“Fakat aşk, diyordun. Konuların en hassasına gelmiştik.
Doğrusunu istersen ben de artık sabırsızlanmaya başlamıştım.
Fakat sözü bir türlü oraya getiremedim. ‘Fakat aşk’...
doğrusu cesaretli bir çıkış yaptın.”
“Benim bu hususta ağzım çok yanmıştır,” dedi Metin.
“Aşk dememeye yeminliyim.” “Gene de duramadın; fakat
aşk, dedin. Biz Türkler açıksözlüyüzdür. Kendimizi tutamayız.
Birbirimizi ne kadar yeni tanımış olsak da, yarım saat
geçmeden içimizi döker ve fakat aşk, deriz.