Yüreğin Sesi
17 yaşında hayata dair istedikleri o kadar mutluluklar vardı ki en başta öss kazanıp doktor olmaktı. Mutsuz bir ailenin içinde geleceği için savaşıyordu ... Sadece tek hayali tek mutluluk kaynağı doktorluk için savaşıyordu..Sabahlara kadar test çözüp zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyordu.. Her ne kadar annesi babası bu konuda ona güvenmese de o bu konuda hayal kırıklığını test kitaplarında atıyordu..Oysa ailesi desteği olsaydı kendini yalnız hissetmeyecektir. Tek sırdaşı olan dedesine ara ara koşup dertleşiyorlardı. Evdeki huzursuzluktan sıkıldığını ailesinin sürekli kavga yapmasında bıktığını söyleyerek gözyaşlarının yanağını okşadığını farkına bile varmamıştı. Ve ailesinin ona öss konusunda destek çıkmayışını derken içindeki ateş onu daha çok yaktığını hissediyordu. Dedesi toruna son derece destek veriyordu. Güven içeren sözcüklerle onu teselli ediyor.
-Ben kazanacağına inanıyorum gülüm. Sen çok zekisin yapacağını biliyorum gülüm.
-Neden dede? Evdekiler senin gibi bana destek çıkmıyorlar inanmıyorlar .
-Gülüm onlar dünya derdine düşmüşler birbirlerine kavga etmek ten başka bir şey bilmiyor.
Haklıydı . Annesi babası sürekli onun ondan var bunun bundan var diye birbirlerini yiyorlar .Birde bunun içinde babaannesi dedesine kızmasını izliyordu. Oysa tek hayatta güven bulduğu kişiye de sürekli biri tarafında hakaret uğraması daha yaralıyordu.
-Dede ben kazanırca yanıma senide alacağım mutluluk dünyasına seninle beraber gideceğiz..
Dedesinin gözbebekleri mutluluktan açılmış sımsıkı kollarını torunu bağrına bastırıyordu..Bu saadeti babaannesi kıskanır gibi adeta bozmuştu:
-Yeter artık bıktım sigaradan yeter içme artık şu zıkkımı !
-Ya hanım bir sigaramız ona da karışma bari ...
-Ciğerlerin mahvettin bari evi de mahvetme . bırak artık şu zıkkımı bırak!
Gül, babaannesine hak vermişti. . Dedesinin durumu gitgide ağırlaşıyordu.. Öksürük krizleri sürekli gelip gidiyordu. Dedesine bir şey olmasında korkuyordu . Hayatta tek huzur bulduğu ağacının yıkılmasından korkuyordu..Dedesini öpüp evin yolunu tutmuştu...Ayakları karşı koymak iste de evin yolunda mantığı idealı için ayaklarını zorluyordu..Eve daha girmeden evdeki huzursuzluk seslerine kulakları çoktan merhaba demişti..Birkaç lokma atıştırdıktan sonra hemen o ortamdan kurtulmak için kendisini kitapların içine boğmak istiyordu...Elindeki kalemiyle mutsuzluklardan intikam alırcasına sorularla savaş veriyordu.. Zaman ilerliyor sınav yaklaşıyordu... Dedesi günden güne eriyor Çaresizce onu seyrediyordu.. Ziyaretleri her gün yapmaya başlamıştı..Artık bir an olsun dedesinden ayrılmak istemiyordu..Okuldan çıkınca hemen dedesine koşuyordu. Huzur arıyordu huzur buluyordu .
-Dede sınava çok az kaldı ..Korkularımı yenemiyorum.
-Gülüm sen kazanacaksın bunu ikimizde biliyoruz sabahlara kadar çalıştın ..
-Çok sıkıldım dede alıp başımı gitmek istiyorum
-Git gülüm aklındaki doğruluğa inandığın her şey doğrudur. Aklının ve yüreğin birleştiği her şey doğrudur gülüm...Kalbinin sesini dinle aklının onayladığı hiç bir şeyde yanılmazsın..Yüreğinin götürdüğü yere git gülüm...
-Haklısın dede..diyerek mutlulukla ayrıldı.. evin yolunu tutmuştu bu Pazar sınavdı ..Son bilgilerini toplamalıydı.
Sınav zamanı gelip çatmıştı sınava girmeden önce dedesini yanına gidip başarılar öpücüğünü alıp sınava öyle gidiyor..3 saat süren sınav sonrası hemen dedesine koşup içindeki rahatlamayı onunla paylaşmak istiyordu..Koşmak istiyordu ama ayakları buna engel oluyor..Nedeni bilmedi bir isyan vardı ayaklarında mantığına cevap vermiyorlardı... Eve yaklaşınca her zamanınkinde farklı manzaradan karşılaşmıştı... Sürekli birileri girip çıkıyorlar ve çığlıklar yükseliyordu.. O an yüreği bir hançer saplandı...İçindeki çığlık hayır diyordu ..Dede...DEDE... diye bağırıyordu yüreği ama sesi boğazında düğümlenmişti.. Ve yavaş yavaş merdivenleri çıkıyordu..Annesi onu görünce :
-Gül , dedeni kaybettik .
Donup kalmıştı ..Annesi ona sarılıp yüksek seste ağlıyordu..Oysa ağlayamıyordu ..Sesi çıkmıyordu.
Ayaklarını dedesinin odasına yöneltmişti son bir umut onu orada bulmak istiyordu...Evet haklıydı Dedesinin yatağı bomboştu. Acı gerçekle sonunda yüzyüze gelmişti yüreği ve dayanamadı ... Hiç sesleri duymadan koşmak kaçmak istedi .. Son gücünü ayaklara verip hızla oradan uzaklaştı kendine geldiğinde koca bir çınarın altında buldu..Kaç saat burada olduğunu bile farkında değildi.. Ve aklına dedesiyle en son konuşması geçmişti...Her yerde Gülü arıyorlardı.. Bütün köy seferberlik olmuştu Köyün en ucra köşeleri aramaya koymuşlardır... 3 gün geçmişti ama hala Gül ‘den bir haber yoktu.
Gül dedesini çok sevdiklerini biliyorlardı...Delice Gül ‘ü arıyorlardı... Zaman ilerliyordu ve cansız bedeni dedesiyle oynadıkları çınarın altında bulmuşlardı...Ve elinde bir kağıt yağmurdan ıslanmış boyları birbirine karışmış bir yazı yazıyordu...
;
Ailesinin yüreklerine volkan gibi ateş düştü..Hatalarını birbirlerinin gözlerine bakmayarak sessizce ağlayarak anlamışlardı...Yüreklerdeki acılarını henüz kabuk bağladı anda bir kapı çaldı...Kapıda bir postacı Gül Ceylanoğlu nun evimi diye soruyordu..Annesi sesini çıkarmaya gücü yetmezken başını zorla evet der gibi sallamıştı...Postacı elindeki zarfı bayanın eline bırakarak gözden kaybolmuştu..İçeriye gerçekten zarfın üzerinde Ankara öss yazısını okumuştu... Zarfı açmaya cesaret edemedi...Akşam olunca eşi gelen zarfı titreyen ellerle açmıştı...
Sayın Gül Ceylanoğlu
Gazi üniversitesi Tıp Fakültesini kazandınız ..
Tebrik ederiz.. Başarılar....