Keşke hala çocuk olabilseydim.
Minicik yüreğim olsaydı,
keşke çocuk aklımla görseydim dünyayı.
Belki de Polyanna ben olurdum kim bilir.
Keşke hala sokaklarda koşturuyor olsaydım.
Şimdi bir deli rüzgâr esti benim hayatımdan.
Masallarım bitti acılar sadık yârim oldu hayatımda.
Bir deli rüzgâr aldı götürdü düşlerimi şimdi.
Çocukça bakışlarım kayboldu.
Hâlâ uçurtmamı uçuruyor olsaydım keşke o rüzgârda.
Ama rüzgâr uçurtmamı değil hayalleri alıp gitti uzaklara…
Keşke kaldırımlarda ağlasam, yine keşke kanayan yerlerime inat
koştursam yine, akıp giden hayatın ardından.
Şimdi kanayan yerlerim o kadar büyük ki…
Ağlayamıyorum, koşamıyorum.
Esir kalbim her gün biraz daha yoruluyor.
Her gün başka bir ızdıraba gebe kalıyor.
Ve her vuruluşunda bir kez daha ölüyor.
Şimdi tam çocuk olmanın zamanıydı.
Misket oynamanın tam vaktiydi şimdi.
Minicik ellerimle atıverseydim şimdi dertleri tasaları.
Alsam elime boya kalemlerimi, çocuk aklımla,
Yeniden çizsem dünyayı rengarenk
mavinin, yeşilin alabildiğine bol olduğu.
Siyahın ise hiç yerinin olmadığı.
Savaşları, kötülükleri kokulu silgimle bir anda siliversem.
Bir saklambaç oyunu kadar olsa hasretler, gurbetler.
Elma deyince herkes kavuşsa birbiriyle…
Herkes el ele tutuşsa kutu kutu pense oynasak.
Keşke çocuk olsaydım.
Çocuk aklımla ne de güzel di dünya.
Her şey büyümemle karadı sanki.
Yoksa suçlu ben miyim?
Ben büyüyünce mi karardı dünya?
Yok hayır ben yine çocuk olmak istiyorum.
Geri çevirin dünyayı o mutlu günleri istiyorum ben.
Es hadi deli rüzgâr bana çocukluğumu geri getir
hadi nasıl aldıysan benden haydi geri ver ne olur çocukluğumu…
KeŞKe HeP ÇoCuK KaLabiLSeYDiM TaNıMaSaYDıM HiÇ DüNYaYI