Ve sen gittin..
Yani artık rengi gri denizlerin, hava hep yağmurlu olacak ruhumda..
Ahvalimi anlatmaya acaba hangi ahmakça sözüm yeter! Bilmiyorum..
Nefesime keder kattın bir kere. Sen artık benim kalbimdeki siyah noktasın..
Dertliyim!! Tenimin her zerresi, şuan en ufak parçasına kadar dertli!
Nasıl ifade edeyim, Nasıl anlatayım darlığımı?..
Nöbetlerdeyim, krizlerdeyim. İyileşmek için çaba sarfetmek istemiyorum.
Bana sen lazımsın. Seni bulamıyorum.
Sanki yeniden zuhur etmiştim seninle ve şimdi ben, yeniden mi yitiriyorum şuurumu gidişinle..
Ve sen gittin..
Bu sefer hastalığım çok ağır. Ümit edilir türden değil.
Seni unutmak için çok geç, yeniden sevmek için çok fazlayım!..
Biliyor musun? Ben seni çok özleyeceğim.
Hani olsa da bir taş; seni neden kaybettim diye,
seni neden kaybettim diye,
aklımı başımdan atana kadar kafama vursam!!
Sonra içsem içsem ağlasam..
Sakiyi sana benzetip her gördüğümü sen sansam..
Ve sen gittin..
Devranda şimdi çığlık zamanı..
Avazımı aksa’ya duyurana kadar bağırmalıyım ki duymayan kalmamalı..
Bak cümlelerimin sakinliğine ve isyankarlığına.. Azade ettim hepsini.. Var mı ötesi!!
Anlatmaktan bıktılar seni ve gidişini!!
Zaten kahır, naçar halimin sözcüsü cümlelerimin daim vazgeçilmezi..
Sayende bak bir kanı deli, artık bir şizofreni!!..
Ve sen gittin!!
Beni sevdan ıslatırdı, şimdi kuruyorum!
Güneşin ısıtırdı, şimdi donuyorum!
Ben böyle çaresiz, ben böyle sensiz..
Salıyım mı söyler misin yokluğunu dünyaya,
Fısıldayım mı herkesin kulağına aşık olmayın diye..
Satıyım mı ruhumu, bir suskunluk alana bedava veriyim mi..
Söyler misin?
Hasbihalimi kiminle edeyim, ne zaman kafayı yiyeyim!!
Nefesim daralıyor. Kalbinle kalbimi dinler misin?
Sensiz ölüyorum diye atıyor?
duyar mısın??
gelir misin??
Yoksa sen hep böyle..
kördüğümümken
gidebilir misin?..
KAHRETSİN..
Yadbeyaz meleğimi