Mehmet Akif'in Ötelerden Gelen Sesi
27 Aralık 1936
Demek ki, Âkif’in ömrün ötesine geçip, sonsuzluğa yürüyüşünün üzerinden 73 yıl geçmiş… O artık aramızda değil. İnşallah aziz ruhu, “Peygamberin aguşuna” gönderdiği Çanakkale Şehitleri’nin ve daha nice binlerce Şehit Mehmetçik’in al kanlarından tomurcuklanan Muhammedî güller arasındadır…
Oysa, her dem gerçekleri, Hakk’ın sesini ve mazlumların çığlıklarını terennüm eden o “Bülbül”ün yiğit sesine ne kadar çok ihtiyacımız var… O’nu rahmetle anarken, idrakimize birer çivi gibi çaktığı her dem taze, her devir geçerli birkaç mısraını paylaşmak istedim. Söz, büyük şairin… Ekleyeceğimiz ne olabilir ki?..
(I)
“(……
……...)
Biz neyiz? Seyreyle artık, bir de fikr et, neymişiz?
Din de kürkün aynı olmuş; ters çevirmiş giymişiz.
Nehy-i ma’ruf, emr-i münkerdir gezen meydanda bak!
En metin ahlâkımız, yâhud, görüp aldırmamak!
Yıktı bin mel’un kalem nâmusu, bizler uymadık;
“Susmak evlâdır” deyip sustuk… Sanırsın duymadık!
(……
…….
…….)
Kırkın aylıktan biraz, yâhud geciksin, vermeyin,
Fodla çiğ kalsın, “pilav bitmiş” deyin, göstermeyin;
Fes, külah, kalpak, sarık vermiş bakarsın el ele;
Mi’delerden fışkırır tâ Arş’a aç bir velvele!
(…….
……..)
Göster Allah’ım, bu millet kurtulur, tek mu’cize;
Bir “utanmak hissi” ver gaip hazinenden bize!..”
* * *
(II)
“(………
…………)
Seni tahrik eden üç beş alığın ma’rifeti,
Ya neden beklemiyordun bu rezil akibeti?
Hani milliyetin İslâm idi… Kavmiyet ne?
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine!..
(……..
………)
Müslümanlıkta “anasır) mı olurmuş? Ne gezer?
Fikr-i kavmiyeti tel’in ediyor Peygamber!
En büyük düşmanıdır ruh-i Nebî tefrikanın,
Adı batsın onu İslâm’a sokan kaltabanın!
(………
……….)
“Medeniyyet” size çoktan beridir diş biliyor,
Evvelâ parçalamak, sonra da yutmak diliyor!
(………)
Görmüyor gittiği yanlış yolu, zannım, çoğunuz;
Size rehberlik eden haydudu artık koğunuz!
Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavud’um…
Başka bir şey diyemem… İşte perişan yurdum!..”(*)