Habertürk’te yayınlanan ‘Tarihin Arka Odası’ programında Osmanlı tarihine ilişkin çarpıcı tespitlerde bulunuldu.
CEM'İN TORUNLARI VAFTİZ EDİLDİ
Programın sunucularından Murat Bardakçı Maltalı bir arkeoloğun gönderdiği mektup ve belgelerden yola çıkarak Osmanlı tarihine ilişkin gizli kalmış gerçekleri gün yüzüne çıkardı. Kendisine gönderilen mektubu ve belgeleri özetleyen Bardakçı: ‘’Şehzade Murat, Cem Sultan daha hayattayken Rodos’a gidiyor. Orada İtalyan bir bayanla evleniyor. Bir oğlu oluyor. Bizde Murat Cem diye geçen çocuk. Rodos’tan Roma’ya götürülen bu çocuk burada Papa tarafından vaftiz ediliyor. Murat ismini İtalyan bir isimle değiştirerek papalık prensi oluyor. Bu da yetmiyor Roma senatosu Roma vatandaşlığı veriyor. Ve aile bugüne kadar devam ediyor’’ dedi.
Yetişen bu çocuklar Cem Sultan'ın 17, Fatih Sultan Mehmet'in 18. göbek torunu oluyor.
Konuyu biraz açacak olursak;
Fatih'in álim ve şair oğlu Şehzade Cem, İstanbul tahtına geçen ağabeyi Sultan Bayezid'le giriştiği savaşları kaybetmesinden sonra 13 sene sürecek olan bir gurbete çıktı ve hayatını 1495 Şubat'ında Napoli'de noktaladı.
Cem'in üç oğluyla iki kızı vardı.
Oğullarından Şehzade Abdullah ve kızlarından Ayşe Sultan, küçük yaşta öldüler. Büyük oğlu Oğuz Han babası sürgündeyken İstanbul'daydı ve 1483 Şubat'ında daha dokuz yaşındayken ‘‘nizám-ı álem için’’, yani devletin başına bir iş açmaması maksadıyla amcası Bayezid tarafından boğduruldu. Mısır'da yaşayan kızı Gevher Melike ise 1505'te İstanbul’da öldü.
Cem'in hayatta tek bir oğlu kalmıştı: Şehzade Murad... Babasının sürgünü sırasında Rodos'a gidip yerleşti ve Maria Concetta Doriaadında bir İtalyan kadınla evlendi. Daha sonra çok garip bir iş etti, Müslümanlığı bırakıp Hristiyan oldu, vaftiz edildi, ‘‘Pierre’’ adını aldı ve Papa 6. Alexander tarafından ‘‘Prens’’ yapıldı. Dininden ve adından vazgeçmesi Avrupa'yı çok memnun etmiş olacak ki, Napoli Kralı'ndan bir başka asalet unvanı, Roma Senatosu'ndan da ‘‘vatandaşlık’’ aldı. Rodos'ta çoluk-çocuğa karıştı ve Kanuni Süleyman'ın adayı fethetmesine kadar burada ‘‘Prens’’ olarak yaşadı. Ama Rodos'un 1522 kışında Türkler'in eline geçmesinden hemen sonra, 27 Aralık günü boğduruldu. İdamında 48 yaşındaydı.
Cem Sultan 1459'da doğdu, zamanının en meşhur alimlerinin elinde yetişti, devlet idaresine daha çocuk yaşındayken alıştırıldı, sancak beyliği ve valilik yaptı, meşhur bir şair olarak tanındı ama Türk tarihinin en bahtsız isimlerinden biri oldu.
Babası Fatih Sultan Mehmed 1481 Mayıs'ında öldüğü zaman Cem henüz 22 yaşındaydı ve İstanbul tahtına ağabeyi Bayezid oturdu.Cem başkaldırdı ama ağabeyinin gönderdiği orduların karşısında yenildi. Mısır ve Hicaz taraflarına gitti, sonra yeniden Anadolu'ya geçip ağabeyiyle bir daha savaşa tutuştu, tekrar yenilince memleketini ebediyyen terketti ve tarihin en büyük gurbet hikáyelerinden sayılacak olan bir maceraya atıldı.
İlk durağı, Rodos'tu. Adanın o zamanki hákimi olan şovalyeler Cem'i hem Avrupa'ya, hem ağabeyi Bayezid'e pazarlamaya çalıştılar, iki taraftan da binlerce altın kopardılar ama bir Türk baskını endişesiyle şehzadeyi Fransa'ya geçirdiler. Şovalyelerin reisi d'Aubusson,yüklü bir para ve ‘‘kardinal’’ unvanı karşılığında Cem'i Roma'ya götürdü ve Papa İnnocent'e sattı.
KAÇTI AMA İHANET ETMEDİ
Papa'nın hayali Cem'i yeni bir Haçlı seferinde kullanmaktı ama şehzade memleketine karşı olan bütün teklifleri reddetti. Bayezid,tahtının rakibi Cem'i kendisine iade etmesi yahut öldürmesi için Vatikan'a hazineler teklif ediyor, Papa ise altın akıtan bu musluğu açık tutabilmek için Cem'i bir kaleden ötekine naklediyordu.
Derken İnnocent öldü, yerini o zamanların İtalya'sının en kanlı ailelerinden birinden, Borjiyalardan gelen Roderica aldı ve 6. Alexandre ismiyle papalık tahtına oturdu. Cem, Alexandre zamanında da pazarlandı ve Bayezid'den her sene gene keseler dolusu altın alındı. Fransa Kralı 8. Charles, Cem'i kullanarak Kudüs'e bir Haçlı Seferi planladı, Roma'ya girdi ve Papa krala Cem'i teslime mecbur oldu. Şehzadeyi verdi ama bahtsız Cem birkaç gün sonra, 1495'in 25 Şubat'ında acılar içinde can verdi. Vatikan haraç kaynağı yaptığı şehzadeyi başkalarına yár etmemiş, Kral'a teslim etmeden hemen önce zehirlemişti...
Cem'i tam 13 yıl boyunca İstanbul'a karşı koz olarak kullanan Avrupa şehzadenin ölüsünden bile keselerle altın kazandı. Fransa'da şehir şehir gezen cenaze Bursa'ya getirilip defnedildiğinde Cem'in ölümünün üzerinden iki sene geçmiş ve Bayezid'e bir servete malolmuştu.
Hanedanın cevabı: Siz Osmanlı değil, Papalık prensisiniz
Cem Sultan'ın soyundan geldiğini söyleyen George Said-Zammit, bundan iki ay önce Osmanoğlu ailesinin yani Osmanlı Hanedanı'nın New York'ta yaşayan reisi Şehzade Osman Ertuğrul Efendi'ye bir mektup yazdı ve aile tarafından ‘‘tanınma’’ istedi.Said-Zammit, mektubuna arşivlerden topladığı Cem Sultan'ın nesliyle ilgili belgeleri de iláve etmişti.
Hanedan reisi Osman Ertuğrul Efendi, Said-Zammit'in mektubuna şık bir cevap verdi. İddianın doğru olabileceğini ancak tarihçilerin yapacağı geniş bir araştırmaya ihtiyaç bulunduğunu söyledi. Said-Zammit ailesinin Osmanoğlu ailesi tarafından ‘‘tanınması’’konusunda ise titiz davrandı ve ‘‘Sizi bir 'Osmanlı Şehzadesi' olarak kabul edemem. Zira, büyük dedeleriniz Papa Altıncı Alexander'in verdiği 'Prens' unvanını kabul ettiklerine ve bu unvanı birkaç nesil boyunca kullandıklarına göre artık 'Osmanlı'değil, 'Papalık Prensi' sayılırsınız’’ dedi.
Türkiye'de cumhuriyet kurulmayıp da Osmanlı idaresi devam etseydi, Şehzade Osman Ertuğrul Efendi şimdi ‘‘Dördüncü Osman’’ unvanıyla tahta oturacaktı.