Toplam bakislar: 1106 - Toplam yanitlar: 0 |
|
GONDEREN: stroyy on 01/02/2009 02:47:15 |
|
MEHTER TAKIMI :)) Günün birinde cennetin kapıları hızla çarpılmaya başlamış.Sanki gök gürlermişçesine.Cennetin nöbetçisi seslenmiş -Kim OOO .Dışardakiler cevap vermiş bizizzz İstanbul'u feth eden Fatih'in yigitleriyizz.Cennetin nöbetçisi hemen buyrun diyerek içeriye almış.Aradan 40 yıl geçmiş ve herşey yolunda giderken kapılar aynı şiddetle çarpılmaya başlamış.Ve cennetin bekçisi yine aynı soruyu sormuş -Kim OOO.Dışardakiler yine aynı cevabı vermiş bizizzz İstanbul'u feth eden Fatih'in yigitleriyizz.Bekçi inanmamış tabii.Hadi leyn demiş onlar geleli 40 yıl oluyo sahtekerler diye çıkışıp bunlara kapıyı açmamış.Bu kez dışardakiler karşılık vermiş -Biz MEHTER TAKIMIYIZ ancak gelebilldiiik! YASAK :))) titanic batarken içinde ingilizler, amerikalılar ve türkler vardır.kaptan 2. kaptan şikayette bulunur -bunlar gemiyi boşaltmıyor diye 2. kaptan -ben hallederim der ve oradan ayrılır. bir süre sonra kaptanın yanına gelir ve gemiyi boşalttığını söyler. hayretler içinde kalan kaptan şaşırır ve nasıl yaptığını sorar. 2. kaptan sakin bir şekilde anlatır.
ingilizlere -siz ölmeyi hak etmiyorsunuz çünkü sizler çok asil bir milletsiz dedim ve tüm ingilizler denize atladı, amerikalılara soğuk su sağlıklı yaşam için çok faydalı dedim tüm amerikalılar atladı der kaptan burada araya girer -peki türkleri ikna etmesi zordur onları nasıl ikna ettin der. 2.kaptan hafif bir tebessüm ile -en kolay onlar oldu zaten denize girmek yasaktır dedim hepsi denize atladı. Tüm İnsanlığın Felaketine Sebep Olan Adam... Adamın biri falcıya gitmiş. Adamın avuç içini inceler incelemez, falcının yüzü karışmış? Adam telaşla sormuş: "Hayırdır... Halim, ahvalim çok mu kötü?" Falcıdan cevap: "üzgünüm... Pek yakın bir vakitte, tüm insanlığın felaketine sebep olacak bir iş yapacaksın!..." Kendini deccal gibi hisseden adamcağız ne yapsın? Derhal, kendini en yakın demiryoluna atıp rayların üzerinde hayatına son verecek ilk treni beklemeye başlar. Aynen, Anna Karenina misali... Derkeeeeen, yandaki çayırda top oynayan çocuklardan biri topu demiryoluna kaçırır. Tam o anda da, yaklaşmakta olan trenin çuf çuf sesleri duyulur. çocuğu rayların üstünde gören adam, kendi makus talihini unutup çocuğa doğru bir hamle yapar. Oğlanı kaptığı gibi, son anda rayların dışına yuvarlar. Tren uzaklaşınca, talihsiz adam döner çocuğa sorar: "ismin nedir yavrum?" "George W. Bush!!!..." Ön yüzü
Başkan Bush'un yeni talimatı: -Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak. Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Başkan Bush küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş; - Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi? - Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş; - Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun ön yüzüne tükürmesi....." Adam karısının kedisinden o kadar nefret ediyormus ki, ne yapıp yapıp ondan kurtulmanın yollarını düşünüyormuş.. Sonunda bir sabah kediyi arabaya attığı gibi evlerinin 20 blok otesinde bi sokağa götürmüş, onu orda bırakıp doğru işe gitmiş. Aynı akşam işten eve gelmiş bir bakmış kedi evin bahcesinde karısıyla oynuyor, kadın neşe içinde "ayy bütün gün onu aradım, ama akşam üstü bir baktım gelivermiş, evin yolunu nasıl da bulurmuş benim akıllı kedim." Adam tabi çok bozulmuş ama belli etmemiş.. Ertesi sabah yine kediyi arabasına atmış, bu sefer evin 40 blok otesinde bi sokağa götürüp bırakmış yine işe gitmiş, akşam işten eve gelmiş bir de ne görsün kedi salonda yine karısıyla yerlerde yuvarlanıyor.. Ertesi gün adam kediyi 60 blok oteye bırakmış, akşam gelmiş yine kedi evde.. Sonraki gun 70 blok öteye bırakmış, aksam kedi yine evde.. Adam artık ertesi sabah kediyi arabaya koymuş, 90 blok oteye gitmiş.. Ordan köprü yoluna girmiş, ilk çıkıştan sağa dönmüş, ordan tekrar s ağa dönmüş, gitmiş gitmiş, bir 20 blok daha uzağa gitmiş, sola dönmüş, biraz daha gitmiş, ve kediyi orda arabadan atmış. Saatler sonra evin telefonu calmış, adam karısını arıyor: - "Hayatım, kedi orda mı?" - "Evet.. neden sordun?" - "Şunu telefona bir çağırsana... kayboldum..!" &nb sp; Delileri bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi. Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu. -Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu. Adam : -Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum. Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi. Pilot: -Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü. Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi. Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok değil mi! Dehşetle sordu : -Öğrencilerin nerede?, diye... -Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim Neden kaçmış Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polisi görünce kaçabileceğini düşünüp basmış gaza.
Ancak polisi atlatamayacağını anlayınca, pes edip çekmiş kenara.
Polis arabasından inmiş. Bezgin, kızgın ve de küskün bir sesle:
- “Bana bak, çok yorgunum, üstelik keyfim de kaçık. Mantıklı bir özür söyle yoksa yaktım çıranı!”
Kısa bir ara ve Sürücü:
- “Karım geçen ay bir polisle kaçtı. Aynada sizin aracınızı görünce, kaçtığı polis, onu bana geri getiriyor sandı TRAFİK POLİSİ Trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus: -Ehliyet ruhsat lutfen -Tabi buyrun demis sofor ve vermis. Polis bakmis bi problem yok. -Pekii demis polis, cevre vergisi pulu? -Burada, buyrun demis adam. -Ilk yardim cantaniz var mi? demis polis. -Tabii deyip bagaji acmis adam. Polis bakmis icinde eksik yok. -Yangin sondurucu? -Burada buyrun. -Zincir? -Derhal cikarayim buyrun. Polis daha sonra tekrar sormus: -Mezdeke kaseti varmi? Sofor cok sasirmis. -Evet var buyrun demis. Polis : Tamam siz onu takin teybe ve sesini acin demis ve baslamis polis oynamaya. Soforun saskinligi daha da artmis ve dayanamamis sormus. -Hayrola memur bey? Polis cevap vermis: -Ee eş...k degilsin artik takarsin bi 20 milyon... Suç ve ceza Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete giderler. Cennetin kapısında onları karşılayan melek:
"Sizin burada uymanız gereken tek bir kural var: ördeklere dikkat edin sakın üstlerine basmayın" der.
Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etraf ördek doludur. Üstlerine basmamak adeta imkansızdır. Dikkat etmesine rağmen kadınlardan biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen bir melek belirir. Yanında son derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler ve
"Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama kelepçeli olarak yaşayacaksın" der.
İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne basar ve melek anında yanında çok çirkin bir adamla gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine kelepçeler.
Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine uğramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yaşamamak için her attığı adıma çok dikkat etmeye başlar. Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz. Derken bir gün bir melek belirir. Bu kez yanında boylu poslu inanılmaz derecede yakışıklı bir adam vardır. Melek hiçbir şey söylemeden yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve yine birşey söylemeden çeker gider.
Kadın mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı adamla kelepçelenmiştir. Adama döner ve:
"Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi yakışıklı bir adamla birlikte olmayı hak ettim?" diye sorar.
Adam suratı asık bir şekilde cevap verir:
"Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım." kamyon Söförü Temel
Temel kamyon söförüymüs. Bir gün kamyonu ile yokus asagi inerken freninin patladigini farketmis. Ileriye dogru baktiginda da yolun ikiye ayrildigini görmüs. Bir tarafta pazar kuruluymus ve yüzlerce insanin alisveris yapiyormus. Diger tarafta ise küçük bir çocuk yolun ortasinda oyun oynamaktaymis. Temel çok hizli bir sekilde düsünerek "pazar yerune çirersem pi sürü insan ölür en eyisu çocigu ezeyum" demis. Ertesi gün gazetelerde söyle bir baslik; "pazara giren kamyon dehset saçti. 150 ölü" Temel e sormuslar : - Sende hiç kafa yokmu? Bu kadar insani ezecegine bari çocugu ezseydin. Temel cevap vermis : - Ula siz benu salak mi sandunuz? Bunu bende düsündüm... Tabii ki çocugu ezecektim ama cocuk pazara dogri kosunca ben ne yapayim?
Kadının biri Maldivlerde bir kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış lambayı.
Lambadan cin çıkmış. Kadın hemen Üç hakkım var değil mi? diye sormuş. Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardın vs vs vs. .. ama yüksek enflasyon, iç piyasadaki daralma , üçüncü dünya ülkelerindeki düşük maaş oranları ve Güney Asya'daki Tsunami felaketi yüzünden sadece sana bir dilek hakkı verebilirim, demiş.
Evet söyle! nedir dileğin ? Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak Orta Doğu'da barış istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun?
Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını barışın tesis edilmesini diliyorum. Cin haritaya bakmış ve dehşetle : Tanrı aşkına Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam işimde iyiyim ama o kadar da değil! Bunun yapılabileceğini sanmıyorum.
Başka bir dilekte bulun. Kadın birkaç dakika düşünmüş ve Hayatım boyunca doğru erkeği bulamadım, bilirsin; hem düşünceli >>hem karizmatik hem eğlenceli biri, mutfağı sevecek, ev işlerinde yardım edecek, işinde kaplan, annemin yanında kuzu olacak, sürekli futbol izlemeyecek ve ömür boyu sadık olacak erkek diliyorum demiş.
Cin derin bir iç çekmiş: Uzat şu kahrolası haritayı &nb sp; Üçüncü köprü ihalesini Japon, Amerikan ve Kayseri'li Türklerden oluşan bir konsorsiyum almış. Köprüyü inşaa etmişler tam açılışın yapılıp kurdelanın kesileceği an köprü büyük bir gürültüyle çökmüş. Japon 'gitti tüm emeklerim mahvoldu kumlarım' diye yakarıp harakiri yapmış. Amerikalı 'gitti tüm çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek çıkartmış tabancasını ve intihar etmiş. Tüm bunları izleyen Kayserili müteahhit de derin bir oh çekerek yanındakilere seslenmiş 'lan iyi ki hiç çimento koymamışım ha, mahvolurdum bunlar gibi.'
|
|
|