Her gün yataktan kalktıktan sonra yaptığımız işler aşağı yukarı birbirnin aynı. Ya okula gidiyoruz ya işe gidiyoruz, akşam olunca ya bir yerlerde yemek yiyor eve gidiyor ya da doğrudan eve gidiyoruz. Kısaca, aslında kabaca baktığımızda otomatiğe bağlanmış hayatlar yaşıyoruz. Peki bu hayatların ne kadarını Allah için, Allah’ı anarak geçiriyoruz. Şöyle bir kenera çeklip baktığımızda aslında hayatımızın büyük bir bölümünü günlük işler ve uğraşılara ayırdığımızı, namaz ve ibadet gibi şeylere de diğer işlere orantıladığımızda çok az vakit ayırdığımızı görürüz.
Peki bunu nasıl düzeltebiliriz? Hepimizin yaşamak için yapması gereken şeyler var; aile geçindirmek, hem de günümüzde, hiç de kolay değil. Kuran’a baktığımızda aile kurma ve geçindirme ile ilgili ayetler olduğunu görüyoruz. Demek ki bu dünya hayatında hem aile geçindirmek, hem belli standartlarda yaşamak hem de hayatımızı Allah yolunda harcamak mümkün olabilecek bir olay. Peki biz bunu niye başaramıyoruz?
Aslında cevap belli. Allah endişesi o kadar günlük hayatımızın dışında ki, bu düşünceyi kendi hayatımıza içselleştiremiyoruz. Sanki günlük hayatımızı bölümlere ayırmak zorundayız, belli bir saat uykuya, belli saat çalışmaya, belli saat eğlenmeye ve belli bir saat de Allah’a. İşte yanlışlık burada. Zira hem günlük hayatımızı devam ettirebilir hem de devamlı Allah için yaşayabiliriz. Yaptığımız işlerde hep Allah rızasını ön planda tutar ve bu eylemlere Allah ve din için ne kadar fayda var sorusu çerçevesinde yaklaşırsak bence günümüzün büyük kısmını Allah yolunda harcamaya başlayabiliriz. Örneğin, işe ilk başta iş seçimi ile başlayabiliriz. İş seçerken yaptığımız işi Allah’ın şartlarına ne kadar uyduğunu gözeterek seçmek, yapılması haram olan alanlarda çalışmamak, çalışılan iş yerinin ibadet etmeye ne kadar elverişli olduğunu hesaplamak gibi basit ama önemli kararları alırken kriterleri belirleyen nokta “Allah” ve Allah’ın koyduğu kurallar olmalıdır.
Buna ek olarak zaten hemen herkesin işe gittiği bir çevrede yaşıyoruz. İyi bir müslümanın işe gitmesi ile pek de inancı olmayan bir kişinin işe gitmesi aynı amaç erçevesinde değildir. Örneğin, müslüman işe giderken kazandığı paralardan hayra ve iyiliğe harcamayı, zekat vermeyi amaçlar. Daha fazla kazanırsa daha fazla sevap işleyeceğine inanır. Diğer taraftan öteki insan kazandığı para ile sadece nasıl daha iyi yaşayabileceğini, daha lüks nasıl harcama yapabileceğini hesaplayarak hareket etmektedir. İşte bu iki insan da işe gitmekte hatta belli ki aynı işi yapmaktadırlar. Ama müslüman kazandığı parayı Allah’tan ödünç aldığını bilmekte ve yine O’nun yoluna harcamak için istemektedir, diğeri ise sadece dünyevi hazlarını tatmin için istemektedir. Amaçlardaki bu fark Allah’ı gün içinde anmayı etkileyen sadece bir örnek.
Müslümanlıkta niyet çok önemlidir. Bu yüzden yaptığımız işlerde niyetimiz salih tutmayı, Allah rızası için hareket etmeyi amaçlarsak Allah’da bize bu yönde kapı açacaktır inşAllah.Selam ve dua ile Hacegan.....