısı kimi zaman bir baş ağrısı ayağına takılırım insanların yüreğine takılmak istesem de… Ucum yok benim kenarım, kıyım olmadığı gibi... Burada martılar bir başka çığlıyor… Burada martılar bir başka özlüyor denizi… Dragosun zamanını kalemle çizsen yok olurum… Üflesen yağmur yüklü bir bulut ne bir kuşun kanadıyım, ne bir umut ne olduğum hiçbir yerimden belli değil annem cismim yok benim… Biliyorum sen elinde tutmadıkça karmakarışık bir söz yumağıyım ama bir de sen dokununca işte o zaman çok şeyim, çok başıma… Sen sen benim çiğ damlamsın değilmi annem… Burası çok karanlık… Buralar çok yalnız.. Buralar çok sessiz... Buralar çok sensiz annem... Korkuyorum annem… Hadi artık tut ellerimi çok özledim seni... Hani sen benim annemdin…
--------------------------------------------------------------
|
|
GONDEREN: TanyeIi on 02/19/2010 10:53:13 |
|
EZEL ÇOK TESEKKUR EDERİM KATKIN İÇİN. HARİKASIN MELEĞİM SANADA TSKLER CANISIM
--------------------------------------------------------------
|
Back To Top |
|
|