REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 1296 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: rissus on 01/11/2010 18:35:56


 Ertelemek

İnsan hayatı erteleme ve ertelediği şeylere bir daha kavuşamama üzerine kuruludur. Evet, insan hayatı kuruludur. Çalar saat gibi. Yemeye, içmeye, askere gitmeye, işe yetişmeye, para kazanmaya, kazandığını harcamaya ve ölmeye kuruludur. İnsanın nasıl bir biyolojik ritmi varsa, hayatın da bir toplumsal ritmi vardır. Dakika şaşmaz ve ritim bozulmaz.a

Bir şeylere ulaşmak, belli bir yerlere gelmek için hayatın içindeki güzellikleri, heyecanları veya fırsatları kaçırarak, hayatı ıskalarız. Yaparken belki anlayamayız ve çoğu zaman da kendimize "ne yazık ki.." lerle itiraf ederiz. Genelde zamansız gelen ölüm haberleriyle, acı acı çalan gece telefonlarıyla hatırlarız hayatı ertelemeyi. Hayat, ertelemeye deyecek kadar güzel olsa da, hayatı ertelerken onun güzelliğinden haberdar mıyız? diye soralım kendimize.

Hayatı ertelemenin zararları konusunda yıllar sonra, ancak yıllar sonra anladım ki…Tren kaçmıştır artık. Ne kaçması ya, emekliye ayrılmıştır.

Eğer aşağıda sıralanmış alışkanlıklardan en az birine ya da bir kaçına sahipseniz, geçmiş olsun hayatınız boyu kolay kolay kurtulamayacağınız bir hastalığın pençesine düşmüşsünüz demektir:

Erteleme hastalığı’

Eğer yıllardır görmediğiniz arkadaşınız sizi her aradığında, tamam ben seni arıycam bugün yarın buluşuruz deyip, onu göremediğiniz yıllara yenisini ekliycek kadar zaman onu aramamazlık yapıyorsanız. Onu bir daha asla göremezsiniz, çünkü artık telefonlarınızı açmaz, herkesin de bir sabrı vardır.

—Elinizde fırsat varken nasılsa bugün gidebiliyorum bilmem nereye, dur haftaya giderim diyorsanız. Gidemezsiniz, çünkü onu da ertelersiniz, bir de bakarsınız fırsat mırsat kalmamıştır.

—Uykum geldi, ama dur biraz daha şunu yapayım ya da yok biraz daha sallanıyım diyorsanız, sonunda bunlar bir tek geceye özgü kalmaz, her gece bu hale gelirsiniz. Sonunda gelen uykularınızın yerini, kaçmış uykularınız alır.

Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar ve üçüncüsü olmaz.

Hayatı ertelemek, yaşanması gerekenleri sürekli bir kenara itmek, bazen de toplumun standartlarına uyma pahasına hayalleri, istekleri gerçekleştirememektir. İnsanoğlu üşengeç bir varlık olmasından ötürü, kendi ile ilgili bir takım reformlara imza atma konusunda yeterli kararlılık ve iradeyi gösteremeyip, yapmak istediklerini veya yapması gerekenleri sürekli ileri bir tarihe erteleyerek kendini avutur. Sonra da, zamanla yaşanmışlıklar karşısına geçip sorgular onu. Peki, yine eskiye dönmeyecek mi her şey... Unutulmaya yüz tutmuş her ne varsa hayata geçmeyecek mi en baştan...Sil baştan…Yine yürek ağlamayacak mı?... Kalp atışları çoğu zaman durmayacak mı?...Kimden kaçıyoruz ki?... Kendimizden mi?...Korkaklık mı, yoksa çılgınlık mı bizimkisi?...Demiycek miyiz?

Her şeyden önce unutmayalım ki, her şey eninde sonunda bizde bitiyor. Hayatta her şeyi irdelememek lazım. Yani şartlar tam olgunlaşmadı diye mutluluğu ertelemek, hiçbir zaman mutlu olamamayı getirir öyle değil mi? İnsan bence hangi koşullarda yaşadığından çok, o koşulları kendisi için faydalı hale getirecek yöntemlere yoğunlaşmalıdır. Bazen mutluluk taklidi yapmak ta gerçek mutluluğu getirebilir, kimbilebilirki bunu? Hayatı ertelemek değil mi en büyük yanlışımız zaten, yarın burada olacağımızı kim garanti ediyor veya hayatın adil olması gerektiğini?

Sonuç mu? Sonuç basit... Ne olursa olsun hayatı ertelemeden yaşa... Çünkü zaten o seni yeterince erteliyor...

İşte o yüzden hayatı ertelemeyi sevmiyorum! Ve buna istinaden yaşamaya devam, bugünün işini yarına bırakmadan…Haftaya bi konferansa katılacağım, tüm hafta buralarda olmayacağım anlıycağınız ve tabiî ki sizlere bir şeyler karalayamayacağım. Daha şimdiden heyecanlanıyorum, uzun süredir göremediğim arkadaşlarımı göreceğim için. Malum hayatı ertelememek lazım öyle değil mi?





--------------------------------------------------------------
risus
12/28/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***