Boynumda tütün esen nefesin ürperiyor.
Mevsimin sert soğuğunda karışıyor
Saç tellerime sarılan sıcaklığı avuçlarının.
Yokluk esiyor.
Ya da bana öyle geliyor.
İskeleye giden caddeyi geçiyorum,
Köşeden ansızın bir otobüs dönüyor,
Adımlarım şaşırıyor,
Yanlış bir kaldırım taşına basıyorum,
Sendeliyorum.
Elin belimi kavrıyor,
Gövdemi gövdene çekiyor, beni sana yaslıyor.
Kollarının arası başımı döndürüyor,
Bu kentin içinde kayboluyorum,
Gözlerinde bulunuyorum.
Ya da bana öyle geliyor.
Yürüyorum...
Ne kadar zaman sürüyor,
Nerelerden geçiyorum bilmiyorum.
Neler düşünüyorum!
' şşşşş, ' diyor yanımda sesin,
Kulağımda ılık fısıltını duyuyorum,
' Seni seviyorum'.
Ya da bana öyle geliyor.
Beşiktaş vapur iskelesinde,
Ayrı yollara dağılmayı bekleyen kalabalık.
Karmakarışık, darmadağınık.
Darmadağınsın, darmadağınım,
Sen bana karışmışsın, ben sana dalgın.
Vapur bekliyor,
Burada ayrılmalıyız.
Bu kalabalığın bir yerlerinde,
Ayrı adreslerde parçalanmalıyız.
Karşı kıyı seni çağırıyor,
Vedalaşmalıyız.
Bir ses içimde
' Bir dahası olmayacak' diyor.
Ya da bana öyle geliyor.
Bir yağmur düşüyor kirpiğimin ucuna,
Seni damlıyor.
Başımı tutup, dayıyorsun dudaklarına,
Saçlarımı ciğerlerin soluyor.
Yüreğimin derinine bir ezgi düşüyor,
Bir gitar teline vuruyor aşk adını.
' Kadınım, ' diyorsun' hayatımın kadını'
Sızıma sızın değiyor,
O ezgi 'ayrılamam' diye ağlıyor.
Ya da bana öyle geliyor.