Gitme sevgilim, gitme
Gidersen, bil ki ölürüm!
Önce göçebe hayaller karşılar beni
sonra ılık bir yaz yağmuru gibi
yanaklarımdan süzülür damlalar…
‘Ağlama gözlerim’ desem de
durduk yere akıtır yaşlarını…
Oysa matemimi ne gören vardır
ne de duyan…
Her doğan güne sevinirken seninle
şimdi katran karası gecelerdir beni bekleyen.
Gözlerim seni ararken karanlıklarda
gölge olur, düşersin bedenime…
İşte o an, sensizliğe inat
her sevdanın şakağına silah dayarım.
Ama titrer ellerim, gitmez tetiğe
kıyamam sevdaya ve sevdalılara…
Neden hep gitmek, bu gitme telaşları neden?
‘Kal’ desem,
sözüm seni bekleyenlerden ağır basar mı?
Gitme sevgilim
Gidersen, bil ki ölürüm!
Gözlerimin ufkundan uzaklaşırsan,
sesiz çığlıklarımı kim duyar söyle? Son bir şey daha…
‘evet’ ise cevabın, arkana bile bakma...
çek git dilediğinyere ‘aşkımdan hiç iz
kalmadımı sende?’
Sus… konuşma, verme cevabını istemiyorum.
Gitme sevgili… gitme…