REKLAM

Paylaş:
RSS 1.0     RSS 2.0

Toplam bakislar: 2287 - Toplam yanitlar: 0

GONDEREN: Almira on 10/09/2009 03:02:45


Cennet Çocukları



Çocuklar da âhırette ana ve babalarına şefaat edeceklerdir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“Çocuğa; ‘Cennete gir!’ denir. Üzülerek kendini yere atar. ‘Babam ve annem olmazsa girmem!’ der.”

“Çocuklar, Cennet kapısının önünde toplanırlar. Hep birden bağırıp, anne ve babalarını isterler. Bağırmaları, anneleri ve babaları oraya gelinceye ve her biri babasının ve annesinin elini tutup Cennete girinceye kadar devam eder.”

“Küçük çocuk anne ve babasını Cennete çeker. Şimdi ben, nasıl senin elbisenden tutuyorsam, çocuk da babasının elbisesinden böyle tutar.”

“Ey hanımlar! Sizden kim, kendinden önce âhırete 3 çocuk göndermişse, o çocuklar Cehennemden ona perde olur.”

Orada bulunan hanımlardan birisi dedi ki:
- Yâ Resûlallah! İki çocuğu ölürse de Cehenneme perde olur mu?
- İki tane de olsa, Cehenneme perde olur.
- Yâ Resûlallah! Bir çocuğu ölse de yine, perde olur mu?
- Allahü teâlâya yemin ederim ki, eğer annesi sabredip, sevâbını Allahü teâlâdan beklerse, annesini çekip Cennete sokar.”




Bir çocuk ölünce, Allahü teâlâ, bildiği halde, meleklerine sorar:
- Kulumun çocuğunu aldınız, kalbinin meyvesini kopardınız. Peki kulum buna ne dedi?
- Ya Rabbi, hamd edip teslimiyet gösterdi.
- O kuluma Cennette bir ev yapıp, adını da, “Hamd evi” koyun!) [Tirmizi]



Yine buyurdu ki:
(Alan da, veren de Allahü teâlâdır. Çocuğu ölen o kadına taziyede bulunun. Sabretsin, ecrini görecektir.) [Müslim]

Musibete uğrayanı teselli etmelidir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çocuğu ölen kimseyi teselli edene Cennet hırkası verilir. Musibete uğrayanı teselli eden, onun sevabı kadar sevap kazanır.) [Tirmizi]

Resulullahın taziyesi
Resulullah efendimizin taziye mektubu şöyledir:
Allahü teâlâ sana selamet versin! Ona hamd ederim. Herkese iyilik ve zarar, yalnız Ondan gelir. Allahü teâlâ, sana çok sevap versin. Sabretmeni nasip eylesin! Onun nimetlerine şükretmenizi ihsan eylesin! İyi bilmeliyiz ki, kendi varlığımız, mal, servet, kadın ve çocuklarımız, Allahü teâlânın, sayısız nimetlerinden, tatlı ve faydalı ihsanlarındandır.

Bu nimetleri, bizde sonsuz kalmak için değil, emanet olarak kullanmak, sonra geri almak için vermiştir. Bunlardan, belli bir zamanda faydalanırız. Vakti gelince, hepsini geri alacaktır.

Allahü teâlâ, nimetlerini bize vererek sevindirdiği zaman, şükretmemizi, vakti gelip geri alınca da, sabretmemizi emreyledi.

Senin bu oğlun, Allahü teâlânın tatlı, faydalı nimetlerinden idi. Geri almak için sana emanet bırakmış idi. Şimdi, geri alırken de, sana çok sevap, iyilik verecek, acıyarak, doğru yolda ilerlemeni, yükselmeni ihsan edecektir.

Bu ihsana kavuşabilmek için sabretmeli, Onun yaptığını hoş görmelisin! Kızar, bağırır, çağırırsan, sevaba kavuşamazsın ve sonunda pişman olursun.

İyi bil ki, ağlamak, sızlamak, belayı geri çevirmez, üzüntüyü dağıtmaz. Kaderde olanlar başa gelecektir. Sabretmek, olmuş bitmiş şeye kızmamak gerekir. Allahü teâlâ, hepinize selamet versin...

Bir Müslümanın çocuğu, ölüm döşeğinde iken, 360 melek gelir, o masumun karşısında durup, (Ya masum, müjdeler olsun sana, bugün, ölmüş olan, âbâ ve ecdadını ve bütün komşularını, Hak teâlâdan dile) derler.

Melekler, başına bir şefaat tacı ile gayret ve kuvvet gömleğini giydirip, gözünün perdesini kaldırırlar. Perdeler kalkınca, tâ Hazret-i Âdem aleyhisselamdan beri, geçmiş ecdatlarını görür. Onların bazısı için hazırlanan azabı görünce, haykırıp titrer. Bunu bilmeyenler can çekişiyor zanneder.

Can alıcı melekler gelirler, (Ya masum, âlemlerin yaratıcısı sana selam söyleyip, “Ben onu yarattım, yine bana gelsin. O ruh emanetini ben verdim, yine bana versin. Onun karşılığında ona Cennet ve didar vereyim” buyurdu. Haydi yüzünü çevir, bak) dediklerinde, o masum da, bakar, melekleri görür. Sevinçten coşup titrer ve döşeğinde can vermeye atılır.

Yine o azap içindeki ecdatları gözüne erişince, yine canını vermek istemeyip, (Ey melekler! Allahü teâlâ, akraba ve ecdadımı bana bağışlasın) der. Allahü teâlâ da, (İzzim hakkı için bağışladım) buyurur.

Melekler, (Ya masum, sana müjdeler olsun, Hak teâlâ, imanı olanların günahlarını bağışladı ve bütün dileklerini kabul eyledi) dediklerinde, masum sevinçli iken, masumun anası ve babası suretinde iki huri gelip, kollarını açarak, (Ey evladımız, bizimle gel, biz Cennette sensiz olamayız) derler.

Masumun eline bir Cennet meyvesi verirler. Masum, meyveyi koklarken Azrail aleyhisselam, kendi gibi, bir güzel masum olup, habersizce canını alır ve Cennete götürür.

Orada, yeşil bir sahra vardır. Masum, (Beni buraya niçin getirdiniz?) diye sorar.
Melekler şöyle cevap verirler:
Kıyamet yeri vardır. Çok sıcaktır. Bu sahrada, 70 bin rahmet pınarı vardır. Resul-i ekremin havzının başında durup, nurdan bardakları görürsün.

Anan, baban kıyamet yerine geldiklerinde, bu bardakları su ile doldurup, onlara verirsin ve onları bırakma ki, Cehennem yoluna gitmesinler. Çünkü, senin duan, Hak katında makbuldür. Cuma geceleri, yeryüzüne inersin. O vakit Allahü teâlânın selamını, Müslümanlara ulaştırırsın.

Ne mutlu, çocuğu ölüp de, sabreden ana-babaya...


07/01/2024



*** SanalKahve.com 2008-2023 ***