Garip bir hüzün var içimde…
Hayattan çok insanları yargılar oldum…
Bana göre hayatı yargılamak anlamsız…
Çünkü onu yozlaştıran zaten bizler değilmiyiz…?
Yer -mekan ,ülke- din ,ırk-soy ,sanal -reel ayrımı yapmadan düşününce ’’’ insanlık ‘’ denilen duyguyu kirletip hayatı çirkefleştiren bizler değilmiyiz…?
Neden herşey menfaat ve adam sende’cilik üzerine yürür oldu…?
Masumiyetlerimize ne oldu…?
Ne uğruna harcadık haysiyetlerimizi…?
Ruhlarımız bedenlerimize üflendiğinde yüce yaradanın kendinden bizlere verdiği o güzel sıfatlarını neden şeytani sıfatlara değiştik…?
Güzel ahlaklı ,sabırlı,merhametli olmayı,ince fikirli,yardım sever olmayı,karsımızdakine çıkarsızca yaklaşmayı,alıcı olmakdan çok verici olmayı,ön yargıları bırakıp karşımızda yargıladığımız insanların elinden tutmayı,gördüğümüz yanlışları doğruya çevirme çabamızı uzun lafın kısası kötülük karşısında iyi olmayı neden zamanın enayiliği diye adlandırdık…?
Bu muydu yaradanın bizlere kendi ruhundan verdiği emanete sahip çıkmak…?
Yaradanı şeytana değişmek…!!!
İşte bizler yozlaşan duygularımızla kirlettiğimiz kalplerimizle şu an bunu yapıyoruz…
Unutmayalım ki sanalda olsa reelde olsa yaşamımızın her anında karşılaştığımız olaylar ve kişiler asla tesadüf değil…
Allah hiçbir kimseyi sebebsiz yere karşılaştırmaz…Ve hiçbir şey tesadüf değildir hayatta…
Tanımadıgımız bir insana verdiğimiz bir selam, bir güleryüz bile bizlere Allah’ın ikramı değilmidir…?
O zaman neden iyi niyetli olmayı ,merhametli olmayı ,dürüst olmayı ,erdemli olmayı hala zamanın enayiliği olarak görüyoruz…
Ve hala erdemlerinden Allah için taviz vermeden ayakta kalan insanları alay konusu ediyoruz…Onları aptallıkla yargılıyoruz…?
Aptal olan kimler…?
Ruhunu Şeytana satanlar ve bunu akıllılık olarak görenler mi yoksa yaradanın kendine verdiği emaneti şeytani ruha değişmeyenler mi…?
Yorum sizin....
Yorum kalplerimizin....
KALPLERİNDEKİ İLAHİ EMANETE SAHİP ÇIKANLARA ve İNSAN KALANLARA SELAM OLSUN...!!!